Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Kanun hükmünde kararnameyle (KHK) ihraç edilmelerinin ardından işlerine dönmek için 70 gündür açlık grevi yapan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça için Türkiye’yi uyardı.
“Sağlık durumları, kalıcı hasar ve ölüm riski taşımaktadır” diye komisyon, aday ülke olarak Türkiye’ye sorumluluklarını hatırlattı.
Fotoğraf: Reuters
Gülmen, ‘FETÖ’ iddiasıyla açılan soruşturma gerekçesiyle Selçuk Üniversitesi’ndeki görevinden uzaklaştırılmış, 6 Ocak’ta yayınlanan 679 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yle ihraç edilmişti.
Özakça da Mardin Mazıdağı Cumhuriyet İlkokulu’ndaki sınıf öğretmenliği görevinden 675 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yle ihraç edilmişti.
İki eğitimci Yüksel Caddesi’nde 120 günlük direnişin ardından açlık grevine başlamıştı. Bugün, Gülmen ve Özakça’nın açlık grevlerinin 70’inci günü.
‘Yakından takip ediyoruz’
Cumhuriyet’ten Duygu Güvenç’in haberine göre, komisyon sözcülüğü Gülmen ve Özakça’nın durumuyla ilgili şu mesajı paylaştı: “Görevlerinden atılmalarının ardından, yaklaşık 70 gündür açlık grevindeki iki eğitimci Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın sağlık durumları, kalıcı hasar ve ölüm riski taşımaktadır. Kendileriyle ilgili gelişmeleri yakından takip ediyoruz. AB, her türlü kanuna aykırılık veya suç iddiasının adil yargılanma ilkesi ışığında ele alınması gerektiğini ve her koşulda, tüm bireylerin masumiyet karinesi ile adil yargılanma sürecinde kendilerini savunma hakkına saygı gösterilmesi gerektiğini hatırlatır.”
AB adayı ve Avrupa Konseyi üyesi olan Türkiye’nin sorumluluklarını hatırltatan AB Komisyonu, konseyle işbirliğinin ‘yaşamsal önemde’ olduğu vurgulandı.
Komisyon açıklamasına şöyle devam edildi: “AB, aday bir ülke olarak Türkiye’nin her zaman kendisine en yüksek demokratik standart ve uygulamaları hedef alması gerektiğini defalarca vurgulamıştır. Türkiye’nin, başta 15 Temmuz darbe girişimini izleyen süreçte Türk makamları tarafından alınan tedbirlere yönelik hukuk yollarıyla ilgili olarak Avrupa Konseyi ve konseyin organlarıyla varolan yakın işbirliğini sürdürmesi ve derinleştirmesi yaşamsal önem taşımaya devam etmektedir.”