MESUDE DEMİR
@mesudedemirr
Avrupa Birliği Gıda ve Yem için Hızlı Alarm Sistemi’nin (RASFF) uyarı yayınladığı gıda, yem, ambalaj vb. ürünlerde Türkiye 2024’te ilk sıradaki yerini korudu.
Yıl içinde uyarı yayınlanan 5 bin 273 ürünün yüzde 9’u Türkiye menşeli. İkinci sırada yüzde 6.3 oranıyla Çin, üçüncü sıradaysa yüzde 6.1 oranıyla Hindistan yer alıyor.
Uyarı alan Türkiye menşeli ürünlerin yüzde 68’i de meyve ve sebze.
Türkiye’den ihraç edilen sebze, meyve ve başka gıdalar, içerdikleri pestisitler, zehirli ve kanserojen maddeler nedeniyle birer birer geri gönderiliyor.
En zehirlisi aflatoksin B1
Sık aralıklarla, tehlikeli bulunan gıdalar geri gönderiliyor. En son İsveç’e gönderilen antep fıstığı ve incirde ‘zehirli ve kanserojen’ madde aflatoksin B1 tespit edildi.
Aflatoksinler üzerinde önemle durulan maddelerden. Aflatoksin nemin artışı ve ısıya bağlı gıdalarda ve yemlerde gelişen toksik kimyasal bir madde. Nemli ortamda oluşan küfün (aspergillus) sporları bu toksik maddeyi üretiyor ve besin maddesine bulaştırıyor.
20’den fazla aflatoksinler var. Aflatoksin B1, B2, G1ve G2 en önemlileri. Gıdalarda en çok bulunan ve en zehirli olanıysa aflatoksin B1.
Bunlar kuru meyveler, yağlı kuru meyveler, baharatlar, tahıllar, süt ve süt ürünleri ve hayvan yemlerinde bulunabilir. Aflatoksinlerin de içinde yer aldığı mikotoksinlerin sağlık üzerindeki olumsuz etkileri biliniyor.
Doğada 100’ün üzerinde küf türü tarafından üretilen 400 civarında mikotoksin var. Mikotoksinler hem insanlar hem de çiftlik hayvanları için tehlike oluşturabiliyor.
Doğrudan içinde bulunduğu besinlerin yenmesiyle alınıyor. Bir başka önemli maruziyetse mikotoksinli yemlerle beslenen hayvanların sütlerinin tüketilmesi.
Bir besinden diğerine bulaşabiliyor, yıkamayla temizlenmiyor
Aflatoksinler diğer mikotoksinler gibi hasat öncesi tarlada, hasat zamanı veya hasat sonrası uygun olmayan depo koşullarında ortaya çıkıyor. Ayrıca işleme ve depolama gibi çeşitli aşamalarda da kontaminasyon (bulaşma) riski var.
Aflatoksinle kontaminasyon riski en yüksek gıdalar arasında kuru incir, yer fıstığı, Antep fıstığı, mısır, baharatlar, çiğ süt sayılıyor. Pirinç, buğday, ince ve süpürge darı gibi tahıllar; pamuk, soya fasulyesi, yer fıstığı, ayçiçeği gibi yağlı tohumlar; kırmızı biber, karabiber, kişniş, zerdeçal, zencefil gibi baharatlar; badem, ceviz, Hindistan cevizi, Brezilya cevizi gibi kuru yemişler diğer sık üredikleri besinler.
Aflatoksin yıkamayla temizlenmiyor.
Aflatoksin karaciğer kanserine yol açıyor
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz mikotoksinlerin farklı aşamalarda meydana geldiğini söylüyor: “Genellikle sıcak, nemli ve rutubetli koşullar altında gelişirler. Gıda işleme süreçlerinde (ısıtma vs.) de varlığını sürdürürler.”
Sağlık üzerindeki olumsuz etkileriyse çeşitli.
Genotoksik ve mutajenler olduklarını belirten Yavuz, şöyle devam ediyor: “DNA hasarlarına ve mutasyonlara yol açabilir. Yüksek dozda alındığında akut karaciğer yetmezliğine neden olur. Uzun dönemdeyse böbrek problemlerine, bağışıklık sistemi sorunlarına ve kansere yol açabilir. Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu (FDA) aflatoksinlerin doğumsal bozukluklara da neden olabileceği konusunda uyarıyor. Aflatoksinler özellikle karaciğer kanseri riskini artırıyor.”
Türkiye Avrupa Birliği (AB) süreci yaşadığı için gıda mevzuatındaki sınır değerler ya aynı ya da yakın. Aflatoksinle ilgili bazı sınır değerlerse 31 Aralık’tan itibaren yürürlüğe girecek.
Gıdaların yetiştirilmesi kadar saklanma ve taşınması koşulları da önemli. Çünkü aflatoksin türevi maddeler taşınma, depolama sırasında da ortaya çıkabiliyor.
‘Tarım ve Orman Bakanlığı pestisit ve aflatoksinli gıdaları da açıklasın’
Tarım ve Orman Bakanlığı taklit, tağşiş ve sağlığa zararlı ürünleri, üreticileri ifşa ediyor. Ancak aynı şeffaflık aflatoksinli, pestisitli ürünlerde sergilenmiyor.
AB’ye giden ürünlerdekiler oralardaki laboratuvarlardaki testlerle yakalanıyor. İhraç edilmeyip, iç pazarda tüketilenleri belli ki biz yiyoruz.
Yavuz, bakanlığın aflatoksin ve pestisitle ilgili detaylı veri paylaşmadığını hatırlatıyor: “Bakanlık bazı denetim sayılarını raporlarında açıklıyor ama detaylarına ilişkin bakanlığın verisine dayalı değerlendirme yapmamız mümkün değil. AB’den dönen gıdalar dolaylı da bir gösterge oluyor.”
Sektörün laboratuvarları doğru analiz yapıyor mu?
Prosedür gereği bir gıdayı Avrupa’ya ihraç edeceğiniz zaman akredite bir laboratuvardan analiz raporları alınıyor. Zaten o raporları sunmadan karşı taraf ürünü kabul etmiyor. Ama satın alan ülkeler kendi analizlerini de yapıyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın da gelişmiş laboratuvarları olduğunu hatırlatan Yavuz, şu soruyu soruyor: “Buralarda analizler yapılıyor. Gıdalar eğer taşınma, saklama vs.’den etkilenmeyen bir bozukluk nedeniyle dönmüyorsa, acaba bizim analiz laboratuvarlarımızda mı bir sıkıntı var?
Sektörden bazı laboratuvarlar da akreditasyon alıp bu işe girmeye başladılar. Bunlarla ilgili sıkıntı ne düzeyde bilmiyoruz.”
Gıdaları uzun süre bekletmeyin
Aflatoksin ve diğer mikotoksinlere karşı şu önlemleri alınabilir:
- Mikotoksin bulunabilecek gıdaları küf belirtilerine karşı kontrol edin ve küflü, rengi bozulmuş veya pörsümüş görünenleri atın.
- İşlemler ve depolamada tahılların zarar görmesini önleyin. Çünkü zarar görmüş tahıllar küflere ve mikotoksinlere daha yatkın.
- Tahıl ve kuruyemişleri mümkün olduğunca taze satın alın.
- Gıdaları böceklerden uzak, kuru ve çok sıcak olmayacak şekilde saklayın.
- Gıdaları kullanmadan önce uzun süre bekletmeyin.
- Çeşitlilik içeren bir diyet uygulayın.