ECE PİROĞLU
@EcePIROGLU
ecepiroglu95@gmail.com
Netflix’in geçen hafta yayına giren sekiz bölümlük yeni yerli dizisi ‘Zeytin Ağacı’ üç yakın arkadaş Sevgi, Leyla ve Ada’nın ani bir kararla çıktıkları Ayvalık seyahatinde başlarından geçenleri anlatıyor. Kanser hastası Sevgi, kemoterapiler sonrası kurtulduğunu düşünürken kanseri nüksediyor. Ama Ayvalık’ta katıldığı ‘kök aile açılımı’ çalışmasıyla bir anda iyileşiyor. Sevgi’nin ardından bu çalışmalara Leyla ve Ada da katılıyor ve dizi boyunca karakterlerin travmalarının yaşamlarına etkisini ve deneyimlerini izliyoruz.

Bugüne kadar dizi ve filmlerde, gerçeğe yakın ya da değil pek çok terapi sahnesi izledik. Lakin Zeytin Ağacı’ndaki gibi tek seansta ‘mucizevi çözümlere’ çok tanık olmadık. Doğrusu bu ‘kısa yol’ sorunlarını çözmek isteyen insanları cezbedebiliyor. Özellikle kanser gibi ağır hastalıklarla mücadele eden insanlara, Sevgi’nin iyileşme süreci umut vadediyor.
Önemli soru şu: Bu vaat ne kadar gerçekçi?
Dizide çay çekirdek eşliğinde ‘ne olacak merakıyla’ izlenen sahneler, gerçek hayatta suistimale ve risklere açık. Dizi yayına gireli daha bir hafta oldu, şimdiden her yerde ‘aile dizimi’ konuşuluyor.
Peki nedir bu aile dizimi? Travmalarımız nesilden nesile aktarılması mümkün mü? Bu çalışmaları kimler yapıyor, nasıl riskler barındırıyor?
Senaristi Nuran Evren Şit diziyi yazma motivasyonunu, aile dizimi yapan Feride Gürsoy seansların detaylarını, psikiyatri uzmanı Doç. Dr. Cemal Onur Noyan aile dizimi çalışmalarını ve risklerini, Bahçeşehir Üniversitesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Timuçin Avşar travmaların nesilden nesile aktarımını anlattı.
‘Brezilya’dan din adamı mesaj attı’
Senarist Nuran Evren Şit
Zeytin Ağacı nasıl ortaya çıktı?
İlk kez beş yıl önce bir aile dizimi çalışmasına katılmıştım. Tarif edilemez bir dönüşüm başladı hayatımda ve bu konuyu araştırmaya, deneyimlemeye devam ettim. Sadece kendimde değil, arkadaş çevremde ve katılan insanların hayatı da dönüşüyordu. Bir gün bu konuyu bir dizide işlemeyi çok istiyordum ama nasıl yapacağımı bulmam beş yılımı aldı.
Dizide Zaman’ın çalışmaları fantastik görünüyor. Gerçekten o çalışmalar gösterildiği gibi mi?
Orada izlediğiniz şeyler fantastik değil, deneyimleyen biri olarak bunu söyleyebilirim. Tabii ki biz sinemasal ve kurmaca bir dünyada hikayemizi anlattığımız için kurgu işin içinde var. Karakterlerin hikayeleri kurmaca evet ama o karakterlere açılım yapılsaydı -ki bunu da yaptık- bunlar yaklaşık olarak böyle olurdu. Katıldığım seanslardan izlenimlerim böyle en azından. Dizinin toplamında ne anlattığımızı gerçekten çok özenle ele aldık.
Diziyle ilgili nasıl tepkiler alıyorsunuz?
O kadar çok mesaj alıyoruz ki, Türkiye’den ve dünyanın pek çok ülkesinden yoğun bir ilgi gördü Zeytin Ağacı. Doktorlar, sağlık çalışanları, hastalar, psikologlar, hatta Brezilya’dan bir din adamı bile mesaj atarak teşekkürlerini iletti. “İyi ki böyle bir dizi yaptınız, çok ihtiyacımız varmış” mesajını o kadar çok aldık ki… Bundan daha büyük bir ödül ve motivasyon düşünemiyorum şu anda.
Dizideki seansları bilimsel değil diyerek reddedenler var. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
Her görüş kıymetli, her bakış açısının bir anlamı var. Tabii ki mutlak doğrulardan bahsedebileceğimiz bir saha değil burası. Biz zaten bilimsel bir yerden değil, çok daha narin manevi bir yerden anlatıyoruz derdimizi. “Bir de böyle bir bakış açısı var” diyoruz.
Taşıdığımız miraslar sadece genetik değil, psikolojik de. Bunu reddetmek, pek çok olasılığa sırtımızı dönmek olur. Çözümleri sürekli dışarda aramak yerine, içerisiyle, bedenimizle, geçmişimizle bağlantı kurmak; bizi pek çok yükten özgürleştirecek bir çare arama yolu olabilir diye düşünüyorum. En azından benim deneyimim ve yorumum böyle.
‘Aile dizimi suyun altıyla ilgileniyor’
Aile dizimci Feride Gürsoy
Aile dizimi nedir?
Aile dizimi bir psikoterapi yöntemi. Suyun yüzeyde görünen kısmıyla değil, görünmeyen kısmıyla ilgileniyor. Bu görünmeyen kısmı nasıl daha görünür kılınacağını gösteren bir çalışma. Yani kişilerin arasında geçen, duygusal olarak hissedilen ama tam söze dökülemeyen ilişki dinamiklerinin ve tabii ki travmaların ortaya çıkarıldığı alan.
Aile dizimi hangi konular için uygulanıyor?
Aile dizimi bir yöntem, dizim yöntemi. Bunu aileye bakmak için de, mimari yerleşim için de kullananlar var. Aile dizimiyle nesillerden aktarılan annemizin-babamızın ya da ondan önceki neslin yaşamış olduğu olaylar acaba sonradan doğan jenerasyonların hayatı deneyimleyişlerinde, arayışlarında nasıl etkili, ona bakıyoruz.
Hastalıkların tedavisinde bir yöntem olarak kullanılıyor mu dizim çalışmaları?
Bu çalışmaların hiçbirisi kronik hastalığa, kansere tedavi sunmaz. Çünkü o artık fizyolojik bir rahatsızlık olmuştur. Kime neyin iyi geleceğini de bilmiyoruz. Kimisi önce fizyolojiden gidip, sonra psikolojik danışmanlık alarak, aldığı fiziksel tedaviyi çok daha kapsamlı bir hale getirebilir. İnsanın sadece bedenini iyileştirmesi değil, duygusal varlığını, yaşam alışkanlıklarını, düşünme şeklini değiştirmek de en etkili tedavi oluyor. Dolayısıyla aile dizimi için tamamlayıcı, destekleyici diyebiliriz.
Peki bu çalışmalar nasıl yapılıyor?
Bütün aile dizimi uygulayıcılarının kullandığı farklı yöntemler var. Aldığı diğer eğitimlerle birleştirerek farklı farklı çalışma şekilleri yapıyoruz. Bazı dizimciler daha kısa dizim yapıp minik minik adımlarla şifaya doğru gidiyorlar. Ben daha uzun dizimleri tercih ediyorum. İki-iki buçuk saat sürüyor. Dizide hızlandırılmış bir çalışma izliyoruz ve en vurucu sahneyi koyuyorlar. Bazen dizimler o kadar da zevkli olmayabiliyor. Duruyoruz, sessiz kalıyoruz, ağırlık çökebiliyor insanların üzerine.
Çalışmaları kimler yapabiliyor?
Türkiye’de çok iyi hocalar var. Psikologlar içinde de aile dizimi eğitimi almış pek çok kişi var. Biraz araştırıp deneyimlerine ve aldıkları eğitimlere bakılarak seçilirlerse uygulayıcılar iyi olur. Bu hafta sonu aile dizimi eğitimine katıldım hadi bi dizim açayım gibi de bir yaklaşım oluyor. Orasını tehlikeli buluyorum çünkü travmayla çalışıyoruz dolayısıyla uygulayıcı danışanı nasıl sakinleştireceğini bilmiyorsa, onun arkasına bir destek veremeyecekse o kişiyi çok zor durumda bırakabilir. Ortaya çıkan travmayla yüzleşmek çok zor olabilir.
‘Faydadan çok zararı olabilir’
Psikiyatri uzmanı Doç. Dr. Cemal Onur Noyan
Aile dizimi bir psikoterapi yöntemi midir?
Bir uygulamaya psikoterapi ve uygulayıcısına psikoterapist diyebilmemiz için bazı şartlar gerekir. Öncelikle uygulayıcının bu alanda lisans ve yüksek lisans eğitimi almış olması ve öğrenim süresinde ya da sonrasında yapılandırılmış, ölçülebilen, vaka takip edilen ve uluslararası sertifikasyon süreçlerinin bulunduğu, iki ile beş yıl süren psikoterapi eğitimleri alması gerekir. Aile dizimi 1950’te Bert Hellinger tarafından uygulanmaya başlayan bir grup terapi sürecidir aslında.
Yıllar içinde uygulama biçim ve kuralları değişerek günümüzde farklı bir formata bürünmüş. Aile dizimi uygulamaları hali hazırda psikodrama süreçlerinde ya da sistemik aile terapisinin bir parçası olarak uzman psikoterapistlerce gereken durumlarda uygulanabilir. Aile diziminin tek başına bir psikoterapi olarak adlandırılabilmesi için yapılandırılmış bir terapi sürecinin bulunması ve bilimsel çalışmalarla etkinliğinin kanıtlanmış olması gerekir. Bu veriler henüz oluşmuş değil, hala anektodal vaka seviyesinde. Sonuç olarak aile diziminden bir psikoterapi yöntemi olarak bahsetmek mümkün değil.
Aile dizimi çalışmalarını kimler yapıyor? Bu uygulamaların ne riski olabilir?
Aile dizimi uygulayıcı eğitimini lisans mezunu olan herkes kısa süreli bir eğitim sonrası alabiliyor maalesef. Bu durum da beraberinde birçok riski getiriyor. Birçok psikiyatrik belirtinin bir arada bulunduğu bir vakanın klinik psikiyatri/psikoloji eğitimi almamış bir aile dizimi uygulayıcısının müdahalesiyle çok daha fazla sorun yaşayabileceğini göz önünde bulundurmak gerekli.
Aile dizimi sırasında bireyin kendisinin yönetemeyeceği bir travmatik sürecinin ortaya çıkması ve uygulayıcının yetersiz müdahalesiyle mevcut travmanın alevlenmesi, bireyin kendisine ya da çevreye zarar vermeye sebep olabilecek ciddi psikiyatrik belirtilerin ortaya çıkması mümkün.
Neden bu yöntem herkese çok cazip geliyor?
Son yıllarda giderek popülaritesi artan yaşam koçu, nefes koçu, başarı koçu bireylerin de aldıkları kısa süreli eğitimlerle düzenledikleri aile dizimini bir-iki seansta çözüm vadederek uyguladıkları düşünüldüğünde bu konunun neden bu kadar popüler olduğu anlaşılıyor. Toplumsal olarak da gizli, mistik ve mucizevi konulara ilgi duyuyor oluşumuz da bu konunun popülerleşmesine yol açıyor. Eğer geçmiş travmatik yaşantılarınız varsa mutlaka bir uzmana müracaat etmek, değerlendirme sonrasında önerilen tedavi protokolüne devam etmek gerekir. Yoksa aile dizimi gibi kısa süreli, mucizevi çözümler öneren, etik dışı müdahalelerle sıkça karşılaşılabilecek bir uygulamanın faydadan çok zararı olabilir.
‘Travmalar nesilden nesile aktarılır’ diyebilmek için yeterli bilimsel kanıt yok
Bahçeşehir Üniversitesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Timuçin Avşar
Aile dizilimi – köken açılımı hakkında ne düşünüyorsunuz? Epigenetik’i bununla bağdaştırabilir miyiz?
Aile dizilimi psikoterapide kullanılan bir yöntem. Kişinin geçmiş travmaları veya stres bozukluklarının, aile bireylerinin de dahil edilerek aile içerisindeki geçmiş travmalarla ilişkilendirilmesi ve anlamlandırılması süreci.
Epigenetikse DNA dizisi üzerindeki dönüşümlü kimyasal değişiklikleri ifade ediyor. Bu değişimler DNA üzerinde yer alan genlerin ya da fonksiyonel bölgelerin işlevini değiştirebileceği gibi var olan bir işlevin daha az ya da daha çok etkin yapılmasını sağlayabilir.
Epigenetik konusunu aile dizilimi konusuyla bağdaştırmak için henüz kanıta dayalı veriler içeren bilimsel çalışmalar bulunmuyor.
Aile kökenlerimizdeki travmalar bizlere kalıtımsal olarak geçebilir mi? Bazı hastalıkların kökeninde bu travmalar olabilir mi?
Aile kökenlerindeki travmaların kalıtımsal olarak nesilden nesile geçmesi şu anki bilgi birikimimize göre mümkün görünmüyor. Travmatik olayların ya da ailesel problemlerin epigenetik düzenlemeleri değiştirebileceğini düşünsek bile, her birey kalıtımı gerçekleştirmek üzere yumurta/sperm hücrelerini üretmeden önce epigenetik profilini tamamen kaldırıp sonrasında sadece cinsiyete özgü epigenetik değişiklikleri gerçekleştirir.
Yani erkekler erkeğe özgü, kadınlar kandınlara özgü epigenetik değişikliklerini gerçekleştirip yumurta/sperm hücrelerini olgunlaştırır. Bunun dışında bazı kromozom bölgeleri üzerindeki epigenetik değişikler rastgele gerçekleşmektedir.
Yani anne ya da babadan gelen kromozom üzerindeki bölgelerden ikisinden birisi rastgele seçilerek epigenetik olarak düzenlenir. Bazı psikiyatrik hastalıkların kökeninde travmatik olaylar olabilir, bu travmatik olaylar epigenetik düzenlenmeleri değiştirebilir ancak bu değişimlerin nesilden nesile aktarılması henüz mümkün görünmemektedir.
Bu aktarımdan korunabilinir mi ?
Bu aktarımdan korunmak mümkün olmadığı gibi korunmaya ihtiyaç da yok. Bu doğal süreç, hücresel yaşamın bir parçasıdır. Asıl bu süreç sekteye uğradığında psikaytrik hastalıkları da içermek üzere birçok hastalığın ortaya çıkması söz konusu.