Çin’in giderek daha da güçlenen ekonomisi ve Rusya’nın gelen ağır yaptırımları Çin desteğiyle kolayca aşabileceğine dair tezler, doların tahtının sallanabileceği beklentisini doğurmuştu. Ama bu fikirler gerçek dünyada henüz pek de karşılık bulmamış gözüküyor.
Dünyadaki para bolluğunda sona doğru gelinirken, yükselen faizlerle birlikte ABD Doları, diğer para birimleri karşısında gücünün zirvesinde.

Dünyada para muslukları Covid-19 salgını nedeniyle açılmış, enflasyonist baskıların artması ve Rusya’yla Ukrayna arasında patlak veren savaşla birlikte sıkı para politikasına dönülmüştü.
Dolar endeksindeyse aşırı gevşek para politikaları nedeniyle 2020’de yüzde 6,7’lik kayıpla 90 kritik eşiğinin altını görmüştü.
Endeks, dünyada değişen algı ve ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz oranlarını artırım sürecinde gerekirse daha agresif adımlar atabileceği sinyalini vermesiyle nisanda 103,9’la 20 yılın zirvesinde.
Avronun kaybı yüzde 5’e yakın
Avro bölgesinde oluşan yüksek enflasyon ortamı ve Avrupa ülkelerinin faiz artırımları konusunda ikilemde kalması avroyu dolar karşısında baskıladı.
Dolar/avro paritesi şu an 1,0550 ile Ocak 2017’den beri en düşük seviyesinde.
Temmuz 2020’den beri söz konusu paritede kayıp yüzde 4,7.
Yine aynı süreçte gevşek para politikaları nedeniyle Japon Yeni’nin yüzde 6,7, İngiliz Sterlini’nin yüzde 4,2, İsviçre Frangı’nın yüzde 5,5, Kanada Doları’nın yüzde 2,8, İsveç Kronu’nun yüzde 4,6 kaybı var.
TL serbest düştü
Dolar endeksi güçlenirken zayıflayan Türk Lirası söz konusu süreçte asıl darbeyi hükümetin para politikalarına müdahalesiyle yedi.
TL, özellikle geçen yılın eylülünden itibaren yükselen enflasyona rağmen indirilen faizler nedeniyle 8,30’lu seviyelerden 18,4’e kadar çıktı.
Daha sonra bu kaybın bir bölümü telafi edilse de Temmuz 2020’den beri dolar karşısında kayıp hala kayıp yüzde 114.
Dolar güçleniyor
TL’nin 2021’deki kaybı yüzde 45’ten fazla