Uluslararası piyasalar uzmanı Şant Manukyan, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı sonrasında başlayan yaptırımların Batı’nın finans alanındaki hakimiyetini gözler önüne serdiğini ancak bunun bir Pirus zaferine dönüşebileceğini belirtti.
Pirus zaferi, büyük kayıplar vererek elde edilen bir galibiyeti anlatıyor. Bu durumda kayıpların büyüklüğü zaferi anlamsız kılıyor.

Rusya’da finans piyasaları, Batılı devletlerin uyguladığı yaptırımlarla çalkalanıyor. Rusya uluslararası ödeme sistemi SWIFT’ten çıkarıldı. Rusya Merkez Bankası’nın döviz rezervlerini de hedef alan yaptırımlar getirildi. Söz konusu rezervlerin büyük bölümü erişilemez hale geldi.
Rus hükümeti yaptırımlar karşısında rubleyi korumak için sermaye kontrolü getirdi. Uluslararası şirketlerin çoğu Rusya’daki faaliyetlerini daraltmak, durdurmak veya sonlandırmak zorunda kaldı.
Kredi derecelendirme kuruluşları Rusya’nın kredi notunu ‘çöp’ seviyesine indirdi. Rus şirketleri, çıkışı dünyanın en büyük ikinci ekonomisi Çin’de arıyor.
‘Büyük bir kırılma anı’
İş Yatırım ekonomisti Manukyan, uluslararası piyasaların Çin ile Batı arasında çekişmeye sahne olacağını öngörerek bundan sonra yaşanabilecekleri Dünya gazetesindeki köşesinde yazdı.
Ukrayna’da sıcak çatışma öncesi, Rusya’nın 630 milyar dolarlık rezervi ve Çin desteğiyle Batı’nın sıkıştırmasına kolayca karşı gelebileceğine dair çıkan yorumları hatırlatan Manukyan, “Rusya ABD Doları’nın tabutuna son çiviyi de çakmak üzereydi. Ancak yeni bir dünya düzeni beklerken karşımıza eski dünya düzeni çıktı” dedi.
Rusya Merkez Bankası’nın rezervlerine erişimin kesilerek işlem yapmasını engellenmesiyle bankanın ‘paralize edildiğini’ anlatan ekonomist, Rusya çok ciddi bir altın rezervine sahip olsa da sıtışın çok zorlaştığını belirtti.
Buna benzer bir sürecin Venezuela ve İran’da da görüldüğünü söyleyen Manukyan, bu ülkelerin elindekileri piyasa fiyatının altında Çin veya Hindistan gibi ülkelere satmaya yönelebileceğini kaydetti.
Rus işgali sonrası bütün olan bitenin ‘Batı’nın finansal piyasaların anahtarını nasıl elinde tuttuğunu gösterdiğini’ belirten Manukyan, Çin’in bu süreci çok yakından takip ettiğini belirtti.
Manukyan’a göre ‘büyük bir kırılma anı’ söz konusu. Batı finansta kazanmış olsa da bu ‘Pirus zaferi’ olabilir.
Bundan sonra ne olacak?
Ekonomistin bundan sonra uluslararası sistemde olacaklara dair senaryosu özetle şöyle:
– ABD’nin değil ama Avrupa’nın güvenlik konsepti değişmek zorunda kalacak. Liderliği boyunca Almanya’yı ve Avrupa Birliği’ni (AB) bu günlere hazırlamak yerine Rusya’yla daha sıkı ilişkiler içine giren (eski Almanya başbakanı Angela) Merkel’in hatası hızla telafi edilmeye çalışılacak.
– Batı blokunun SSCB’nin yıkılmasıyla hızlandırdığı globalleşme, ülkelerin mevcut sistemlerine bakmadan sadece maliyet muhasebesi ile tedarik zincirlerinin dağıtılmasını tetiklemişti. Batı artık Çin’le olacak bir sürtüşmede neler olacağını biliyor. Ticaret savaşı ve Covid’le başlayan tedarik zincirinde yer değiştirmeler hızlanacak.
– Rusya ve Çin zaten var olan alternatif ödeme sistemine ek parasal bir sistem oluşturacak.
– Rusya artık Çin’e bağımlı bir devlet haline gelecek. Çin artık Rusya’yı rahatlıkla kendi çizgisine çekebilecek.
– ABD küresel sistemden çekilmiyorsa, Çin harekete geçsin veya geçmesin savaş riski arttı. Bu prim tüm varlık fiyatlarından çıkartılmalı.
– Çin yaptırımlara baktığında elindeki devasa ABD Hazine stokunu sorgulayacaktır.
– Dünya uzun süredir görmediği bir enflasyon tipiyle karşı karşıya kalacak. Hammadde fiyatlarında artış ve tedarik zincirinde en ucuz üreticiden en güvenilir üreticiye kayma neticesinde oluşacak maliyet artışı… Çözümü merkez bankalarından beklemeyin.
Biden: Diktatör işgalin bedelini ödeyecek