AYŞEGÜL KASAP
aysegulkasap@diken.com.tr
@aysegul_kasap
Dünya gazetesi ekonomi yazarı Şeref Oğuz’a göre enflasyonun yüzde 50’leri gördüğü bir durumda Katma Değer Vergisi’ndeki (KDV) indirim vatandaşı rahatlatmayacak. Alışverişe çıkanlar ise fiyatların yeniden zamlanacağı endişesi taşıyor.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın faiz ısrarıyla beraber, zaten kırılgan bir düzlemde olan enflasyon agresif bir şekilde artmaya başladı. Bu durum karşısında hükümet enflasyonu baskılayabilmek için KDV’de indirim yaptı.
Ama bu fiyatları indirmek bir yana dursun daha da artırıyor. Bu uygulamanın hem vatandaşa yararı yok hem de bütçeye yük getiriyor.
Diken’e konuşan Dünya gazetesi ekonomi yazarı Şeref Oğuz, enflasyonla mücadele alanının etiketler olmadığını söyledi: “Etiketi dövdük de ne oldu? Palazlanarak geri geldi fiyatlar. Dayak arsızı oldu etiketler. Çünkü enflasyon denen bir bela var. KDV’lerden vazgeçerek hayat pahalılığıyla mücadele edemezsiniz.“
KDV indirimini vatandaşlara da sorduk. Bir beklentileri yok. Dahası fiyatlarının daha da artacağından endişeliler: “Az önce market alışverişinden çıktım. İnsanlar ‘Alabileceğimizi alalım, KDV indirimi geldi, yine zamlanacak’ diye kendi aralarında konuşuyorlardı. KDV indiriminin halktaki karşılığı bu. ‘Denetim çözüm’ diyorlar. O da çözüm değil. Kameralar önünde şov yapıyorlar gidiyorlar. Parmak sallayarak enflasyonla mücadele etmeye çalışıyorlar. Dünyada başka örneği yoktur sanırım.”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kabine toplantısından sonra konut, yeme-içme ve temel ihtiyaçlarda yeni KDV indirimlerini duyurmuştu. Erdoğan, şubatın ilk haftasında da temel gıda ürünlerinde yüzde 8 olan KDV’nin yüzde 1’e indirildiğini söylemişti.
‘Enflasyonun tek haneli olduğu zamanlarda işe yarardı’
Oğuz, KDV indiriminin bir çözüm olmadığını söyledi: “Tüketici enflasyonun yüzde 50’lerde üretici enflasyonun da üç haneli olduğu ortamlarda KDV indirimi vatandaşı rahatlatmaz. ‘Rahatlatır’ demeyi isterdim ama KDV’nin pek çok üründe 18’den 8’e inmesi ancak enflasyonun oranının tek haneli olduğu zamanlarda işe yarardı. Hayat pahalılığına karşı soluk aldırabilirdi. Yani enflasyon geçen sene olduğu gibi 10 civarlarında olsaydı bu indirimlerin anlamı olurdu ancak enflasyonun yüzde 50 üretici enflasyonun da yüzde 100 olduğu bir ortamda bu geçici bir rahatlama sağlar.“
‘Denetimlerin etkisi üç gün sürdü’
“Bunu etikette görecek miyiz?” sorusunu şöyle yanıtladı Oğuz: “Misal bebek bezi 70 liraydı, KDV’si düştükten sonra 64 lira oldu ve bunu marketler şu anda uyguladılar. Bazıları hemen ay başında olmasına rağmen niye? Çünkü denetimlerle beraber yakalanmamak ve ceza yememek için. Ama sorun enflasyon. Hatırlar mısınız bundan önce de gıdada KDV yüzde 8’den yüzde 1’e indirilmişti ve marketlere seri baskınlar düzenlenmişti. Etkisi üç gün sürdü, 4’üncü gün eski fiyatlar eski yerine ulaştı. Burada 7 puanlık indirim gıda sektörüne bir kaynak transferine dönüştü.”
‘Mart enflasyonuyla beraber eriyip gidecek’
Enflasyonist ortamda KDV’yi sıfırlamanın da bir anlamı yok. Oğuz şöyle devam etti: “Bu durum sürdürülebilir değil. Sağlanan vergi vazgeçişleriyle sadece bazı sektörlere avantaj sunulmuştur. O da yüzde 10 civarında, eklenen mart enflasyonuyla beraber eriyip gidecektir. Şimdi malum geçen senenin enflasyonunu biz martta aylık bekliyoruz. Yani yıllık enflasyonu aylık bekliyoruz.
Nisanda TÜFE yüzde 60’a, ÜFE yüzde 110’a vardığında indirilen KDV kalmamış olacak. Gıdadaki ya da bebek bezindeki KDV’yi sıfırlasak… Etiket üzerinden verdiğimiz mücadeleyi daha ne kadar sürdürebileceğiz? Aslında şimdi benzeri ikinci el otoda da satışlardan oluşan kardan alınan KDV’nin 18’e çıkarılması söz konusu. Misal galeride 100 bin liralık bir araç varsa bundan 10 bin lira karla galerici bunu satıyorsa artık ödeyeceği vergi KDV’si 18’e çıktı, yani 1.800 lira ödeyecek. Fakat tecelli nasıl olacak? Büyük ihtimal fiyatların yüzde 18 artmasına neden olacak. Durduk yerde 100 bin liralık araç 118 bin lira olacak. Halbuki burada KDV artış oranında yansımış olsaydı 1.800 liralık vergi 101 bin 800 lira olması gerekirken 118 bin liraya çıkacak.”

Konutlarda da bir KDV düzenlemesi oldu. Net alanının 150 metrekareye kadar olan kısmı için KDV oranı yüzde 8, 150 metrekarenin üzerindeki konutlarda, bu sınırı aşan kısım için yüzde 18 olarak belirlendi.
‘İndirim anlamını yitiriyor’
Oğuz, bunun da işe yaramayacağını söyledi: “Arsa maliyetinin böylesine yüksek olduğu bir ortamda fiyatlar inmeyecektir. Enflasyon tırmanırken stoktaki konutu ucuzlatıp elinden çıkarmaz sektör. Bir hareket getirir ama bu hareket onlara kısıtlı bir alan verir. Enflasyonun gölgesi o kadar ağır düşüyor ki fiyatların üzerine, bir süre sonra sizin yaptığınız indirim anlamını yitiriyor. O açıdan alınan kararların da ömrünü sorgulamak gerekiyor.”
‘Enflasyonun savaş meydanı etiketler değil’
“Enflasyonist ortamda geçici çözümlerin uzun vadede ülke ekonomisine yansıması ne olur?” diye sorduğumuzda Oğuz şu yanıtı verdi: “Enflasyonun savaş meydanı etiketler değildir. Enflasyonun savaş alanı tarladır, fabrikadır, üretim zinciridir, ekonominin reel kesimidir. Siz üretimi artırmadan ve petrol, enerji gibi girdileri ucuzlatmadan olmaz. Dünyada da bir enerji kaynak milliyetçiliği başladı. Sadece fiyat artmıyor, bir de vermiyorlar size. Bunları indirecek çözümler gelmedikten sonra, aldığınız tedbirlerin soluk aldırması bir yana vergi vazgeçişlerinizle birlikte enflasyona dolaylı olarak yeni bir külfet getirmiş oluyorsunuz.”
‘Etkisi en fazla iki hafta’
Oğuz’a göre alınan kararlar da dayanıklı değil: “Faiz, vergi gibi onlarca konuda karar alınıyor. Peki bu kararların işe yarayıp yaramadığını düşünüyor muyuz? Misal, KDV indirim kararı piyasalarda ne kadar sürede etkili olur? En fazla iki hafta sonrası enflasyon tsunamisinin debisine bağlı yürüyecek. Merkez Bankası’nın dövize müdahale kararlarını hatırlayın, aralık ayında yedi kere yaptı. Oysa Merkez Bankası bundan yedi yıl önce dövizle piyasalara müdahale ettiği zaman bundan üç hafta işe yaramıştı sonra dolar eski yerine gelmişti. Aralıkta peş peşe yedi müdahale yaptı. Etkisini birincisinde üç gün sonuncusunda üç saate kadar indi. Sonra vazgeçildi bundan yerine kur korumalı mevduat getirildi.
‘Üretimde sıkıntı var’
Kaldı ki enflasyonun savaş alanı etiketler değil. Etiketi dövdük de ne oldu? Palazlanarak geri geldi fiyatlar. Dayak arsızı oldu etiketler. Çünkü enflasyon denen bir bela var. Enflasyonun olduğu bir ortamda siz enflasyonu aşağıya indirecek yapısal bir tedbirlere odaklanmışınız. Yani egzozdan kötü duman çıkıyorsa egzoza filtre takarak değil motordaki sorunu bulmamız gerekiyor. Türkiye’nin ekonomisinde üretim motorunda bir sıkıntı var. Sadece bizden de kaynaklanmıyor. Dünyada da bir enflasyon var, emtia fiyatları arttı, savaşın getirdiği etkiler var. Kaynak bulamıyorsunuz finansa erişim sıkıntılı. Ama bütün bunların çerçevesinde siz üretimi içerde yapılandırmadan KDV’lerden vazgeçerek hayat pahalılığıyla mücadele edemezsiniz.”
KDV indirimlerinden vatandaşların da bir beklentisi yok.
Konuştuğumuz taksi şoförü Necmi bey şöyle dedi: “Geçen ay da KDV’de indirime gittiler. İki gün sürdü etkisi. Fiyatların bırakın eski yerine gelmesi daha da arttı. Yüzde 7 indirime karşı yüzde 10’dan daha fazla zam yaptılar ürünlere. Denetim çözüm diyorlar. O da çözüm değil. Kameralar önünde şov yapıyorlar gidiyorlar. Kaç marketi denetliyorlar? Kaldı ki her gün denetliyorlar mı? Hayır. İki gün belki, sonra fiyatlar artmaya başlıyor. Parmak sallayarak enflasyonla mücadele etmeye çalışıyorlar. Dünyada başka örneği yoktur sanırım.”
İnsanlar yine zamlanacak diye alışveriş yapıyor
Emekli öğretmen Ceyda hanım da endişeli : “KDV indirimi fiyatları daha da artırdı. 20 liraya aldığım ürün 19 liraya indi, iki gün sonra 24 liraya çıktı. Sadece iki gün! Şimdi yine KDV indirimi yapıyorlar, demek ki fiyatlar yine artacak. Bu emekli maaşımızla bu enflasyonla nasıl başa çıkacağız onu da bilmiyorum.Her şeye sürekli zam geliyor. Temel ihtiyaçlarımız artık lüks oldu.”
Üniversite öğrencisi Fırat şunları söyledi: “Az önce market alışverişinden çıktım. İnsanlar ‘Alabileceğimizi alalım, KDV indirimi geldi yine zamlanacak’ diye kendi aralarında konuşuyorlardı. KDV indiriminin halktaki karşılığı bu. İktidar bir şey yapıyormuş gibi görünmek istiyorlar herhalde. Yoksa geçen ay denedikleri yöntemin başarısız olduğunu, fiyatları daha da artırdığını görmemiş olamazlar. Ayrıca marketleri suçlamayı da bıraksınlar. KDV indiriminden sonra ete kendileri yüzde 48 zam yaptı.”