MESUDE ERŞAN
@mesudersan
mesudeersan@diken.com.tr
TÜMDEF (Tüm Tıbbi Cihaz Üretici ve Tedarikçi Dernekleri Federasyonu) Başkanı Kemal Yaz, üniversite hastanelerinin tıbbi cihaz firmalarına borcunun 4 milyar liraya yaklaştığını söyledi.
Yaz’a göre kamu hastanelerinin faturalarını ödeme vadesi 90 güne kadar çekildi ancak üniversiteler borçlarını ödeyemiyor.

Dünya tıbbi cihaz sektörü 2020’de 417 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştı. Dünya nüfusunun yüzde 23’ünü oluşturan ABD, Japonya, Almanya, Çin ve Fransa, sektörün yüzde 68’si, toplam gelirinin ise yüzde 46’sını elde ediyor.
Türkiye’ye bakacak olursak, tıbbı cihaz sektörü Orta ve Doğu Avrupa’nın üçüncü en büyük tıbbi cihaz pazarı. 2020 verilerine göre, pazar büyüklüğü 2.4 milyar seviyesinde. Sektör 250 bin insana iş imkânı sağlıyor.
Beş yılda, üç kat büyüdü
Diken’in sorularını yanıtlayan Yaz, yerli tıbbi cihaz sektörünü değerlendirdi.
TÜMDEF başkanı son beş yılda cihaz pazarının yaklaşık üç kat büyüdüğünü söyledi: “Ne var ki pazardaki büyümeyi enflasyondan arındırdığımızda beş yılda yarısı kadar büyüyen bir pazar görüyoruz. Ancak birçok sektörün aksine 2020’da pandemi nedeniyle ortaya çıkan yeni sağlık ihtiyaçları doğrultusunda pazar TL fiyatlarıyla yüzde 50 büyüdü. Bu büyüme sırasıyla enflasyondan ve kur değişiminden arındırıldığında yüzde 31 ve yüzde 22 olarak gerçekleşti.
Özellikle tıbbi eldivenler, mekanoterapi cihazları (mekaniz cihaz ve aparatlar) ve elektronik teşhis aygıtlarına olan talepte büyük artışlar yaşandı. 2020-2026 arasında Türkiye tıbbi cihaz pazarının TL fiyatlarıyla yüzde 6,7 CAGR (birleşik yıllık büyüme oranı) ile büyüyeceğini tahmin ediyoruz.”
‘Cari açık azalsa da ithalata bağımlı‘
Sayılarla konuşmaya devam edelim. Sektör 2020’de 933 milyon dolar ihracat, 2,1 milyar dolarlık ürün ithalat ederek 1,1 milyar dolar cari açık verdi.
Yaz konuşmasına şöyle devam etti: “Sektörün son 10 yılda en yüksek cari açık verdiği 2014’e kıyasla 2020’de cari açık yüzde 37 azaldı. Bu dönemdeki cari açıktaki azalma, yaklaşık 2,5 kat artan ihracat ve yüzde 6 azalan ithalat nedeniyle gerçekleşmişti. Yine de pazar ithalata bağımlı. Örneğin sektör ithalatının iç talebi karşılama oranı 2020’de ortalama yüzde 85. Covid-19 pandemisi sebebiyle yardımcı ve tanısal görüntüleme cihazlarının ihracatı ivme kazandı.”
Türkiye’de çok sayıda üretici bulunuyor. Ancak çoğunluğu, küçük ölçekli, ucuz ve düşük teknolojili ürünlere odaklanan şirketler. Tıbbi cihaz sektörünün yüzde 28’i sarf malzemeleri, yüzde 18’i tanısal ürünler, yüzde 10’u hasta yardımcı cihazları, yüzde 7’si ortopedi ve protez, yüzde 6’sı diş, dişçilik ürünleri ve yüzde 29’unu diğer tıbbi cihaz üreticileri oluşturuyor.
Geçtiğimiz kış sektör, beş milyar TL’ye ulaşan kamudan alacaklarıyla ilgili ciddi sıkıntılar yaşadı. Malzeme vermeyerek ameliyatları durma noktasına getirdi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bir araya gelen sektör temsilcileri, borçlarının ödenmesi ve ödeme vadelerinin 90 günle sınırlandırılması sözünü aldı.
‘Sektör mutlu değil’
TÜMDEF başkanı, “Sektör mevcut durumdan mutlu mu” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Mutlu değil. Bunun bizden kaynaklanan faktörleri de var, kamudan gelen de. Sektör doğrudan veya bayileri aracılığıyla devlet ve üniversite hastaneleri ile birkaç yıllık hatta on yıla varabilen ihale sözleşmeleri imzalayabiliyor. İhalelerin sabit fiyat esasına göre uzun vadeli düzenlenmesi, sektörün kur ve enflasyon karşısında ezilmesine, büyük ölçekli yapılmasıysa belli üretim kapasitesine sahip KOBİ’lerin mağdur olması ve güçlü ithalatçılar karşısında zorlanmalarına yol açıyor.
İhalelerin küçük ölçekli ve kısa vadeli alımlar şeklinde planlanmasını bekliyoruz. Sektör ihale fiyat tekliflerini verirken, öngörülebilir ekonomik konjonktürü dikkate alarak fiyat oluşturuyor. Ancak öngörülebilir şartların zorlaşması, belirsizliğin artmasıyla tedarikçilerimiz ciddi oranlarda ekonomik kayıplarla karşı karşıya kalıyor. Dolasıyla ihale yapan kurum da ürün tedarik eden de mağdur olabiliyor. İhale kanununa ek yapılarak ihale sözleşmelerinde fiyat farkı uygulamasının kalıcı düzenlenebilir.”
‘Üniversite hastaneleri para ödemiyor’
Sağlık Bakanlığı’na bağlı kamu hastanelerinin mart sonuna kadar vadesi gelen borçları ödendi. Ancak sektörün üniversite hastaneleriyle sıkıntıları bitmedi.
2008’de başlayan sorunlarının büyük olduğunu söyleyen Yaz, şunları anlattı:

“Şu anda sektörün en büyük kanayan yarası bu. Mağduriyetimiz sürüyor. Döner sermaye yapıları farklı, gelirleri belli ve açıkları olabilir ama bizim de borçlarımız, harcamalarımız var. Borçlarını ödemezlerse süreç düzgün yürümez. Geçmişte borçlarımızdan iki kez feragat ettik ve bunun kesintileri de başladı. Üniversite hastaneleri tedariklerini Devlet Malzemeleri Ofisi (DMO) üzerinden çözmeye çalışıyorlar. DMO’dan sarf malzemelerini vs. temin edebilirler ama incelik isteyen, klinik hekimlerle zorunlu olarak istişare yapılarak alınması gereken malzemelerin tedariği zor oluyor. Her üniversitenin ve hocaların kendilerine göre alım yapmaları gerekiyor.”
‘Firmalar ihaleye bile girmiyor‘
Aslında sektörün üniversitelere mal satmak istediğini vurgulayan TÜMDEF başkanı, şöyle devam etti:
“Firmalar ihalelere girmiyor, aslında giremiyor. Bilhassa global firmalarımız ürktü ve girmiyor. Haklılar da… ‘Ulusalararası borsaya açık şirketim. Kuralı, kaidesi belli bir işle ilgili bize şu kadar feragat yap diyorsunuz. Bunu benim gösterme şansım yok’ diyorlar. Ürünleri alıyoruz, parasını, vergisini veriyoruz, transferini yapıyoruz, ondan sonra üniversite ödemenin çok dışına çıkıyor.
Döviz ve başka maliyetler sürekli artıyor. Kimse yeni bir gürün getirip, parayı bağlayıp vermek istemiyor. Bir ticaret yapılıyor nihayetinde. Tamam amacımız nihayetinde insanları yaşatmak ama ticarette de belli kurallar var. Üniversitelerimiz sanki hiçbir şey yokmuş gibi davranıyorlar.”
‘Üretim Çin ve Türkiye’ye kaymaya başladı‘
Sektörün büyüme kapasitesinin bulunduğunu ancak belirsizlik, güncellenmeyen Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) fiyatları, ödeme süreçlerindeki sorunlar, regülasyonların engel olduğunu söyleyen Yaz, şunları dedi: “Önümüzde belirsizliğin olmaması gerekiyor. Sektörün önü çok açık. Dünyada üretim Çinle beraber Türkiye’ye kaymaya başladı. Regülasyonlar Çin’i de çok etkiliyor. Bu yüzden Çin de üs olarak Türkiye’yi seçiyor. Sektör olarak bunu iyi değerlendirmemiz lazım. Ülkemize getirisi bence çok fazla. Yerelleşmeyi, ihracatımızı, istihdamımızı artırır.”
TÜMDEF başkanı bakanlığın regülasyonları net ortaya koyması gerektiğini, aksi halde yabancıların ürkmeye devam edeceğini söyledi.