Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği 29’uncu Taraflar Konferansı’nda (COP29) Türkiye iklim değişikliğiyle mücadele vizyonunda ‘kömür kullanımının azaltılmasıyla ilgili bir politika yer almadı.’
Türkiye, Eylül 2021’de 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefini açıklamış ve aynı yıl Kasım ayında Paris Anlaşmasına taraf olmuştu.
COP29, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de 11 Kasım’da başladı.
Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele vizyonunu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum açıkladı.
Emisyon azaltım hedefleri
Türkiye’nin 2053’e kadar sanayi sektöründeki çimentoda yüzde 93, demir-çelikte yüzde 99, alüminyumda yüzde 75, binalar sektöründeyse emisyon oranını sıfıra yaklaştırmayı hedeflediğini belirten Kurum, bu alanda, toplam iki milyar ton karbondioksit eşdeğeri emisyon salımının engelleneceğini söyledi.
Ulaştırma sektöründe 2053’e kadar yedi bin kilometre yüksek hızlı tren hattı inşa edileceğini, demiryollarının lojistikteki payını yüzde 5’ten yüzde 22’ye çıkarılacağını, 2035’e kadar da elektrikli araç sayısını 4,2 milyona ulaştırıp yerlilik oranınıysa yüzde 75’e çıkarmayı hedeflediklerini belirtti.
Kurum’un Türkiye’nin yol haritasına ilişkin açıklamasının geri kalanı özetle şu şekilde:
‘2053’e kadar yenilebilir enerji payını yüzde 50’ye çıkaracağız’
* Birincil enerjide yenilenebilir enerjinin payını yüzde 50’ye, nükleer enerjinin payınıysa yüzde 30’a çıkarmayı planlıyoruz. Böylece ulusal çapta kullanacağımız enerjinin yaklaşık yüksek 80’inini karbonsuz hale getireceğiz.”
‘Atıkta geri kazanım oranı yüzde 70’e çıkacak’
* Atıkların düzenli depolama sahalarına gönderilmesine son vereceğiz. Atıkta, geri kazanım oranımızı yüzde 70’e çıkaracağız. Depozito Yönetim Sistemimizin makine ve altyapı kurulumunu, 2025 yılı sonuna kadar yapacak, ülke genelinde uygulamaya geçeceğiz. Metan emisyonlarının azaltılmasına önemli bir katkı sunmuş olacağız.”
‘Biyoçeşitliliği koruyacağız’
* Tarımsal sulama verimliliğimizi arttıracak, akıllı su yönetim sistemlerini hayata geçireceğiz. Havza yönetim planlarımızı titizlikle uygulayacağız. Biyolojik çeşitliliği koruyacağız. Sürdürülebilir orman yönetimi, çölleşmeyle mücadele, şehirlerimizde iklim dirençli yapı standartlarının geliştirilmesi gibi uygulamaları çeşitlendireceğiz. Organik tarım uygulamaları, işlemesiz tarım, yağmur hasadı gibi uygulamaları ülkemizin her yerinde yaygınlaştıracağız.
* Sürdürülebilir turizm programları ve kültürel miras alanlarının koruma altına alınmasına dair adımları kararlılıkla atacağız. Sağlık izleme sistemlerini kuracak, Meteoroloji Genel Müdürlüğü’yle birlikte erken uyarı ve müdahale mekanizmalarımızı güçlendireceğiz.
Ulusal Yeşil Taksonomi Yönetmeliği 2025’te çıkarılacak
* İklim Kanunumuzun bu yıl içerisinde, TBMM’de kanunlaşarak yürürlüğe girmesini bekliyoruz. Bu kanunla birlikte yeşil dönüşümü hızlandıracağız.
* Yeşil yatırımlar için finansman mekanizmalarını geliştirecek, ‘Ulusal Yeşil Taksonomi Yönetmeliği’ni de 2025 yılında çıkaracağız.
Ancak Türkiye’nin belirlediği stratejilerde kömür tüketimine değinilmemesi dikkat çekti. Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) Türkiye İklim ve Enerji Politikaları Koordinatörü Özlem Katısöz, şunları söyledi:
“2053 net sıfır hedefi, atmosfere saldığımız ile tuttuğumuz karbonun denkleşmesi anlamına geliyor. Denkleşme için ciddi düzeyde emisyon azaltım gerekli. Bunun için de fosil yakıtların tüketiminin sonlandırılmasına dair bir perspektif şart.
Mevcut stratejide kömürün tüketiminin azaltılmasına dair bir politika bile yok. Hatta Enerji Bakanlığı 2024-28 Strateji Planında termik kapasite artışı ve yeni kömür sahaları öngörülüyor.Karbon tutacak yutaklar kapasitesi (ormanlar) ise kömür madeni genişlemesi için ortadan kalkıyor.”