Türkiye COP 28 İklim Zirvesi’nde, iklim kriziyle güçlü mücadele için yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği taahhüdü dahil birçok deklarasyona imza atmadığı gibi kömürden çıkma taahhüdü de veremedi. Buna karşılık iklim krizi kaynaklı afetler için fon istedi.
28’inci BM İklim Değişikliği Konferansı, petrol devi Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) ev sahipliğinde 30 Kasım’da başlamıştı.
13 Aralık’ta sona eren zirve, fosil yakıt çağının bittiğine dair açık bir sinyal vermesi nedeniyle ‘tarihi’ bir zirve olarak nitelendiriliyor. Sonuç bildirgesinde ülkelere ‘zayıf bir ifadeyle’ de olsa enerji sistemlerinde ‘Fosil yakıt kullanımından uzaklaşın’ çağrısı yapıldı.
Diğer yandan, metinde nükleer, karbon depolama, geçiş yakıtı gibi öneriler de yer aldı. Çevrecilere göre bu öneriler fosil yakıtlardan tam anlamıyla uzaklaşmanın önünde engel.
Zirvede Türkiye, iklim değişikliği kaynaklı afetler için oluşturulan Kayıp Zarar Fonu’ndan yararlanmak istediğini belirtti. Oysa Türkiye, dünyada en çok sera gazı salan 15’inci ülke ve ulusal sera gazı emisyonlarını 2030’a kadar yüzde 30’dan fazla artırmayı öngören iklim hedefini henüz güncellemedi.
Zirve kararına göre tarafların Paris Anlaşması’na uygun şekilde 2030 ulusal iklim hedeflerini 2024’ün sonuna kadar güncellemesi gerekiyor. Türkiye 2053’te net sıfır emisyon hedefi bulunan ülkelerden. Bu nedenle sera gazı emisyonlarını bir an önce azaltmaya başlaması gerekiyor. Hedefi tutturabilmesi için 2030’a kadar, 2020’ye kıyasla en az yüzde 35 mutlak emisyon azaltımı olmalı.
Buna karşılık COP28’de çok sayıda ülkenin imza attığı ancak Türkiye’nin yer almadığı girişimler şöyle:
- Küresel Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Taahhüdü: 130 ülke, 2030’a kadar yenilenebilir enerjiyi üçe, enerji verimliliği çalışmalarının hızını ikiye katlama sözü verdi.
- Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Adil Geçiş ve İklim Eylemi Ortaklığı: 76 ülke, toplumsal cinsiyete duyarlı bir iklim adaleti bildirisi açıkladı.
- İklim, Yardım, Toparlanma ve Barış Bildirisi: 80 ülke, iklim değişikliğine uyumu ve dirençliliği artırmaya yönelik bir işbirliği çağrısı yaptı.
- Küresel Soğutma Taahhüdü: 66 ülke, 2050’ye kadar tüm sektörlerde soğutma teknolojilerinden kaynaklanan emisyonları 2022 seviyelerine göre küresel olarak en az yüzde 68 oranında azaltmayı amaçlıyor.
- Hidrojen Bildirisi: 37 ülke küresel yenilenebilir ve düşük karbonlu hidrojen piyasasının ve sertifikasyon programlarının geliştirilmesini amaçlıyor.
- Küresel İklim Finansmanı Çerçevesine İlişkin Liderler Bildirisi: Küresel finansmanı iddialı bir iklim eylemine uygun hale gelecek şekilde dönüştürmeyi hedefliyor.
- Kömür Sonrası Enerji İttifakı (PPCA): 2017’de kurulan ittifaka yedi ülke daha katılarak kömürden çıkma taahhüdü verdi. Polonya, Bulgaristan, Malta ve Romanya ile birlikte Türkiye ittifaka katılmayan beş Avrupa ülkesinden biri oldu.
- İklim, Doğa ve Toplum Bildirisi: 18 ülke, ulusal iklim, biyoçeşitlilik ve arazi restorasyon plan ve stratejilerinin entegre şekilde planlanması ve uygulanması için ortak çalışma kararını açıkladı.
- Uyum Finansmanı Konusunda Azim Koalisyonu: 13 ülkenin kurduğu koalisyon, uyum finansmanına erişimin kolaylaştırılması ve tüm uyum finansmanı kaynaklarının artırılması konularında birlikte çalışacağını açıkladı.
Türkiye’nin imzaladığı deklarasyonlarsa şöyle:
- İklim ve Sağlık Bildirisi: 143 ülke, ilk kez iklim değişikliğinin sağlık üzerindeki etkilerini ele alacak sistemler kurmak için söz verdi.
- Sürdürülebilir Tarım, Dirençli Gıda Sistemleri ve İklim Eylemi Bildirisi: 158 ülke,gıda üretimini ve üreticileri iklim değişikliğinin etkilerine karşı korumaya söz verdi.
- İklim Eylemi için Yüksek Hedefli Çok Düzeyli Ortaklıklar Koalisyonu (CHAMP): 65 ülke, iklim stratejilerinin planlanması, finansmanı, uygulanması ve izlenmesinde yerel yönetimlerle ve belediyelerle işbirliği yapılmasını amaçlıyor.
Çevre örgütleri zirveyi şöyle değerlendirdi:
WWF-Türkiye İklim ve Enerji Programı Müdürü Tanyeli Behiç Sabuncu:
- “Zirveden çıkan karar metninde bugüne kadar ilk defa sorunun kökenine yani fosil yakıtlardan uzaklaşmaya yönelik bir çağrı yapılmış olması iklim kriziyle mücadele sürecinde bir dönüm noktasına işaret ediyor. Kararda ayrıca, iklim krizi ve doğa koruma arasındaki doğrudan ilişkiye dikkat çekilerek 2030 yılına kadar ormansızlaşmanın önüne geçilmesi gerektiği yanı sıra, diğer karasal ve denizel ekosistemlerin bütünlüğünün korunmasının önemi vurgulanıyor. Bu noktada, Türkiye’nin iklim hedeflerini ve politikasını daha bütüncül bir yaklaşımla gözden geçirip kömürden çıkış önceliğiyle adil enerji dönüşümünü ve korunan alanların artırılmasını iklim hedefinin bir parçası haline getirmesi gerekiyor.”
Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA) Direktörü Bengisu Özenç:
- “Türkiye’nin özellikle küresel yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği hedeflerine yönelik çekimserliği şaşırtıcı. Bildiğiniz gibi 2022 sonunda açıklanan Ulusal Enerji Planındaki yenilenebilir kapasite hedefleri yalnızca beş yıl önce açıklanan Milli Enerji ve Maden Politikası hedeflerinin çok üzerinde. Güneş kapasitesinde üç kat, rüzgar kapasitesinde bir buçuk kat daha yüksek kurulum hedefleyen Türkiye COP sürecinde küresel iklim politikalarının ilerlemeci alanlarında daha yapıcı bir pozisyon almalıydı. Bu, ülkemiz adına ne yazık ki kaçırılmış önemli bir fırsat.”
Ümit Şahin, İstanbul Politikalar Merkezi İklim Çalışmaları Koordinatörü:
- “Zayıf bir fosil yakıtlardan uzaklaşma ifadesinin karara girmiş olması zafer sayılmaz. Bizi en aza razı ediyorlar. Türkiye’nin ise fosil yakıt üreticisi olmayan, fosil yakıt ithalatı nedeniyle ciddi cari açık veren, ekonomik kayba uğrayan, üstelik yenilenebilir enerji kaynakları bu kadar zengin bir ülke olarak, fosil yakıtlardan kademeli çıkış kararını ilk desteklemesi gereken ülkeydi. Fosil yakıtlara karşı olmak Türkiye’nin mevcut ve tarihsel sorumluluklarına da uygun olurdu. Ama Türkiye maalesef bu konuda çekingen ve olumsuz bir tavır sergiledi. Mevcut yetersiz ulusal katkı beyanına uymuyor diye küresel ve uzun vadeli bir hedefe karşı görüntü vermek doğru bir müzakere anlayışı değil.”
Cop 28 zirvesinde dair bu değerlendirmeyi yapan imzacılar:
Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA)
Yeşil Düşünce Derneği
İstanbul Politikalar Merkezi
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı)
Greenpeace Akdeniz
İklim Öncüleri
Fosil Yakıtların Ötesi (Beyond Fossil Fuels)
Avrupa İklim Eylem Ağı