Türk Tabipleri Birliği (TTB) Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı, Aile Hekimliği, Pratisyen Hekimlik ve Halk Sağlığı kolları, kanser tarama programlarında sorunlar yaşandığını açıkladı. Rahim ağzı ve kolon kanseri taramalarında kullanılan kitlerin tanı değerleriyle ilgili kuşkular var.
Sağlık Bakanlığı Ulusal Kanser Kontrol Programı kapsamında kadınlarda meme ve rahim ağzı kanseri, hem kadın hem erkeklerde ise kalın bağırsak kanseri taramaları yapılıyor.
Programa göre; meme kanseri erken tanısı için 40-69 yaş arası kadınlara iki yılda bir mamografi çekimi, rahim ağzı kanseri erken tanısı için 30-65 yaş aralığındaki kadınlara beş yılda bir smear ve HPV -DNA testi yapılması gerekiyor. 50-70 yaş aralığındaki erkek ve kadınlarda ise iki yılda bir gaitada gizli kan testi, 10 yılda bir kolonoskopiyle kalın bağırsak kanseri taraması yapılmalı.
Ocak-mart ayında örnek verenler neden yeniden çağrıldı?
Ortak açıklamada programın geçmişte de aksayan ve tartışılması gereken yönleri olduğu, pandemide taramaların yapılamadığı, ardından 2022 boyunca da HPV ve gaytada gizli kan testi kitlerinde sorun yaşandığı hatırlatıldı.
2023 itibariyle durumun içinden çıkılmaz bir hal aldığı söylenen açıklamada aşağıdaki uyarılar yer aldı:
*HPV aşılamasını ulusal aşı programına almayan ülkemizde rahim ağzı kanserinden korunmak için tek seçeneğimiz HPV-DNA ve smear taramalarıyla hastalığı erken tanımak. Hâl böyle iken daha önce kullanılan kitler kullanımdan kaldırıldı, yerli üretim kitleri kullanılmaya başlandı. Tanı değeri konusunda soru işaretleri taşıyan bu kitler aynı zamanda kullanım zorluğu da çıkardı.
*Ocak- mart arasında sonuçları negatif çıkanlar tekrar numune vermeye çağrıldı ve sonuçlarla ilgili uyumsuzluklar ortaya çıktı. Tarama amaçlı bir kişiyi gerek aile sağlığı merkezlerine (ASM) gerekse Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezlerine (KETEM) çağırmak, güven ilişkisi kurmak yeterince zorken bu kişilerin tekrar taramaya gelmesini sağlamak, gelse bile iki yıl dolmadan alınan numunenin sistem tarafından kabul edilip edilmeyeceği ise ayrı bir sorun. ,
*Ayrıca yeni uygulamada smear değerlendirmesi kaldırıldı. Aslında maliyet-etkinlik açısından daha uygun olan HPV aşısının uygulaması için bazı açıklamalar yapılsa da devamı gelmedi.
Mamografiler tek merkezde okunsun
*Meme kanseri, ülkemizde kadınlar arasında en sık görülen kanser. Mamografiyle yapılan taramalar bu nedenle çok önemli. Mamografi okumalarıysa yıllardır tek merkezden yapılıyorken bu yıl itibariyle sonuç çıkma süresi 10 günden üç aya kadar uzadı. Son duyumlarımız ise Sağlık Bakanlığı’nın mamografi okumalarını tek merkez yerine her ilin kendi içinde halletmesi gerektiği şeklinde eğiliminin olduğu. Bu çift kör değerlendirmeyi ortadan kaldıracağı gibi iller arasında uyumsuzluklar da doğuracak.
*Bir başka sorun da sağlık kayıt sistemlerinin birbirini görmemesi. Herhangi bir sağlık kurumuna başvuran kişi ulusal kanser kontrol programındaki hastalıklara yönelik taramalar konusunda bilgilendirilip taramaya yönlendirilecekken bu fırsat kaçırılıyor.
Deprem bölgesinde kanser taraması durdu
*Kanser tarama programları hedef nüfusu kapsayıcı olduğu müddetçe hastalanmayı ve ölümü önler. Ülkemizde sağlık sisteminin yapısal sorunlarından dolayı koruyucu sağlık hizmetleri toplum tabanlı ve kapsayıcı olmaktan çok uzak. Kanser tarama programlarının kapsayıcılığı hali hazırda yetersiz durumdayken HPV taraması kit sorunu, yetersiz numune nedeniyle kişileri tekrar çağırma, geç mamografi sonucu bildirme gibi sorunlarla daha da kötü duruma çekiliyor.
*Ayrıca 6 Şubat ve 20 Şubat depremlerinin üzerinden iki ayı aşkın süre geçmesine karşın bölgede sağlık hizmeti sunumunun hâlâ beklenen düzeyde olmayışı kadın kanserleri tarama programının depremden etkilenen bölgelerde neredeyse hiç verilmediğini düşündürüyor.”
Neler yapılabilir?
*Kısa erimde depremden etkilenen illeri de gözeterek ülke genelinde mevcut aksaklıkların nedenlerinin hızla saptanması, çözüm önerileriyle birlikte sorunların giderilmesi gerekiyor. Uzun erimde ise kanser tarama programlarının başarılı olabilmesi için birinci basamak sağlık hizmetlerindeki parçalı yapının ortadan kaldırılarak, bütüncül bir yaklaşım ile kanser tarama programlarının toplumdaki hedef nüfusun ulaşabileceği kabul edilebilir standartlara getirilmesi gerekiyor.”