Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Bugün biz “yetişkinlerin” en çok bocaladığı sahne, gözaltına alınan gençlerin neden gülüyor olduğu. Önce fotoğrafa bakın: Camları buğulu bir otobüs, elleriyle kalp yapan, zafer işareti gösteren, iki başparmağıyla “her şey yolunda” demeye çalışan gençler, yetmemiş üzerine de kocaman gülümseyerek gazetecilere poz vermişler. Herhangi bir okul gezisinden dönen öğrenciler değil, 1 Mayıs’ta Taksim’e gitmek isterken gözaltına alınan gençler… Gülmek serbest mi memur bey? Ve bu fotoğrafa bakıyoruz; hani şu “tik-tok şaka kuşağı” dediğimiz, metroda ördek videosu izleyip, kendi kendine gülüyor diye küçümsediğimiz gençlerle göze geliyoruz, değil mi?
Evet, gelecekleri belirsiz ama bir mizahları var, gülecek eğlenecek enerjileri, çokça umutları var. Ve bizden çok farklı olarak poz verme yetenekleri var, biri kamerayı çevirdiğinde gülümseyip şahane pozlar veriyorlar. Mesela bizim eski fotoğrafların hepsi çöpe atılabilir, bin kare çekilmiş- bir kareyi anca tutturmuşuz. O kadar bile yok! İşte sadece bu yüzden bile tehlikeliler. Resmen “bakmayı” biliyorlar. Resmen neye baktıracaklarını, nereye bakmaları gerektiğini, neyin anlamlı, neyin anlamsız olduğunu acayip iyi biliyorlar. İşte bu yüzden sistem onları susturmaya çalışıyor ama mizahın kralını yakalamışlar.
Ezber bozuyorsunuz çocuklar. Direnişin kitabını baştan yazıyorsunuz. Ve belki de bu yüzden sizi en beğenmeyenler, en az anlayanlar. Çünkü sizi kendi gençlikleriyle kıyaslıyorlar, kendi bastırılmış kahkahalarıyla, yasaklanmış neşeleriyle, gençliklerini suçlulukla karıştırmış günleriyle. Oysa siz utandırılmadan büyümüş ilk nesilsiniz. Yani biz anne babalarınız vallahi elimizden geleni yaptık. Bu yüzden bir kesim için acayip de korkutucusunuz, onu da bilmeniz lazım, aileler de hala cephede çünkü. Belki sadece kendinizin değil, cephesi ne olursa olsun, herkesin kurtuluşu olacaksınız. Çünkü bu neşeniz bir çağrı, ‘hadi sen de’ diyen bir hareket.