
H. AYHAN TİNİN
Sanat da var / Tiyatro
insanatinart@gmail.com
2018-2019 tiyatro sezonunun ‘bombası’, Şener Şen’li ‘Zengin Mutfağı’ beklendiği gibi alışılagelmiş gişe rakamlarını alt üst ederek başlangıcından bugüne kapalı gişe oynamaya devam ediyor.
Bizim oyunu izlediğimiz Zorlu PSM’de de salon; ikinci balkon dahil doluydu.
Ancak tiyatronun tiyatro salonunda izlenmesi gerektiğini de unutmayalım.
Bu seyirci ilgisine neden olan birden fazla faktör var.
İlki oyunun yazarı Vasıf Öngören ‘Usta’.
Işıklar içinde yatsın, kısacık yaşamına (46) her biri Türk Tiyatrosu’nda kilometre taşı sayılabilecek beş oyun sığdırmış.
Berlin’de birinci elden eğitimini aldığı epik tiyatro anlayışını Şehir Tiyatroları ve Ankara Birlik Sahnesi’nde ustaca tiyatro severlerle buluşturan Vasıf Öngören ismi, eski yeni bütün kuşaklara ‘namuslu’ bir tiyatro metni izlemeyi garanti ediyor.

Bir diğer kıymetli faktör ise doğal olarak Şener Şen ‘Usta’. Yeni kuşaklar her ne kadar unutulmaz filmleri ve televizyon tarihimizin en iyi dizilerinden biri ‘İkinci Bahar’ ile tanısa da, Şener Şen aslında tiyatro sanatçısıdır.
Üstelik Şan Tiyatrosu döneminin ünlü müzikalleri yanı sıra Keşanlı Ali Destanı, Sade Vatandaş Şvayk, Bu Oyun Nasıl Oynanmalı, Sersem Kocanın Kurnaz Karısı gibi tiyatronun yüz akı epik ve kabare oyunlarında, bildiğimiz başarılı oyunculuğu var olmuştur. Gerçek adı da yukarıda bahsettiğimiz dizide kullandığı Ali Haydar Şen’dir.
‘Zengin Mutfağı’nda canlandırdığı ‘Pehlivan Lütfü’ karakteriyle ilişkisi ise bambaşkadır.
Önce 1978’de Şehir Tiyatroları’nda, sonra 1988’de sinemada ve en son 2018’de Şener Şen hep ‘Zengin Mutfağı’nın Pehlivan Lütfü’südür.
Hal böyle olunca kırk yıldan bu yana Şener Şen’in karakterler mutfağında pişip demlenen Pehlivan Lütfü kişiliğini sahnede izlemeye doymak mümkün olmuyor.
Önce oyun metnine bakalım. Yıl 1970. Türkiye tabana yayılan işçi hakları, sendika gibi kavramları iliklerine kadar yaşıyor. Toplumsal bir hareketlenme söz konusu. Henüz bilinçlenme demek için erken. Fakat insanlar sorgulamaya başlamış. Nasıl olması gerektiği konusu, bilimsel anlamda tabana yayılmasa da, bir şeylerin değişmesi gerektiğine olan inanç büyümüş.
‘Zengin Mutfağı’ böyle bir ortamda, dengenin diğer tarafını temsil eden ‘Patron’ Kerim beyin köşkü ya da malikanesinin mutfağında geçiyor.

Mutfağın karakterleri başta aşçı Lütfü Usta nam-ı diğer Pehlivan Lütfü, hizmetçi kız, şoför Seyfi, onun ağabeyi olarak zaman zaman mutfağa ziyarete gelen Ahmet ve hizmetçi kızın önce sevgilisi sonra nişanlısı Selim. Hiç görmediğimiz fakat varlıklarını sürekli hissettiğimiz Kerim bey ve bahçedeki Alman Kurdu’nu da oyun karakterleri arasında saymak mümkün.
Vasıf Öngören’in kurduğu mutfak, oradaki sınırlı alan; aslında her karakterin bu toplumsal dönüşüme bakışını belirleyen iç dünyalarının sınırını temsil ediyor.
Herkes kendi sınırlarıyla bakıyor, algılıyor, tepki veriyor. Her karakter kendi anlamını üretiyor. Peki gerçek ne? Epik tiyatronun amacı da seyircinin bu soruyu en güçlü biçimde sormasını sağlamak.
Karakterlerin toplumun farklı bakış açılarına sahip kesimlerini sembolize ettiğini göz ardı etmemek gerek.
Ahmet bu dönüşüme inananlardan biri olmakla beraber aklından çok duygularıyla, heyecanlarıyla hareket ediyor gibi.
Seyfi bütün bu olan bitene karışmamaktan, başını eğip yalnızca işiyle ilgilenmekten yana.
Hizmetçi kız ise toplumsal onaylanmasını evlilik ile elde edeceğini düşünüyor, hayatındaki bütün sorunların çözümünün, evli bir kadın olmasından geçtiğine inanıyor.
Lütfü usta günümüzün hem söylenip hem çalışan beyaz yakalılarına benziyor. Kendini mutfağın efendisi ve diğerlerinden farklı olarak görüyor. Aynı zamanda Kerim beyin mesai dışındaki her isteğine de fena bozuluyor. Tek derdi mesai saatinin ne zaman bittiğini bilmek ve iki kadeh rakısını keyifle içmek. Söyleniyor ama her söyleneni de yapmaya devam ediyor. Fakat Kerim bey zile bastığı anda üst kata koşuyor.
Selim karakteri bütün bu olup bitenin farkında bile değil. Küçücük dünyasında tek derdi aşkı ve eniştesinin ona aile mirasından vereceği para… Hizmetçi kıza “Seni bu mutfaktan kurtaracağım” diyor fakat akılcı bir çözümü yok. Miras kalsın, lotodan para çıksın gibi ucuz çare bekleyişi içinde. Sonunda da çareyi, polise adam teslim ederek, ödül parasını almakta buluyor. Bunu yaparken hiçbir düşünsel, fikri ve vicdani temeli yok. İşin ucunda para olması yeterli. Bu ucuz çözüm ve kendi ederini belirleyen davranış Selim’i bize iyice anlatıyor. Bu ilkesel zayıflık Kerim beyin de gözünden kaçmıyor.
Bütün karakter zenginliğine baktığımız zaman, metnin anlattığı dönemden bağımsız olarak, toplumda kalabalıkların hangi kesimini sembolize ettikleri, hakikatin aynasına yansıyor.
Sahne dekorunu Barış Dinçel yapmış. Biri merdivenlerle desteklenen üç farklı kapı oyunun geçtiği tek mekânı hareketlendirip, sahnenin enerjisini oldukça yukarıya çekiyor. Bu tip tiyatro metinlerinin sahneye aktarılması gerçekten zordur. Grotesk olma tehlikesi vardır her zaman.

Şener Şen ‘Usta’, bu tuzağa düşmeden, sahnede büyüdükçe büyüyor.
Genç oyuncuların ise tipten karaktere olan yolculuklarını biraz daha hassas teraziden geçirerek, ‘Zengin Mutfağı’nın zengin metnini daha iyi kullanmaları gerektiğini düşünüyoruz.
Oyun boyunca bütün karakterlerin bir dönüşümün eşiğine doğru yaptıkları yolculuğu izliyoruz.
Selim karakteri ise bir değişimi gösteriyor bize…
Neden olumsuz karakter, bir zamanlar sevdiği, nişanlı olduğu kızı öldürmeyi düşünecek kadar değişiyor da, olumlu karakterler yalnızca dönüşümün eşiğine, bir yol ayrımına geliyor?
Çünkü düşünülmeden ve sorgulanmadan yapılan her değişim ucuz ve hızlıdır.
Zor olan düşünen, soran, okuyan, doğrusunu araştıran, öğrenen ve bilgiyi sentezleyip yeni bir adım atmaya niyet eden dönüşüm sürecidir ki; değişim ancak bunun sonucudur.
Bu da ne hızlı olur, ne çıkar uğruna yapılır. İçerden açılan bir kapıdır, süreci yalnızca kişinin kendisi başlatabilir.
Önemli olan bu değişim sürecini başlatan öfkenin, birikmiş enerjinin nereye yönlendirileceğidir… Lütfü usta öncelikle öfkesini köpekten çıkartmaya çalışır ve köpeği zehirler. Ancak bu sonuçsuz bir çabadır. Yerine iki köpek birden alır Kerim bey…
Önce ekmekler bozulduysa suçlu fırıncı mıdır?
Selim’in, Kerim beyin adamı olduktan sonra kendisine mutfakta sofra kurulduğunda, verdiği mesaj olağanüstüdür…
Kimin sofrasına oturup, kimin yemeğini yiyeceğine dikkat etmek gerek. Sonra öyle bir borçlanırsın ki ömrünü, ilkelerini, değerlerini versen kurtulamazsın.
‘Zengin Mutfağı’ sezonun yüz akı oyunlarından. Sorgulamıyor, sorgulatıyor.
Henüz bilet bulmadıysanız gelecek sezon için rezervasyon yaptırmakta fayda var.