Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Çocukların nükleer enerjiyi sevmesi için hiçbir neden yok. Akkuyu’da nükleer santral kuran şirket bunu gayet iyi biliyor. Bu nedenle her yıl çocuklara nükleer enerji sevdirme etkinlikleri düzenliyorlar. Bu etkinliklerden biri, resim yarışması. Aralık ayında dağıtılan basın duyurularında, “Geleneksel hale gelen yarışma beşinci kez yapılacak,” deniyordu. Üç kategoride (5-8, 9-12 ve 12-14 yaş) düzenlenen ve çocukların kendilerine çok uzak bir konuda resim yapmasını gerektiren yarışma için bir de senaryo belirlenmişti: “NGS İnşaatçıları Şehri”. Çocuklar, “Nükleer güç santrali (NGS) inşaatçılarının yaşadığı” ve “Nükleer güç santrali gibi yüksek teknolojiye sahip, iyi tasarlanmış ve güvenli” bir kenti düşleyecek ve çizecekti.
Nükleer enerji sevdirme etkinlikleri bununla sınırlı değil. Çocuklar her yıl inşaat sahasına getiriliyor ve bu yolla “Nükleer enerji hakkında bilgilendiriliyor”. 23 Nisan böyle bir etkinlik için uygun bir bahane. Örneğin, 22 Nisan 2024 tarihinde Silifke’den 23 öğrenci inşaat sahasına getirilmişler. Önce “iş güvenliği” hakkında bilgilendirilmişler, “baret ve yelekten oluşan koruyucu ekipmanlar” giymişler, “liman işleyişi hakkında” bilgi almışlar, tek tek, “paletli vincin operatör koltuğuna” oturtulmuşlar. Ardından çocuklara, itfaiye biriminde “acil durumda hızlı müdahale yöntemleri” anlatılmış ve bir tatbikat izletilmiş.
AA, DHA ve diğer büyük medya kuruluşları bu yutturmacanın yankılanması için çaba gösteriyorlar. Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK) da boş durmuyor. “Merhaba Radyasyon” Çocuk dergisi web sitesine konulmuş. Tümüyle çeviri yayın aslında süreli bir yayın, yani bir dergi değil ama olsun. Önemli olan çocuklara nükleer enerji propagandası yapılması. Yıllardır çocuklara sürekli din belletmeye çalışan rejim, artık bir tür nükleer din öğretisi belletmek peşinde.
Serdar M. Değirmencioğlu’nun yazısı