Prof. Selva Demiralp, iktidarın döviz üzerindeki baskıyı kırabilmek için, sermaye kontrollerinin dozunu Mısır’daki gibi arttırabileceğini yazdı.

Ekonomi yönetimi, TL’deki değer kaybını ‘arka kapıdan’ döviz satışları ve çeşitli piyasa dışı düzenlemelerle tutmaya çalışıyor. Ancak dövize talebin artmasıyla kurlar yükselmeye başladı. Bu da rezervdeki erimeyi hızlandırdı.
Tüm bunlara karşın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, iktidarının devamı halinde faiz indirimlerinin devam edeceğini söylüyor. Yani dövizdeki bu duruma neden olan politikalardan dönüş görünmüyor.
Ekonomi profesörü Selva Demiralp, BBC Türkçe’deki yazısında döviz üstündeki baskıları hafifletmek amacıyla halihazırdaki sermaye kontrollerinin dozunun Mısır örneğine benzer şekilde artırılabileceğini yazdı: ”Şayet piyasalarda bir panik yaratmadan bu sıkılaştırma yapılabilirse, ekonomik büyüme yavaşlasa da bir süre daha devam ettirilebilir.”
Demiralp, Mısır örneğini şöyle anlattı: ”Çifte kur sisteminin hakim olduğu ve serbest piyasa ile resmi kur farkının yüzde 20’lere çıktığı Mısır’da, eldeki kıt döviz en zaruri ihtiyaçlar için kullanılıyor ve hane halkının döviz talebi büyük ölçüde sınırlandırılıyor. Bu tür bir uygulamaya geçilirse, Mısır’da olduğu gibi döviz yetersizliği nedeniyle yurt dışı seyahat ya da ithal tüketimin kısıtlanması gibi günlük hayata doğrudan yansıyacak sonuçlar doğabilir.”
Bu örneğin sonuçlarıysa sadece alım gücündeki erimeyse sınırlı değil: ”Şu anda çok da uzak olmadığımız bu örneğin sadece alım gücümüzde bir erime anlamına gelmediğini, yaşam şeklimizde de önemli sınırlamalar getirebileceğini, dış dünyaya açılan kapıları önemli ölçüde kapatabilecek sonuçları olduğunu göz önünde bulundurmakta fayda var.”
Demiralp bu noktada iktidarın hatalarda ısrar ettiğini ancak Kemal Kılıçdaroğlu’nun hatalardan dönmeye odaklı bir planı olduğunu söyledi.