OHAL kapsamında çıkartılan KHK’yla rektörlük seçimlerinin iptal edilmesinin ardından Yükseköğretim Kurumu ilanla rektör aramaya koyuldu.

İstanbul Üniversitesi’ndeki rektörlük seçimlerde birinci olan Raşit Tükel, Erdoğan tarafından atanmamıştı. (Fotoğraf: DHA)
Resmi internet sitesi üzerinden 19 üniversite için rektör aday adaylarına çağrı yapan YÖK, gerekli kriterleri de açıkladı: 1) Profesör olarak en az üç yıl görev yapmış olmak, devlet memuru olarak istihdam edilebilmek için bir engeli bulunmamak, 3) 67 yaşını tamamlamamış olmak.
Halihazırda Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, Ardahan Üniversitesi, Artvin Çoruh Üniversitesi, Bartın Üniversitesi, Batman Üniversitesi, Bitlis Eren Üniversitesi, Çankırı Karatekin Üniversitesi, Gümüşhane Üniversitesi, Hakkari Üniversitesi, Iğdır Üniversitesi, İzmir Bakırçay Üniversitesi, İzmir Demokrasi Üniversitesi, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Kırklareli Üniversitesi, Kilis 7 Aralık Üniversitesi, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi, Siirt Üniversitesi ve Yalova Üniversitesi’nin rektörü bulunmuyor.
Ne olmuştu?
18 Ekim tarihinde ‘Akademik Yıl’ açılış töreninde konuşan Erdoğan, ‘görünüşte demokratik’ olarak tanımladığı rektörlük seçimlerinin üniversitelerde ‘gruplaşmaları, hizipleşmeleri, kırgınlıkları’ artıran bir işleve büründüğünü savunarak şunları söylemişti: “Üniversite içinde zaten çok yıkıcı bir şekilde yaşanan bu süreç YÖK’ün ve cumhurbaşkanının takdiriyle daha da sıkıntılı bir boyut almaktadır. Bunun için rektör atamalarındaki mevcut usulden vazgeçilmesi, üniversitelerimizin de ülkemizin de yararına olacaktır diye düşünüyorum.”
29 Ekim gecesi Resmi Gazete’de yayınlanan 676 sayılı KHK’yla devlet ve vakıf üniversitelerinde rektörlük seçimlerinin kaldırılıp rektör atama yetkisinin cumhurbaşkanına verilmişti.
Son olarak Erdoğan 13 Kasım’da Prof. Dr. Mehmed Özkan’ı Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atadığını duyurmuştu. Oysa 12 Temmuz’da yapılan rektörlük seçimlerinde Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu, 403 oyun 348’ini alarak üniversite rekorunu kırmıştı.
Atama üzerine üzerine Barbarosoğlu istifa ederek akademik hayatını noktaladığını açıklamış, ‘kayyım’ rektör Özkan ise görevi kabul edip ‘Boğaziçi’nin Özgürlükçü geleneğine sahip çıkacağını’ söylemişti.