Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, rektörlük seçimlerinin kaldırılmasına neden olan KHK’nın iptalinde ısrarcı: “Üniversitemizdeki özgür, bağımsız ve barışçı akademik ortamı bozacak her tür müdahalenin de karşısında duracağız.”
Üniversitenin önceki rektörü Gülay Barbarosoğlu, 12 Temmuz tarihinde yapılan seçimde, oyların yüzde 86’sını alarak üniversite tarihinin rekorunu kırmıştı. Buna karşın Erdoğan, 13 Kasım’da seçime dahi katılmayan Özkan’ı rektör atamış, Barbarasoğlu ise istifa edip akademik hayatını sonlandırdığını duyurarak karşılık vermişti. ‘Atama’yla işbaşına gelen Özkan ise üniversitenin özgürlükçü yaşam geleneğine sahip çıkacağını söylemişti.
Güney Kampus’taki basın açıklamasına akademisyenler cüppeyle katıldı. Prof. Dr. Cem Ersoy’un okuduğu açıklamada, Boğaziçi Üniversitesi’nin benimsediği ‘akademik ilkeler’e atıfta bulunuldu: “Boğaziçi Üniversitesi’nin yıllar içinde özenle kurduğu katılımcı yönetim modeli ve yöneticilerini demokratik yöntemlerle belirleme pratiği uluslararası akademik başarısının temelini oluşturur. Çünkü toplum yararına olan bilimsel bilgi ancak ifade özgürlüğünün korunduğu, farklılıkların bir arada olabildiği bir üniversite ortamında üretilir ve paylaşılır.”
Akademisyenlerin atanan kayyum rektör hakkındaki basın açıklaması pic.twitter.com/9AnU9Enf67
— Boğaziçi Muhalefet (@bounmuhalefet) November 16, 2016
‘Yeni bir düzenleme getirilmeli’
676 sayılı KHK’nın ilgili maddesinin iptal edilmesi gerektiğini vurgulayan Ersoy, demokratik, özerk ve katılımcı üniversitenin ilkelerine uygun yeni bir düzenlemenin çıkartılmasını talep etti.
Taleplerinin her platformda takipçisi olacaklarını belirten Ersoy, “Üniversitemizdeki özgür, bağımsız ve barışçı akademik ortamı bozacak her tür müdahalenin de karşısında duracağız. Rektör belirleniminin üniversitenin iradesi doğrultusunda gerçekleştirileceği bir sisteme en kısa zamanda dönülmesi gerektiğine inanıyoruz ve bunun gerçekleşmesi için mücadele edeceğiz” diyerek açıklamayı sonlandırdı.
Ne olmuştu?
18 Ekim tarihinde ‘Akademik Yıl’ açılış töreninde konuşan Erdoğan, ‘görünüşte demokratik’ olarak tanımladığı rektörlük seçimlerinin üniversitelerde ‘gruplaşmaları, hizipleşmeleri, kırgınlıkları’ artıran bir işleve büründüğünü savunarak şunları söylemişti: “Üniversite içinde zaten çok yıkıcı bir şekilde yaşanan bu süreç YÖK’ün ve cumhurbaşkanının takdiriyle daha da sıkıntılı bir boyut almaktadır. Bunun için rektör atamalarındaki mevcut usulden vazgeçilmesi, üniversitelerimizin de ülkemizin de yararına olacaktır diye düşünüyorum.”
29 Ekim gecesi Resmi Gazete’de yayınlanan 676 sayılı KHK’yla devlet ve vakıf üniversitelerinde rektörlük seçimleri kaldırılarak, rektör atama yetkisi cumhurbaşkanına verilmişti.