ALİ İHSAN NERGİZ
aihsannergiz@gmail.com
@aihsannergiz
Haftanın sağlık gündemine Marmara Denizi’ndeki müsilaj felaketi damga vurdu. Bu trajik durum sadece denizin değil, bizim de sağlığımızı derinden etkileyen bir sorun.
31 Mayıs’ta açıklanan yeni kısıtlama kararları ise artık pandemi yönetiminin neye göre yapıldığını iyice sorgulatmaya başladı.
Sinovac aşısı DSÖ onayını alırken kapalı alanda yapılan bir konserin ardından kimsede Covid-19’a rastlanmaması umut verdi.
Sağlık alanındaki önemli gelişmeleri sizin için değerlendirdik.
Marmara Denizi can çekişiyor
Uzun zamandır devam eden ancak bu hafta ‘kıyıya vuran’ Marmara Denizi’ndeki müsilaj (deniz salyası) sorunu sağlığımızı tehdit eden önemli bir unsur. Birçok farklı kıyıdan gelen trajik gri görüntüler birlikte yaşadığımız doğaya verdiğimiz ağır hasarı en çarpıcı biçimde resmediyor. İçindeki canlılarla birlikte can çekişen denizi kurtarmaya yönelik atılacak adımlarla ilgili henüz net bir karar alınmış değil. Denizlerdeki canlı çeşitliliğini ve ekosistemin dengesini bozan bu sorunun kısa vadede hızlı bir çözümü de yok gibi görünüyor.
Hem hava hem çevre kirliliği yönünden dünyadaki en kötü karnelerden birine sahip Türkiye’de durum geri dönüştürülemez bir aşamaya gelmiş durumda. Daha yakın zamanda Britarnay’dan geri dönüşüm adı altında Türkiye’ye ihraç edilen çöplerin doğayı düşünmeden yakılarak yok edildiğini öğrenmiştik.
Bugün 5 Haziran Dünya Çevre Günü. Çevremizin sağlığı bizim sağlığımızın da en önemli belirleyicilerinden. Bundan sonra alacağımız kararlar ve önlemler doğanın ve dolayısıyla bizim geleceğimizi çok yakından etkileyecek.
BBC Türkçe’ye konuşan Prof. Dr. Mustafa Sarı’nın açıklamaları durumun tahmin ettiğimizden de vahim olduğunu en sade ve çarpıcı haliyle gösteriyor.
Bilimden bağımsız yeni kısıtlama kararları yürürlükte
31 Mayıs’ta gerçekleşen kabine toplantısının ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yeni kısıtlama kararlarını duyurdu.
Alınan kararlarda bilimsel bir dayanak gözetilmemesi ve keyfi bir şekilde düzenlenmelerin yapılması, birçok kesimin tepkisine yol açtı. Pandeminin başında belki göstermelik de olsa düzenlenen bilim kurulu toplantılarının, alınan kararlarda etkili olduğunu düşünüyorduk. Ancak görülüyor ki artık pandemi kararları da diğer kararlardan farksız bir şekilde ‘tek kişi’ tarafından alınıyor.
Bu durum düzelmediği sürece yeni enfeksiyon dalgaları ve daha sıkı önlemlerle karşılaşmamız hiç de düşük bir ihtimal değil.
Sinovac WHO onayı aldı
Uzun zamandır değerlendirme sürecindeki Sinovac’ın Covid-19 aşısı, Dünya Sağlık Örgütü’nden acil kullanım onayı aldı. Bu kararın alınması hem aşının COVAX ile ihtiyacı olan ülkelere ulaştırılması hem de diğer ülkeler tarafından tanınması yönünde kayda değer bir gelişme. Özellikle aşı pasaportlarının hayatımızda önemli bir yer edeceği düşünülürse, karar Sinovac aşısı yaptıranlar için olumlu bir haber.
Araştırma: Güvenli kapalı alan konseri mümkün
Prestijli tıp dergisi Lancet’te bu hafta yayınlanan yeni bir çalışma, Covid-19 bulaş riski olmadan güvenli kapalı alan konseri gerçekleştirilebileceğini gösterdi.
500’e yakın konser katılımcısının dahil edildiği çalışmada kişiler hızlı antijen testiyle tarandı ve etkinlik boyunca N95 maskesi giymesi istendi. Kapalı alanda gerçekleşen konserin ardından sekiz gün boyunca hiçbir katılımcıda Covid-19’a rastlanmadı.
Şimdiye kadar dış alana odaklanan çalışmaların ardından, iyi havalanmış ve önlemlerin alındığı kapalı alanların da güvenli olduğunun gösterilmesi, sosyal yaşamın normale dönmesi açısından önemli bir gelişme.
Diğer pandemi: 40’ıncı yılında HIV/AIDS
Bu hafta, bir buçuk yıldır Covid-19’un gölgesinde kalan HIV/AIDS pandemisinin 40’ncı yılına girmiş bulunuyoruz. 80’lerde dünyanın karşısında çaresiz kaldığı, ancak şu an etkili tedavileri bulunan enfeksiyonun bitirilmesi henüz mümkün olmadı. Birleşmiş Milletler AIDS Ajansı’nın (UNAIDS) yayınladığı 40’ncı yıl raporu, uzun yıllar boyunca verilen mücadeledeki gelişmeleri ve hataları göz önüne seriyor.
Türkiye, son yıllarda yeni HIV enfeksiyonlarının en fazla arttığı ülkelerin başında. Bunun arkasında yetersiz cinsel sağlık eğitimi ve kontraseptif hizmetlerin erişilebilir olmaması gibi önemli nedenler bulunuyor. Covid-19’u etkin aşılama ve önlemlerle geride bırakmayı hedeflerken bir yandan da yüzümüzü bu önemli sağlık sorunlarına çevirmemiz gerekiyor.