Jeoloji profesörü Naci Görür, “Beklenen deprem Marmara Bölgesi’ni ekonomik açıdan devre dışı bırakabilir. Bu da tüm ülkenin krize girmesi demektir” dedi.
Görür, Twitter hesabı üzerinden İstanbul’un depreme hazırlanması konusundaki görüşlerini özetledi.
Depremle ilgili fikirlerini iki başlık altına aktaran profesör, şunları kaydetti: “Deprem öncesi durum saptama: Kent 7,2-7,6 büyüklükte deprem bekliyor. Yapı stoku büyük ölçüde deprem dirençli değil. Halk deprem konusunda yeterince bilinçli değil. Kentsel dönüşüm çalışmaları genellikle deprem odaklı değil ve operasyonda halk da pek yok. Çevre, koşulları itibariyle depreme hazır değil.”
Depreme hazırlık konusunda ‘tüm kent bileşenlerinde hazırlık yapılması’ gerektiğini vurgulayan profesör şöyle devam etti: “Kent bileşenleri yönetim, halk, altyapı yapı stoku, çevre ve ekonomidir. Deprem öncesinde yönetim deprem tehlike analizini, risk yönetimi analizini ve afet yönetimi çalışmalarını yaparak hazır olmalıdır. Deprem sonrasında da afeti en etkin şekilde yönetmelidir. Halk depremi nasıl karşılaması konusunda bilinçlendirilmelidir.
Kentin tüm altyapısı (yol, köprü, tünel, baraj, kanalizasyon, su, doğal gaz şebekeleri, vb. deprem öncesi elden geçirilmeli ve deprem dirençli hale getirilmelidir. Deprem sonrası bu yapılar hızla kontrol edilip tamir edilmelidir. Kentteki yapı stoku en riskli yerlerden başlayarak elden geçirilmeli, deprem dirençsiz olanlar güvenli hale getirilmelidir.
‘Atıklar için önceden önlem alınmalı’
Bu işin içinde halk da olmalı, onlara uzun süreli ve düşük faizli kredi sağlanarak teşvik edilmelidir. Benzer tarama deprem sonrası yapılmalı ve binalar güçlendirilmelidir. Depremin aynı zamanda bir çevre felaketine dönüşmemesi için deprem molozlarının nasıl ve nereye döküleceği ve geri kazanım için ne yapılacağı önceden planlanmalıdır. Bunların bertarafı için akarsu, göl ve denizler asla düşünülmemelidir.
Tehlikeli atıkların depremde çevreye saçılmaması için deprem öncesi önlem alınmalıdır. Beklenen deprem Marmara Bölgesini ekonomik açıdan devre dışı bırakabilir. Bu da tüm ülkenin krize girmesi demektir. Tüm iş dünyası ekip ve ekipmanlarını deprem güvenli hale getirmeli ve devre dışı kalmamak için önlem almalıdır.”