Dünyanın önde gelen iktisatçılarından, ABD’deki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) öğretim üyesi Prof. Dr. Daron Acemoğlu, yeni tip corona virüsü salgınının ekonomide çok derin etkileri olacağını belirtti.

Acemoğlu, Dünya Türk İş Konseyi’nin düzenlediği webinarda tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınını değerlendirdi.
“Salgının ekonomik etkileri çok derin olabilir. Salgına yakalanan insanların ekonomiye katkısı kayboluyor” diyen Acemoğlu, Türkiye ekonomisinin salgına kötü bir durumda yakalandığının altını çizdi.
‘Müthiş bir talep daralması’
Ekonomide dönem dönem daralmaların yaşandığını, bu durumda bazı firmaların battığını bazılarınınsa devam ettiğini ifade eden Acemoğlu, “Ama şimdi sorun daha derin, çünkü sadece ekonomik açıdan kırılgan şirketler değil, tedarik zincirindeki zayıf halkalardan etkilenen diğer şirketler de batmaya başlıyor” dedi.
Dünyanın en büyük ekonomisi ABD’den örnek veren Acemoğlu, önlemler nedeniyle nüfusun yüzde 50’sinin tüm üretim ve tüketim ağından çekildiğini, bunun tedarik tarafını aksattığı gibi, müthiş bir talep daralmasına da yol açtığını dile getirdi.
‘Tek yol Çin gibi otoriter olmak mı‘
Salgında umut verici tarafın, katlanarak yayıldığı gibi, doğru önlemler alındığında da katlanarak azalması olduğunun altını çizen Acemoğlu, “Şimdi kritik soru şu: Bu salgını önlemenin tek yolu, Çin gibi otoriter olmak mı? Hayır” diye konuştu.
Acemoğlu, Singapur, Tayvan, Japonya ve Güney Kore’nin otoriterliğe kaymadan başarılı sosyal ve ekonomik tedbirlerle krizi yönetebildiğini ve ekonomilerini hızla rayına döndürebildiklerini söyledi.
‘Sistemin değişmemesi mümkün değil‘
“Küresel politik ve ekonomik sistemin değişmemesi artık mümkün değil” diyen Acemoğlu, şöyle konuştu: “Özelde sağlık sisteminin, genelde ise tüm devlet sisteminin etkin çalışmadığı görüldü ve de devletin müdahalesi çok arttı. ABD’de bile devlet müdahalesinde geç kalındığı ve gereğinden az olduğu eleştirileri var. Devletin ABD ve Avrupa’da bugüne kadar hiç olmadığı bir rolü oynaması bekleniyor ama böyle bir kurumsal yapıları yok.”
Benzer krizler
Ekonomide buna benzer krizlerin 1929’daki Büyük Buhran’da ve İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yaşandığını anlatan Acemoğlu, bu dönemlerde de devletin kontrolünün arttığını, ancak planlı şekilde önce ekonominin canlandırıldığını, refah devleti oluşturulduğunu belirterek, sonrasında sivil toplumun ayağa kalktığını ve bu sayede demokratikleşmenin geliştiğini dile getirdi.
Acemoğlu, Çin’in krizi ‘otoriterlikle’ aşmasının, diğer Asya ülkelerinin ise otoriterliğe kaymadan aşabilmesinin nedenini şöyle anlattı: “Çin haricindeki ülkelerde sivil toplumun güçlü olması ve devletin gücünü dengeleyebilmesi. Bu ülkelerde devlet ile özel sektör eşgüdümlü çalışarak krizi aştı, halk da tüm önlemlere uydu ve devleti denetledi. Devletin gerçekten kuvvetlenmesi ama bunun da çok iyi denetlenmesi lazım. Tüm dünyada yeni demokratik kurumların kurulması şart.”
Acemoğlu ‘corona’ krizini aşmanın reel ekonomide, tedarik zincirinin çokça desteklenmesiyle mümkün olabileceğini belirterek, “Kritik husus şu: Nasıl olur da çalışan nüfusu kademeli olarak üretime geri döndürebiliriz? Bunu planlamamız şart” dedi.
‘Bazı iş modelleri tamamen dönüşecek’
Sosyal mesafe önlemlerinin birkaç yıl daha devam edeceği ve bunun bar/restaurant gibi kalabalık iş modellerini tamamen dönüştüreceğini savunan Acemoğlu, “Bunun yanısıra, konferans ve turizm sektörleri de en azından birkaç yıl çok radikal şekilde yavaşlayacak. Aşı bulunsa dahi psikolojik travma nedeniyle uluslararası turizmin birkaç yıl daha kendisini toparlamasını zor görüyorum” diye konuştu.
Gelişmiş ülkelerde salgın kontrol altına alınmaya başladıktan sonra, henüz kontrol edememiş ülkelerden gelenlerin sınırlandırılacağını düşünen Acemoğlu, bunun bir yandan küreselleşmeyi etkileyeceğini, diğer yandan da geçişlerin engellenemeyeceği için yeni salgın dalgalarının da ortaya çıkabileceğini söyledi.
‘Türkiye kötü yakalandı’
Salgının çok ciddi bir sorunu ortaya çıkardığını ifade eden Acemoğlu şöyle devam etti: “Tüm dünyada kurumsal yetkinlik azalmıştı. Örneğin bu krizde Hastalık Önleme ve Kontrol Altına Alma Merkezi hızlı hareket edemedi, çünkü (ABD Başkanı Donald) Trump yönetimi o kurumu zayıflatmıştı, üzerinde baskı kurabildi. Ama ABD Merkez Bankası (Fed) hızlı aksiyon alabildi, çünkü kurumsallığı sayesinde Trump yönetiminin Fed üzerindeki nüfuzu sınırlıydı.”
Konuşmasının sonunda Türkiye’ye de değinen Acemoğlu, krize ekonomik açıdan kötü bir durumda yakalanıldığını, Fed’in sınırsız aksiyonunun Türkiye dahil tüm ülkelerin yapması gerekeni gösterdiğini ifade etti.