• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Pekkan Kardeşler, Ursula Le Guin ve Balıkçı Kadının Kızları

08/01/2023 10:40

ZEYNEP KARAARSLAN BAŞARAN*

@zeynepbasaran

Semiramis Pekkan bir süredir gayet yeni nesil bir şekilde tekrar göz önünde: Issız Adam filmi ile yeniden hatırladığımız ‘Bana Yalan Söylediler’ eski sevgilisi Haldun Dormen’in yüreklendirmesiyle önce sahnede seslendirdi, ardından klip çekti, şimdi de düzenli Youtube röportajlarıyla hayatına ve dolayısıyla ablası büyük Türk divası Ajda Pekkan’ın hayatına daha evvel hiç aralanmamış genişlikte bir pencere açıyor. 

Semiramis Pekkan’ın yıllar, yıllar sonra gerçekleştirdiği bu ‘dönüş‘ün gerekçesi belki de Youtube röportajlarından birinde basitçe söylediklerinde gizli: “Bir tek oğlum var, ona güzel hatıralar bırakmak benim için en önemli şeylerden biri. Bugün de yapmak istediğim o, başka bir şey değil; güzel bir hatıra bırakmak.”


Haldur Dormen (solda) ve Emre Altuğ, sahneye dönüşünde Semiramis Pekkan’a eşlik etti

İki kız kardeş: Biri Türkiye’ye ‘süper star‘ kavramını getiren, şarkılarını nesillerinin ezbere bildiği bir sanatçı. Diğeri benzer bir yörüngede ilerlerken, eşit derecede yetenekliyken, evlenmeyi, çocuk yapmayı ve iş açısından geri planda kalmayı tercih etmiş. Şimdi ise hatıra bırakmak dürtüsüyle yolu tekrar müziğe ve sosyal medyaya çıkmış…

Yaratıcılık, üretkenlik, sanatçı kadının imkanları, imkansızlıkları, anneliğin bu denklemdeki yeri…tüm bu kavramları gündeme getiren bu popüler kültür sokağının sonu Ursula Le Guin’in unutulmaz ‘Balıkçı Kadının Kızı’ makalesine çıkıyor. 

Her şeyi feda etmek… Çocuk dahil

Metis Yayınları’ndan on birinci basımı Şubat 2022’de yapılan ‘Kadınlar Rüyalar Ejderhalar’ kitabı, Ursula’mızın yüceliğini ortaya koyan müthiş makalelerle ve bu makalelerin tam hakkını veren mükemmel çevirilerle adeta ışıldıyor ve, evet, Nurdan Gürbilek çevirisiyle ‘Balıkçı Kadının Kızı’ makalesini de içeriyor.

Ursula Le Guin 1976 yılında yazdığı bu yazıda okuru Jane Austen’den Virginia Woolf’a, Margaret Drabble’dan Harriet Beecher Stowe’a kadın yazarlar, Küçük Kadınlar’ın Jo March’ından Dickens’ın Bayan Jellyby’sine kadın kahramanlar arasında bir gezintiye çıkarıyor ve ta 1976’dan bugüne ulaşan bir dizi soru soruyor: Çocuk dahil her şeyi sanat uğruna ‘feda etmeyi’ gerektiren kahraman/ sanatçı fikri kapsayıcı mı, gerçekçi mi ve neden daha çok anne/ sanatçı modeli yok etrafta?

Semiramis Pekkan’ın hoş sohbetinden feminizme

Ursula bizi makalede feminizmin dönemeçlerinden geçiriyor; o kadar hoş ki, burada özetlemek haksızlık olur, merak eden okur diye umuyorum. Ama bu makalenin bıraktığı izle, 74 yaşındaki Semiramis Pekkan’a “Bu dünyada ben de vardım, izimi de bıraktım” dedirten itici gücü düşünüyorum, daha evvel önünde ne engeller olmuş diye merak ediyorum…

Popüler kültürün kerameti… İnsanı Semiramis Pekkan’ın hoş sohbetinden, feminizme getiriyor, sonra da hayaller kurduruyor: Semiramis Pekkan ve Ajda Pekkan ilginç hayatları, kız kardeşlik dinamikleri, kadınlık anlayışları, üretme biçimleri ve zamanlamalarıyla yaşarken bir dökümenteri, bir diziyi ya da bir biopic’i hak ediyorlar bence. Hayali bile heyecan verici.

Pekkan (her iki fotoğrafta da Ajda solda) kardeşleri anlatan bir belgesel ya da filmin hayali bile heyecan verici

Le Guin’in Balıkçı Kadının Kızı makalesinde hayal gücü şöyle der: “Bir yazarda olması gereken tek şey bir kalem ve bir miktar da kağıttır…Yeter ki o kalemin ve kağıt üzerinde yazdıklarının tek sorumlusunun yalnız ve yalnızca kendisinin olduğunu bilsin. Bir başka deyişle, özgür olduğunu bilsin. Tam özgür olmadığını. Hiçbir zaman tam özgür olmadığını. Belki çok kısmen. Belki yalnızca…yazan bir kadın olarak zihnin gölünde avlanırken. Ama burada sorumlu, burada özerk, burada özgür.”

Özgürce düşündüğümüz, düşündüğümüzü özgürce söyleyebildiğimiz, kafamıza uymayanlara ‘anlamazdın anlamazdın’ ve ‘kapı açık arkanı dön ve çık’ diyebildiğimiz yeni bir yıl olsun!

* Zeynep Karaarslan Başaran uzun yıllar çokuluslu reklam ajanslarında yöneticilik yaptı; Türkiye’nin ilk marka stratejistlerinden. Robert Kolej’den sonra ABD’de Bryn Mawr College’da edebiyat okudu. Bugün marka danışmanlığı ve Koç Üniversite’sinde verdiği derslerin yanında, RC Quarterly‘de editörlük ve yazarlık, üç ayrı kitap kulübüyle okuma yapıyor.

Kategori:Keyif, Vitrin-mobil

SON HABERLER

Buğra Gökce cezaevinde evleniyor: Tarihe not düşmek istiyoruz

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı (İBB) İstanbul Planlama Ajansı’nın tutuklu başkanı Buğra Gökce, ‘hayat arkadaşı’ Filiz Kahveci’yle cezaevinde evleneceğini açıkladı.

Dolar, avro ve altında haftanın bilançosu

Bu hafta gram altın yüzde 5,85, avro yüzde 1,69, dolar 0,53 yüzde değer kazandı.

Borsada en çok kazandıran ve kaybettiren hisseler

Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, haftayı yüzde 3,23 değer kaybederek 9.356,04 puandan tamamladı.

Rüşdü Saracoğlu hayatını kaybetti

Eski Merkez Bankası (TCMB) başkanı Rüşdü Saracoğlu 77 yaşında hayatını kaybetti.

İstanbul'da 1035 gözaltı

İstanbul’da kent genelindeki asayiş uygulamalarında 1035 şüpheli gözaltına alındı.

Ahmet Davutoğlu, 'vesayet' eleştirilerini reddetti
Selahattin Demirtaş seçim uyarısı yaptı, motivasyon istedi

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 762 gündür hapiste

YAZARLAR

Bir uyanışın tarihi: 19 Mayıs

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Elinden çıkanı kulağın duysun

Mustafa Dağıstanlı

Ali Özgentürk için: Böyle mi olmalıydı!

Ayhan Tinin

Çocuk, sınırsızlıkta değil, sınırda büyür

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Yazalım da ne yazalım nasıl yazalım!

Murat Sevinç

Senyör Amicis'in gazına geldim 

Behzat Şahin

Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın 'özenli' açıklamaları üzerine…

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

Berkant Gültekin: Bahçeli bir bakıma tüm sırrı ve gizemi bozdu

Gündüz Vassaf: Gün, Harvard'la dayanışmanın günü

Mithat Fabian Sözmen: İşçi sınıfının taraftarlığı anonimliğe, edilgenliğe ve seyirciliğe mahkum

Selin Nakıpoğlu: Diyanet iktidarın emrindeki politik bir aygıt

Cihan Tuğal: Uluslararası ilişkileri aile ilişkilerinin belirlediği bir döneme mi giriyoruz?

Recep Genel: O mis kokulu salatalıklar, domatesler, marullar bizi yavaş yavaş öldürüyor

Rahmi Turan: Erdoğan'a 'ömür boyu cumhurbaşkanlığı' sağlanmak için çalışmalar olduğu iddiaları var

Timur Soykan: Türkiye'de yaşamak vahşi bir dolandırıcı ormanında hayatta kalmaya benziyor

Onur Çanakçı: 'Faizle değil, üretimle büyüme' anlayışının uygulanması şart

Özgür Müftüoğlu: Lozan dahil kurucu belgeler tartışılabilmeli!

Umur Talu: Adalet adına feryadı olan da kendine bakacak

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×