MESUDE DEMİR
@mesudedemirr
Gazi Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı’nın fazla kilolu ve obeziteli 34 çocukla yaptığı çalışmada yüzde 94’ünde uykuyla ilgili solunum bozukluğu saptandı. Bunların yüzde 79’u da obstrüktif (tıkayıcı) uyku apnesi sendromu yaşıyor.
Çalışma; horlama, ağız açık uyuma ve dikkat eksikliği, hiperaktivitenin bu çocuklarda daha sık görüldüğünü bir kez daha gösterdi.
Bilim dalı başkanı Prof. Dr. Ayşe Tana Aslan, Türk Toraks Derneği’nin 28’inci Yıllık Kongresi’nde 7-18 yaş arasındaki çocuklarla yapılan araştırmayı sundu.

Aslan ve ekibi çalışmalarını ebeveynler ve öğretmenleriyle görüşerek ve evlerinde uyku cihazıyla takip ederek yaptı.
Çalışma, aşırı kilolu ve obez çocuklarda dikkat eksikliği, horlama ve ağız solunumunun sık görülen ve uyku bozukluklarına işaret edebilecek belirtiler olduğunu bir kez daha gösterdi. Çocuklarda OHS (Obezite-Hipoventilasyon Sendromu), nadir görülse de obezite ilişkili belirtiler yaygın.
Aslan, bu çocukların solunum, dikkat eksikliği ve metabolik fonksiyonlar açısından multidisipliner yaklaşımla ve detaylı şekilde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyor: “OHS’nin erken tanı ve tedavisinin çocukların genel sağlığını ve yaşam kalitesini iyileştirebileceği düşünülüyor. Çocuklardaki obezite, uyku ilişkili solunum bozuklukları ve dikkat eksiklikleri arasındaki karmaşık ilişkiyi daha iyi anlamak için daha geniş çaplı çalışmalara ihtiyaç var.”
Gece oksijenleri düşüyor, gündüz öğrenemiyor
Araştırmada daha basit testlerle neler yapılabileceğine de bakıldı. Kandaki oksijen taşıma kapasitesini de ölçen hemoglobin ve hematokrit de ölçüldü. Bu testler de çocuklarda gece boyunca oksijenin düştüğünü ortaya koydu.
Aslan ağır uyku problemi olan çocuklarda dikkat eksikliği, hiperaktivite bozuklukları ve davranış bozukluklarının da daha fazla görüldüğünü söyledi: “Araştırmamızla çocuklarda dikkat eksikliği, hiperaktivite ve davranış bozukluğunun yanı sıra hipertansiyon ve gece boyunca oksijen düşüklüğüne bağlı bir kan tablosu geliştirdiği ve erişkin hayata da damgasını vuracak birtakım değişikliklere yol açtığını gösterdik.”
Gece uykuda obeziteyle ilişkili uyku apnesi sendromu ya da hipoventilasyon (hava giriş çıkışının normalin altında olması) meydana geliyor. Her iki durumda da vücudun oksijelenmesi bozuluyor, karbondioksitse yükseliyor. Uyku sık sık bölünüyor.
Solunum yolları kolay kapanıyor
Böylece öğrenmek için daha uzun süre uykuya ihtiyacı olan çocuğun gece boyunca oksijeni düşük, karbondioksiti yüksek ve bölünmüş uykuya maruz kaldığını belirten Aslan, şunları anlattı: “Fazla kilolu ve obeziteli çocukların solunum yolları daha kolay kapanıyor, sık sık uyanıyor.
Obezite tek bir hastalık değil, bir paket gibi. Bu çocuklardaki dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu bütün akademik hayatına yansıdığını biliyorduk.
Yaramaz çocuk, okulda ders dinlemiyor vs. dediğimiz çocuklar aslında obeziteleri ya da aşırı kiloları nedeniyle iyi uyuyamayan çocuklar.
Aslında çok başarılı olacak, zeka seviyesi ya da algısı gayet düzgün çocuk, hemen her gece bunu yaşayınca başarısız oluyor. Biz çalışmamızla bunu doğrulamış olduk. Üstelik bir yetişkin sorunu olan hipertansiyon, uyku bozukluğu olan çocuklarda da görülüyor.
Bu vücudu da akciğeri ve kalbi de yoruyor. Bütün hayatını etkileyecek bir problem daha çocukluk yaşından itibaren başlamış oluyor.
Yine insülin direnci, kolesterol eksikliğiyle uyku sorunları arasında ilişki var. Uyku apnesi arttıkça, insülin direnci artıyor.
Solunum fonksiyon testleri bozuluyor. Yani çocukların akciğer kapasitesi azalıyor. ”
Çocukları en kilolu ülkelerdeniz
Türkiye, çocuklar ve genç ergenlerde (5-14 yaş) aşırı kilo ve obeziteli sayısıyla ilk on ülke arasında. Sağlık Bakanlığı’nın ilkokul ikinci sınıf öğrencileriyle yaptığı Türkiye Çocukluk Çağı Obezite Araştırması’na göre yüzde 12,5’u fazla kilolu, yüzde 9.9’u obeziteli, fazla kiloluk dahil obezite sıklığıysa yüzde 22,4.
Türkiye Okul Çağı Çocuklarında Büyümenin İzlenmesi (TOÇBİ) Projesi Araştırması’na göreyse altı-dokuz yaş grubu çocuklar arasında fazla kilolu olma oranı yüzde 14,3 ve obezite düzeyi yüzde 6,5. Bir başka deyişle, her beş çocuktan biri fazla kilolu olmayla ilişkili hastalıklar açısından risk altında.
Çocukluk ve ergenlik döneminde fazla kilolu ve obez olmak, diyabet ve kalp-damar hastalıkları risklerini yükseltiyor. Ayrıca damgalama, ayrımcılık ve zorbalıkla birlikte okul performansını ve yaşam kalitesini etkiliyor. Bu çocukların erişkin yaşamlarında obezitenin devam etme olasılığı çok yüksek. Yani bulaşıcı olmayan hastalıkların görülme sıklığının da artmasına yol açıyor.