İktidarın elinde hileli bir ayna;
Kendi suçlarını muhaliflere yansıta yansıta hedefe doğru ilerliyor.
Batı’ya kindarca sırtını dönerken; halkı Ortadoğu’nun kullanışlı cehaletine teslim ediyor.
Şu anda ülkeyi hızla felakete sürükleyen ne varsa;
Hepsi gerçeklerin, soruların, itirazların, insan haklarının, çağdaş hukukun, evrensel adaletin, aklın, mantığın ulaşamadığı o derinlikte kurgulanıyor.
Onlar, o gazeteciler, o yazarlar, o politikacılar o derinlikten dışarıya ulaşan tek ve büyük bir çığlıklar.
Ama dışarının gürültüsünde kayboluyorlar.
O yüzden, terörün diplomatik bir dile dönüşüp, ulusal ve uluslararası tüm ilişkiler üzerinde hüküm sürdüğü bu süreçte..
Sorulması gereken sorular ve verilmesi gereken cevaplarla birlikte iktidarın o derin dehlizine üst üste gömülmekteler.
Neticede sistemi idare edenler, kendi iklimlerinde terörü olağan hatta bazen kaçınılmaz görmekteler;
Ve olan biteni sorgulayan herkese ölümüne kinlenmekteler.