ONUR ÖNCÜ
Proje okullarındaki öğretmenlerin tayin edilmesiyle beraber lise öğrencileri de eylemlere başladı. Diken’e konuşan öğrencilerin temel kaygısı ‘gelecek.’

Fotoğraf: Evrensel
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun önce diplomasının iptal edilmesi, ardından tutuklanmasıyla birlikte Türkiye’nin birçok yerinden üniversite öğrencileri meydanlara çıkmış, bu kararları protesto etmiş, geleceğe dair kaygılarını dile getirmişti.
‘Geleceksizliğe’ karşı meydanlara inen üniversitelilerin ardından liseliler de sokağa çıktı. Liselilerin eylemleri, proje okullarında görev yapan ve çoğu sendikalı öğretmenlerin tayin edilmesiyle başladı. Öğrenciler önce okul içinde kararı protesto etti, sonra meydanlara çıkarak öğretmenlerini sahiplendi.
Proje okullar ulusal ve uluslarası yarışma ve organizasyonlara öğrenci yetiştiren, öğretmenlerin danışmanlık yaptığı okullar.
Diken meydanlara çıkan liselilerle görüştü.
Biriken enerji taştı
İki liseli öğrenciyle bir araya geldik. M.P 12’nci sınıf öğrencisi. Güvenlik gerekçesiyle hem ismini hem de okulunu yazmıyoruz.
M.P. sokağa çıkma gerekçelerini şöyle anlatıyor:
“Bizim yaptığımız bazı tespitler vardı. O da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından dökülen şu sözcüklerde en iyi şekilde somutlaşıyor: ‘Biz dindar ve kindar bir nesil yaratmak istiyoruz’. Gerçekten buna uygun attıkları adımları görüyoruz. Geçmişten günümüze baktığımızda 4+4, ÇEDES programı… Şimdi de proje okullarıyla Eğitim-Sen’li öğretmenlerin çok büyük bir kısmını okullardan gönderdiler. Böylece birçok okulun içini boşaltmaya, eğitimde öğretmen-öğrenci bağını kısıtlamaya çalıştılar ve oraları daha çok müdahale edilebilir bir alan haline getirmeye çalıştılar. Bir yandan okulları siyasetsizleştirdiler bir yandan da okullara kendi siyasetlerini soktular. Sistem, gençlere hiçbir alan bırakmadı. Bizler geleceksizlikle yüzleşiyoruz. Son müdahaleyle, gerçekten sevdiğimiz saydığımız öğretmenleri okullarından yolladılar. Bu son damlaydı. Biriken enerji bununla birlikte taştı.”
“Saraçhane eylemleriyle birlikte üniversitelilerin sokağa çıkması, söz söylemesi liselileri etkiledi mi?” sorumuza M.P. ‘Evet’ yanıtını verdi.
“Eylem yaptığınız için tehdit aldınız mı?” sorusunuysa şöyle yanıtlıyor M.P.:
“Tehdit aldık. Müdürler bazı arkadaşlarımızla teker teker konuştu. Disiplin üzerinden ‘Size soruşturma başlatırız’ diye tehdit ettiler. Ayrıca polisleri okulların içine aldılar. Bu da aslında okul yönetimlerinin AKP ile ne kadar iç içe olduğunu tekrar kanıtladı.”
Liselilerin okullarda yaptığı oturma eylemleri, meydanlarda gerçekleştirdikleri kitlesel açıklamalar, öğrenciler arasındaki dayanışmayı kuvvetlendiriyor. M.P. bu hissin kendilerine daha da güç verdiğini belirtiyor.
‘Mücadele etmek için kendi ülkemde kalmak istiyorum‘
18 yaşındaki Ece Su Sevil, İstanbul Kadıköy Lisesi 12’nci sınıf öğrencisi. Liseli öğrenciler olarak İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklamasını okuyan öğrenci.

İstanbul Kadıköy Lisesi proje okul kapsamında değil. Sevil diğer okullardaki arkadaşlarının sorunlarını görmezden gelemeyeceklerini ve arkadaşlarıyla dayanışma amacıyla eylem yaptıklarını söylüyor.
Sevil sokağa çıkma gerekçelerini şöyle anlatıyor:
“Şu anki dayatılan eğitim sisteminde 13-14 yaşındaki çocuklar çok yoğun bir şekilde sınava hazırlık yapıp, çok büyük emekler gösterip bu liseleri kazanıyorlar. Ama bu liseleri sadece öğretmenleri gönderilsin diye, yerlerine yandaş sendikalardan çocukların gözlerine bakmaya korkan eğitimciler gelsin diye kazanmıyorlar. Lisedeki eğitim ve öğrenimimizi gericileştirmeyi planlıyorlar. Sistematik bir şekilde laikliği müfredattan kaldırmaya çalışıyorlar. Biz bunun için sokaklarda bulunduk.”
Sevil eylemlere katılmak isteyen liselilerin okul idareleri tarafından korkutulduğunu da söylüyor: “Liselilerde çok fazla korkutulan öğrenci var. O yüzden katılmak isteyip de katılamayan da çok liseli var.”
İktidardan eyleme geçen liseliler için “Siyaset yapmayın, okulunuzu okuyun” çağrıları geldi. Sevil bu sözlere katılmıyor ve tereddütsüz “Siyaset yapmalıyız” diyor:
“Çok fazla korku iklimi yaratılmış durumda. Bizim muhalefetimizin çok güçlü olduğunu bildikleri için siyaset yapmayın diyorlar. Liseliler, üniversiteliler hatta ortaokuldaki çocuklar bile şu anda siyasetten kaçabilecek durumda değiller.
“Çünkü eğer sen kantinden karnın açken yemek alamıyorsan bu politik bir şeydir. Bu en basitinden senin siyasetle uğraşmanı gerektirir. Lisendeki öğretmenin gönderiliyorsa, torpille gerici zihniyetli öğretmenler yerine atanıyorsa bu siyasi bir şeydir. Ve biz bundan hiçbir şekilde uzak kalamayız.”
Lise öğrencisi gelecek kaygısına da dikkat çekti:
“Gelecek kaygısı taşıyoruz. Kendi ülkemde bir gelecek göremiyorum. Mücadele etmek için kendi ülkemde kalmak da istiyorum. O yüzden yurt dışı seçeneklerini değerlendirmiyorum. Bizim gibi bütün bir kuşak kendi ülkelerinden bir gelecek göremiyor.”