Küresel piyasalarda sert satış baskısı, küresel tedarik zincirinde kırılma, seyahat sınırlamaları ve insanların birbirine daha az temasla yaşamak istemesine neden olan corona virüsü salgını ile eş zamanlı petrol fiyatlarında yaşanan sert düşüş, Türkiye piyasalarında da güçlü satış baskısını beraberinde getirdi.
Geçen yıl Çin’de ortaya çıkan corona virüsü salgını dünya çapında 130 binden fazla kişiyi etkisi altına alırken, en az 4 bin kişi corona virüsü veya virüs kaynaklı rahatsızlıklar nedeniyle hayatını kaybetti.
Virüs ilk kez Çin’de ortaya çıkmasına karşın son dönemde etkisini Avrupa’da da göstermeye başlarken, salgının seyri, şiddeti ve ne zaman sona ereceğine ilişkin belirsizlik yol açacağı olası ekonomik sonuçlara ilişkin öngörüde bulunmayı da zorlaştırıyor.
Salgın ile ortaya çıkan gelişmelerin küresel ve Türkiye ekonomisi boyutunda şu ana kadarki ekonomik yansımaları şu şekilde:
Küresel satış dalgası
*Bu hafta küresel borsalardaki düşüşler 5 trilyon doları aşarken ABD’deki S&P 500 endeksi de ayı piyasasına girdi. Avrupa borsalarında bugün düşüşler çift haneye ulaşırken bu satış baskısı ve güvenli liman ABD tahvillerine, altına yönelimi belirginleştirdi.
*ABD 10 yıllık tahvil getirisi yılbaşındaki yüzde 1.9 seviyelerinden yüzde 0.31’e kadar geriledi. Bu düşüşte corona virüsü kaynaklı güvenli liman talebi belirleyici oldu. Benzer şekilde ABD tahvillerinin tüm verim eğrisi genelinde getiriler düşüş gösterdi.
*Küresel riskten kaçış eğilimi Türkiye piyasalarını da olumsuz etkiliyor. Olumsuz etki CDS (iflas sigortası primi), tahvil getirileri, lira, borsa dahil tüm alanlarda belirgin şekilde hissediliyor.
Petrol fiyatları sert geriledi
*Ocak ayı başında 72 dolardan işlem gören brent tipi ham petrol 30 doların altına indikten sonra bugün 33 dolar seviyesinde işlem görüyor.
*Türkiye gelişmekte olan ülkeler arasında petrol fiyatlarından düşüşten doğrudan pozitif etkilenen tek ülke. 2019’da Türkiye’nin kaydettiği enerji ithalatı 41 milyar dolar seviyesindeydi. Petrol fiyatlarındaki düşüş doğrudan enerji ithalatını azaltıyor. Ancak bu düşüşün Türkiye’nin de ticaret yaptığı ülkelerin gelirini azaltıyor olması bu ülkeler üzerinden Türkiye’nin ihracatını etkileyebiliyor. Her ne kadar ilk ithalatı azaltma açısından petrol fiyatlarının etkisi Türkiye özelinde pozitif olsa da, yansıması her zaman pozitif olmuyor.
Türkiye’de enflasyona etkisi
*Lira cinsi enerji fiyatları dünyadaki petrol fiyatı ve dolar/TL’deki değişimleri içeren bir formül ile belirleniyor. Öte yandan petrol fiyatlarındaki aşırı yükselişlerin önüne geçmek için de eşel mobil sistemi adı verilen vergi oranlarını değiştin bir sistem de bulunuyor. Petrol fiyatlarındaki sert düşüş motorin ve benzin fiyatlarında da bu hafta itibariyle yaklaşık 60 kuruş indirim getirdi. Bu, lira cinsi fiyat olarak yaklaşık yüzde 10 indirim anlamına geliyor. Ulaştırma kalemi yüzde 15.62 ile enflasyon sepetinde önemli bir ağırlığa sahip. Merkez Bankası ise ocak ayındaki enflasyon raporunda ham petrol fiyatı tahminini 60 dolara yükseltmişti. Bugün itibariyle fiyatlar 30 dolar civarında seyrediyor.
Cari açığa etkisi
*2019’da Türkiye’nin kaydettiği enerji ithalatı 41 milyar dolar düzeyinde olurken, geçen yıl 8 milyar dolarlık cari fazla verildi.
*Ekonomistlerin yaptığı hesaplamaya göre, petrol fiyatlarındaki her 10 dolarlık düşüş cari dengede 3-4 milyar dolarlık iyileşmeyi beraberinde getiriyor. Petrol fiyatlarındaki anlık düşüşlerden ziyade petrol fiyatlarının uzun bir süre düşük kalması ile etki tam anlamıyla görülebiliyor. Mevcut verilere göre petrol fiyatlarının 30 dolar civarında kalması cari dengeye 10 milyar dolar katkı anlamına geliyor.
Borsada kayıp yüzde 20’ye dayandı
*Azalan risk iştahı nedeniyle lirada dolar karşısında yılbaşından bugüne yüzde 5 değer kaybı yaşandı. Kayıp sınırlı kalsa da, dalgalanma çok daha büyük boyutta.
*Ekonomisi yeraltı zenginliklerine bağlı gelişmekte olan para birimlerinde daha belirgin olmak üzere etki yüzde 1 ila yüzde 17 bandında kaydedildi.
*BIST-100 endeksi yılbaşından bugüne yüzde 19’a yakın değer kaybetmiş durumda. Ancak salgından daha çok etkilenen sektörler özelinde bu kayıp daha belirgin. Temizlik gıda ve perakende gibi bazı sektörlerde ise virüsün Türkiye’de açıklanmasıyla birlikte son 2 günde belirgin kazançlar yaşanıyor.
Havacılık hisseleri çöktü
*Çin’den dünyaya yayılan virüsün etkilerini sınırlamak için küresel çapta birçok havayolu uçuş sınırlamalarına giderken, hava trafiği belli destinasyonlara da tamamen durduruldu.
*Son olarak ABD Başkanı Donald Trump’ın dün ‘corona’nın yayılmasını önlemek için ABD’nin Avrupa kıtasından uçuşları cuma gününden itibaren durduracağını açıklaması, havacılık sektörüne ilişkin endişeleri daha da artırdı.
*Seyahat sınırlamaları, talep düşüşü ve rezervasyon iptallerinin etkisiyle son dönemde satış baskısı altında olan THY hisselerinde şubat ayı başından bu yana yaşanan kayıp, dün gördüğü en düşük seviye olan 8.62 lira baz alındığında yüzde 37 ‘ye ulaştı. Aynı dönemde Pegasus hisselerindeki kayıp ise yüzde 48’i buldu.
Gıda, sağlık ve perakende ayrışıyor
*Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Türkiye’de ilk corona virüsü vakasının teşhis edildiğini açıklamasının ardından defansif hisselere güçlü alım geldi.
*Gıda Perakendecileri Derneği gıda ve market zincirlerinin ürün ve hizmet tedariğini kesintisiz şekilde sürdürdüğünü ve paniğe gerek olmadığını duyursa da, ürün tedariğinde kesinti yaşanabileceği endişelerinin tüketicilerde yarattığı talep artışına bağlı dün BİM, Migros, Şok Marketler, Carrefoursa, Bizim Toptan, Viking Kağıt yüzde 15, Konfurut Gıda yüzde 5, Kerevitaş gbi hisselerde yüzde 10’u bulan yükselişler yaşandı.
*Sağlık sektörü ile ilişkili Deva Holding, Selçuk Ecza ve RTA Laboratuvarları gibi hisselerde de güçlü alımlar gözleniyor.
*Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan maske ve gıda gibi alanlarda haksız fiyat artışları için ise çalışma başlattıklarını açıkladı.
Turizm de olumsuz etkilenmeye başladı
*‘Corona’ kaynaklı olarak insanların temastan kaçınması ve havayolu trafiğindeki azalışla birlikte salgın turizm sektörünü de etkilemeye başladı.
*Turizm sektörünün çatı derneklerinin oluşturduğu Turizm İstişare Kurulu, virüsün yayılması sürecinden Türkiye turizm sektörünün de olumsuz biçimde etkilenmeye başladığını, ileri tarihli rezervasyon iptallerinin ciddi boyuta ulaştığını duyurdu. Türkiye’nin turizm gelirlerinin yüzde 70’ni yüksek yaz sezonu oluşturuyor.
*Turizmciler sektörün olumsuz süreçten sektörün daha az etkilenmesi için SGK, KDV, muhtasar gibi ödemelerin ertelenmesi, kredi taksitlerinin ötelenmesini de içeren eylem planı talebinde bulunurken, Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, sektörel desteklerle ilgili bir hafta içinde bir açıklama yapılacağını duyurdu.
*Ersoy, corona virüsü nedeniyle yurt dışından Türkiye’ye daha az turist gelmesini sağlamanın ‘daha mantıklı’ olacağını, oteller için sezon başının mart sonu değil, nisan sonu olmasını tavsiye ettiklerini söyledi. Ersoy ayrıca zincir otellerin ise aynı bölgedeki otellerinden sadece birini açacağını belirtti.
*2017’de 40 milyar dolarlık cari açığın yarısından fazlasını finanse eden net turizm gelirleri Türkiye ekonomisi açısından döviz girdisi sağlamasının yanısıra istihdam piyasası ve dolaylı olarak desteklediği gıda ve havacılık gibi sektör etkileri açısından da önemli.
Ticarete etkisi
*Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan Şubat ayı sonunda yaptığı açıklamada, Türkiye’den Çin’e yapılan ihracatta mermer, traverten, krom kurşun, bazı metal ve konsantralerinin öne çıktığını, Çin’deki gelişmeler nedeniyle burada talep sıkıntısının yaşanabileceğini söyledi. Çin pazarının bazı kalemlerdeki ihracatın yüzde 70’ini bulduğunu belirten Pekcan, kısa dönemde bu açıdan negatif etki olacağını söyledi.
*Pekcan, Şubat ayındaki açıklamasında virüsün tekstil, hazır giyim, deri ve mobilya gibi sektörlerde ihracat potansiyeli yarattığını, Avrupa kaynaklı talep artışının pozitif etkisini ikinci çeyrekte ihracatta görmeyi beklediklerini söyledi. Ancak bu açıklama yapıldığında virüsün Avrupa’da özellikle de İtalya’da yayılımı henüz başlamamıştı.
*Çatısı altında hazır giyim, ayakkabı, kozmetik, aksesuar, küçük mutfak ürünleri, ev tekstili gibi alanlardan 400 civarı markayı barındıran Birleşmiş Markalar Derneği ise bugün yaptığı açıklamada, salgının kontrol altına alınamaması durumunda hammadde tedarikinde ve mamul ürün sevkiyatında sıkıntılarla karşı karşıya kalınabileceğini, turist sayısında azalma ve talep daralmasının etkisiyle cirolarda da kayıp yaşanabileceğini duyurdu. Dernek, salgının kontrol altına alınamaması durumunda Türk markalarının lehine olan durumun tersine dönebileceğine işaret etti.
Merkez bankaları faiz indirmeye başladı
*ABD Merkez Bankası (Fed) ülke ekonomisini corona virüsü salgınının etkisinden korumak için politika faizini 3 Mart’ta rutin toplantı tarihleri dışında 50 baz puan indirerek yüzde 1-1.25 aralığına indirdi.
*Reuters’ın Fed’in sürpriz bir karar alarak 2008 krizinden sonra ilk kez acil durum hamlesi yapmasının ardından düzenlediği ankete göre Fed’in 25 baz puan faiz indirimine gitmesi bekleniyor. Reuters anketi 50 ve 25 baz puan ardından indirimlerinin ikinci çeyreğin sonuna kadar 50 ila 75 baz puanı bulması bekleniyor.
*Benzer şekilde İngiltere, Japonya da faiz indirimi ve genişlemeci adımlara giderken, Avrupa Merkez Bankası bugün faiz indirimine gitmedi ancak şirket tahvili alım programının büyüklüğünü geçici bir süre 120 milyar avro artırdı.
*Merkez Bankası (MB) ise Murat Uysal başkanlığındaki son altı Para Piyasası Kurulu (PPK) toplantısında toplam 1325 baz puanlık faiz indirimine gitti. Banka politika faizini yüzde 10.75’e çekerken son dönemde faiz indiriminin büyük bölümünü tamamladığı mesajını da veriyordu.
*Ancak bu mesajların önümüzdeki hafta PPK’da farklılaşması bekleniyor. Uysal ocak ayı sonundaki açıklamasında corona virüsünün henüz dünyada nasıl bir etki yaratacağını bilmediklerini, dolayısıyla Türkiye’de hangi etkilerin ağır basacağını öngöremediklerini söylemişti. Uysal etkilerin belirginleşmesi ve Fed faiz indirim süreci sonrasında ise henüz bir açıklama yapmadı.
*Küresel merkez bankalarının sert faiz indirimleri sonrası yaşananlara bakıldığında, geçmişte birçok örnekte gelişmekte olan ülke merkez bankalarının da küresel trendi takip ettiği ve faiz indirim süreçlerini hızlandırdığı açık şekilde görülüyor. MB’nin faiz kararı önümüzdeki hafta ve lirada daha fazla değer kaybı olmaması halinde Reuters’ın görüşlerine başvurduğu üç işlemci MB’nin 100 baz puana kadar indirim yapabileceğini düşünüyor. Bazı işlemciler indirimin daha sınırlı kalacağını da düşünüyor. Ekonomistlerin beklentilerindeki üst nokta da 100 baz puana ulaştı.
*Reuters anketlerinde henüz bir uzlaşma bulunmuyor ve bankacılar küresel piyasaların seyrinin de önemli olacağını belirtiyor. Ancak MB’nin son faiz kararının ardından önümüzdeki hafta için beklentiler en fazla 25 baz puanda şekilleniyordu. Şu anda 100 baz puan indirim ekonomistlerin de tahminleri arasına girmiş durumda. MB’nin geçen ayki son faiz kararının hemen sonrasında bu ayki indirim beklentileri 0-25 baz puan arasındaydı.