KAAN SEZYUM
Okkalı bir komisyon iki ton çeker!
Ne acayip haftaydı ya? Paso komisyonda dayak vardı. Komisyonda dayağını yiyen siyasiler, bir sonraki toplantıya kafa-göz şişmiş katılmak zorunda kaldı. Koca koca adamlar birbirlerine kafes döğüşçüsü gibi daldı. Sonuçta ne mi oldu? HDP komisyondan çekildi, CHP ise “Anayasaya aykırı ama bizi bozmaz kenks” diyerek dokunulmazlıkların kaldırılmasına “Evet” oyu verdi.
Dil dile değmeden TDK
TDK’nın (kaset olan değil Türk Dil Kurumu olan) bir süredir kelime tanımları çok konuşuluyor. Gün geliyor “Çapulcu” için getirdikleri yenilikçi yorum, gün geliyor başka kelimeler için getirdikleri aydınlatıcı açıklamalar bizi her gün daha iyi bir ülkeye sahip olmamız konusunda yardımcı oluyor.
Sonuçta sözlükte ne yazarsa o. Gün gelir “Hırsız” kelimesinin anlamı değişir, “Yolsuzluk” kelimesi de belki anlam olarak çok daha vatana millete faydalı bir hale gelir. Sonuçta kelimeler kılıçtan güçlüdür.
Bir TDK binlerce kelimeye bedeldir.
Bir ağanın oğlu
Bu hafta Ali Ağaoğlu’yla ilgili iki enteresan olay vardı. Neden AA ile bu kadar dertlendim diye sorarsanız söyleyeyim. AA bu ülkede güzel şeylerin de olabileceğini hepimize göstermiş bir insandır da ondan.
Mesela “Eskiden denizden kum çekip kullandık” diyebilmiş, inşaat ve betondan güzel paralar kazanmış bir örnektir. İnşaatın geldiği en güzel yerdir AA. İstiklal Caddesi’ndeki patlamadan sonra “Fakirler gibi karanfil bırakacağıma 15 yıl sonra ilk kez geldiğim yerde gül bırakırım” demiş bir insan. İyilik parayla alınamıyor ama AA’nun parası ona bile yeter.
Yatında Amerikan bayrağı mı var? Takmayın kafanıza, o da vergilerden baymıştır. İnsanlık hali. Bentley’e de bineriz, vergiden de kaçızlarız yani nedir?
Denizde kum, cepte para
Bir de şu AA’nın cebinden çıkan paraları CNN’deki programda saydırma olayı var. Cepten çıkan tomardaki 8400 liralık miktar, AA’nın nasıl bir durumda 8400 liralık bir harcama yapma gereksiniminde kalacağını merak ettiriyor.
Sonra baktım ki AA, zaten bu olayı bir şov gibi çıktığı her programda, gerek dolar, gerek balya çıkartarak tekrarlıyormuş.
Zenginin malı şu anda bile beynimi yordu.
Bakın bu videoda kendisi gençlerin sorularını balyasıyla yanıtmıyor
Bakınız bu videoda da komiklikli bir şekilde cepten yine tomar sov yapılıyor. Mesut Bey de çok eğlenmiş, sonuçta insanın programında her gün balya çıkmıyor.
AA’ya bu kadar laf ettim ama gece kulüplerinde zamanında çuvalla para taşıyan bir Bülent Ersoy gerçeği de vardır, unutmayalım. Fevkaledenin şevkinde zenginlik budur.
Roket yağmurları…
Evet, roket yağmurlarında şemsiyesiz kalmış bir ilimizden bahsetmek istiyorum sizlere: Kilis. Valisi ayrı bir kafada “Ben Süpermen miyim roketi havada tutayım” ya da “Yerçekimi var tabii ki düşecek” diyebilen tam anlamıyla %100 bir beyin gücü…
Valisi böyle olan il için AFAD kimseyi kırmamış, hiçbir masraftan çekinmemiş “Roket DÜŞMESİNE” karşı alınacak önlemlerin listesini broşür haline getirmiş…
Sonuçta sel, deprem, fırtına, maden faciası gibi roket düşmesi de doğal bir afet. Afetin ve AFAD’ın işine karışılmaz. Bunlar hep Fıtrat.txt dosyasının içeriği. Beğenmeyen uninstall eder!
Afet böyle yönetilir. Dik durun, daha az alan kaplarsınız, roket belki kafanıza düşmez.
Gaga şov!
Saçma sapan bir ülke olduğumuzdan gündemimiz de saçma sapan kaynaklardan gelen kafaya göre bilgilerle allak bullak olabiliyor.
Fuat Avni’nin alternatif evrendeki blogger dostu da Pelikan Dosyası (Herhalde John Grisham’ın kitaplarını seven bir hedef kitleye hitap ediyor kendisi) adında bir blog açıp ülkenin gündemini bir şey etti.
Özetle, reyizcilerin tarafından görüşler bildiren, siteyi okurken “Yolsuzlukların yalan olduğu” kısmından sonra okumayı da bıraktım, heyecanını kaybetti ne yalan söyleyeyim.
Ama böyle olaylarda işin ilginçi mevzunun nereden çıktığı sanki. Neyse ne, bir Twitter kullanıcısı da Pelikan Dosyası hakkında şöyle bir inceleme yapmış. Meraklıysanız bakarsınız.
#PelikanBildirisi‘nin Twitter’da yayılışının ağ grafiğini çıkardım. Soldaki yeşil küme ilginç tabii. pic.twitter.com/DdOsNynglZ
— Dağhan Irak (@daghanirak) May 1, 2016
Bu arada grafik sitesinden daha net (eyçdi döner) görünüyor: http://daghanirak.com/pelikan/
Özgürlükte büyük indirim!
Gel vatandaş, yok fiyatına özgürlük. Türkiye yine lider ülke olduğunu gösterdi basın özgürlüğünde en çok düşüş yaşayan ülke olduk. Şaka ya şaka, o kadar kötü olabilir miyiz hiç? Bizden fena Bangladeş ve Nauru var. Nauru zaten ama Bangladeş’i geçememek bana yandan metrobüs katılımı gibi koydu. Büyük bir kaza ama kimse yazmasın lütfen.
Rüyalarda buluşmuşuz
Bakın iyi şeyler de oluyor. Google’ın Nisan ayı süresince Google’da rüyada en çok tabiri aranılan terimlerin arasında, “Cumhurbaşkanı”, “kar”, “balık”, “deniz”, “ceviz” yer alıyor…
Rüyada CB görmek ise terfi alacağınız anlamına geliyormuş.
Çikın transleyt?
Yerli sitelerin yabancı sitelerden, yerli sitelerin yerli bloggerlardan, yerli sitelerin yerli Twitter kullanıcılarından ve hatta yerli sitelerin daha da yerli sitelerden haber, içerik, bilgi emizlemisine alışmıştık. Çünkü zaten genelde bizde içerik telife dahil değil. “Aman alızlarız, şurdan da komik tivitleri toplarız” yaklaşımı bazen Onedio’nun şu testi gibi bir hal alır.
Böyle şeylerle uğraşan derdimi seveyim (Barınç tonuyla söyledim o ‘Seveyim’i)
Akıllı olacaksın!
Şöyle haberlere bayılıyorum. Oradan çıkmış vatandaşına “Ben senin güvenliğinin garantisi veremem” diyor… Devletin görevi vatandaşının güvenliğini, huzurunu sağlamaktır eyy Hollanda. Sen önce kendi vatandaşının güvenliğini…
Ha bizim ülkedeki vatandaşlarmış o. Ya neyse. Dikkatli olun abi. Sizin dilde nasıl diyorlar? “Doe voorzichtig”…
Güzel müzik yükleniyor
Birbirinin suratına pet şişe atan adamlardan filan benim gibi sıkıldıysanız Radiohead’in yeni albümünü merak edebilirsiniz.
Prince’in yıllar önce yapmaya çalıştığı şeyi yapıp geçen gece tüm internet hesaplarını sıfırlayan grup Radiohead şimdi de ince ince Instagram’a bir takım stop-motion videolar ve sesler koyuyor. Yeni albüm yakındır.
Biraz önceki albümlerinde “Gönlünüzden ne koparsa ateşleyin bir şeyler” deyip albümün fiyatını da hayranlarının gönlüne bırakmış bir gruptan bahsediyoruz. Senin yüzünden katıldığın tüm festivallere biletler bitti hayın Radiohead. Tek başına festivallerin carı açığının %18’ini kapatıyor adamlar.
Alın, bu linkten de konsere gitmeden adamları canlı halde izleyin.
O zaman dans!
Haftanın suyunun biriktiği yerde yani dibinde yine müzik var.
Bu akıl hastası güzel kardeşimiz 207 filmden kelime kelime montajlayıp, zamanında Hülya Avşar tarafından kıçının kalıbı elle alınan Ricky Martin’in Livin La Vida Loka parçasını baştan oluşturmuş. Saygı duyulacak bir rahatsızlık.
Hazır Ricky Martin dedik, gelin yurttan en sevdiğim birkaç insandan ikisi olan Cenk ve Erdem’in de aynı parçayı yorumladıkları “La Vidan Yok La” adlı parçayla yazıya son verelim. Ama unutmayın, her son yeni bir başlangıç, her başlangıç birazdan bitiş demek.
Bu haftayı da ölmeden atlattık, önümüzdeki hafta da ölmezsek, bir sonraki haftayı düşünebiliriz. Dikkatli olun, eğer aniden roket yağmuru bastırırsa öncelikle bunun doğal bir olay olduğunu unutmayın.