Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Aslında her gün Türkiye’nin dört bir tarafında mal sahiplerine sormadan, onların gönülleri alınmadan kamulaştırma, acele kamulaştırma, rezerv alan, riskli alan adı altında insanların tapuları ellerinden alınıyor… Ama bu felaketler başımıza gelmedikçe vardır bir sebebi diyerek kendi küçük gündemimize dönüyoruz. Vardır bir sebebi diyoruz ve de başımıza hiç gelmeyecek sanıyoruz… Ben de öyle sanıyordum diyerek konuyu babamın tapusuna kolayca çekebilirim ama dürüst olmak lazım: Türkiye’de yaşamayı göze aldıysan başına gelenlerin bir sebebi yoktur, sistem çökmüştür, her gün her an birileri sistemin altında kalmaktadır…
Umudu canlı tutmanın, her şeye rağmen hakkımızı almanın bir tek yolu var. İlk seçimlerde AK Partili Cumhur İttifakına kaybettirmek. Hukukun üstünlüğünü, insan haklarını, sosyal devleti önceleyen bir vatandaşımızı cumhurbaşkanı seçmek ve en kısa sürede partili cumhurbaşkanlığı sisteminden güçlendirilmiş parlamenter rejime dönmek. Özgür medyanın ve bağımsız yargının yaşayabileceği bir sistem kurmak.
Yazımı da bir özdeyişle bağlayayım: AK Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi var oldukça Türkiye kaybetmeye devam eder, AK Partili Cumhurbaşkanlığı Sisteminden kurtulursak Türkiye belki kazanır belki kaybetmeye devam eder…