Fabrikalardan hastanelere, okullardan kamu kurumlarına, şantiyelerden belediyelere, çok sayıda toplu zehirlenme vakası veya içerisinden kurt, böcek, kıl çıkan hijyenik olmayan yemeklerle ilgili haber kamuoyuna yansıyor:
Son bir yılda, Akkuyu NGS’de çalışan yaklaşık 1500 işçi, Manisa’da OSB’de çalışan 454 işçi, Yalova’da tersanelerde çalışan 140 işçi, Bilecik’te bir seramik fabrikasında çalışan 65 işçi, Samsun’da 15 market işçisi, Bodrum’da 17 Migros market işçisi, Kocaeli Olmetsan Metal Fabrikasında çalışan 28 işçi, Sivas’ta özel bir şirkette çalışan 23 işçi, Malatya’da bir tekstil fabrikasında çalışan 12 işçi, Ankara’da bir şantiyede 13 inşaat işçisi, Yalova’da özel bir tersanede 20 işçi, Çerkezköy Arçelik Fabrikasında çalışan 30 işçi yedikleri yemeklerden dolayı zehirlendi. Ankara Tabip Odasının bilgi notuna göre 2023 yılı başından itibaren her ay hastanelerin birinden ilgili şikayetler basında yer aldı.
Binlerce emekçinin maruz kaldığı gıda zehirlenmeleri “sağlıksız yemek” nitelemesiyle geçiştirilemeyecek hale geldi. Halk sağlığı ve işçi sağlığı açısından kronik bir hal kazanan bu sorun, özelleştirmelerden alt-işverenlik ilişkilerine, maliyet hesaplarından denetimsizliklere, ihalelerle büyüyen piyasa mantığının sonucudur.
Zaman ölçeğinde iş günü süresi içerisinde, mekan ölçeğinde iş yerinde işçilerin yediği yemek; bu yemeğin kim tarafından sunulduğu, (mola) süresi, besin değerleri, hijyen standartları, porsiyon ve miktarı her zaman sınıf mücadelesinin önemli bir başlığı oldu.