Nihayetinde bu noktaya gelirsek, mevcut iktidarın da kendi seçmen desteğinin iki ayağından birini sağlam basmak için muhtaç olduğu yüksek büyüme hızını unutun. İki ayaktan biri refah artışıdır, öteki de muhafazakar İslami kimlik. Bu iktidar tek ayak üzerinde seke seke gidemez. İstikrarsızlık bu bakımdan da mukadder olur. Ayrıca, baskı rejimleri uluslararası sisteme karşı kendilerine bağışıklık sağlayan imkanlara ihtiyaç duyarlar.
Türkiye’nin kuzey, doğu ve güney komşularındaki baskı rejimleri bu bağışıklığı petrol ve gazla elde ediyor. Türkiye’nin petrol ve gaz zengini olup da halkının özgürlük ve demokrasi yokluğuna rızasını bu varlığın rantını dağıtarak satın alan rejimlere benzemesine imkan yok çünkü Türkiye’nin petrolü ve gazı yok. İyi ki de yok. İşte bunun için çalışmak, üretici ve yenilikçi olmak, düzgün ve bağımsız işleyen bir hukuk sistemi kurmak, kısacası özgür ve demokratik olmak zorundayız ki zenginleşebilelim.