Son günler, deniz bitti. Zaten yüzme de bilmiyordunuz. Üç tarafı denizlerle çevrili şu güzel memlekette nasıl oldu da yüzmeyi öğrenemediniz, o da bizim ayıbımız olsun. Zamanında çektiklerinizi unutmadığınız doğru fakat aynı şeyler yaşanmasın diye değil, gücü elime alayım, sopalayayım herkesi diye baktığınız için şimdi bu haldesiniz. Gerçeklerden apayrı bir yerde ailece harikalar diyarında yaşıyorsunuz. Ailenizden bazıları yıllardır ortalıkta yok, ortada olanlar da ne yapacaklarını düşünüp duruyor. Tuhaf bir açmaza soktunuz ülkeyi.
Sadece kâr ve rant güdümlü tuhaf bir organizma haline getirdiniz memleketin tüm kurumlarını.
Neredeyse adını yazamayacak, bakkalın başına koysan, iki günde tekme tokat patron tarafından kovulacak vasıftaki akranlarını, eşiniz dostunuz, eğitimsiz, bilgisiz, kültürsüz, görgüsüz vizyonsuz insanlar yetiştirdiniz. Sadece parayla beslenen, karnı hiç doymayan aç gözlü tuhaf bir organizma oldunuz. Sizden sonraki 200 yılda torunlarınızın torunlarının bile harcaya harcaya bitiremeyeceği servetlere sahip oldunuz. Vizyonunuz ise sadece “daha pahalısı, daha parlağı” oldu. Bu yola bir de dava dediniz. Oysa dava neydi?