MESUDE ERŞAN
@mesudersan
mesudeersan@diken.com.tr
İstanbul Tabip Odası (İTO) kentte kızamıktan dolayı hayatını kaybeden çocukların olduğunu kaydederek, hastalıktaki artışın endişe verici boyutlara ulaştığını duyurdu.
Kızamık, tarihi çok eskilere dayanan, milyonlarca çocuk ve yetişkinin hayatına ve ondan daha fazlasının sakat kalmasına yol açan, bulaştırıcılığı yüksek (damlacık-solunum yoluyla) bir hastalık. Kızamık aşısı bulunan hastalıklardan biri. Kızamık hastalığı, 1980’de yaygın aşılama başlamadan önce, dünya çapında her yıl tahmini 2,6 milyon ölüme neden oluyordu. Hızlandırılmış küresel aşılama programları ölümleri önemli oranda azalttı. Bu sayı 2011’de yılda 158 bine geriledi. Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre, 2000-2013 yılları arasında aşılamayla tahminen 15,6 milyon ölüm önlendi.
Çocuklar ölüyor, kızamık klinikleri açılıyor
Ancak son yıllardan farklı faktörler sebebiyle dünyada ve Türkiye’de kızamık endişe verici boyutlara tırmandı. Kızamık salgıyla ilgili seyrin en kısa zamanda önlenmesini isteyen İTO bugün bir basın toplantısıyla soruna dikkat çekti. Türk Tabipleri Birliği Aile Hekimliği Kolundan Dr. Özgen Güngör, İTO Yönetim Kurulu Üyeleri Dr. Esin Tuncay ve Dr. H. Ayşen Yavru’nun da katıldığı toplantıda, geçtiğimiz aylarda Bahçelievler’de, mayıs ayında İstanbul’da Çin’den gelen Uygur Türkü 4 yaşındaki bir çocuğun kızamıktan öldüğü, vakaların artması üzerine bazı hastanelerde (Bahçeşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi) kızamık kliniklerinin açılmaya başlandığı, hastanelere acil başvurularının arttığı aktarıldı. Hekimler, alandaki meslektaşlarından derledikleri bilgi ve endişeleri paylaştı.
Kızamıktan korunmanın yolunun çok basit olduğunu belirten Ercan, ailelerden kayıtlı oldukları aile sağlığı merkezine ya da göçmen sağlığı merkezine gidip yarım asrı aşkındır uygulanan, güvenirliliği kanıtlanmış kızamık aşısını çocuklarına 9 aylık, 12 aylıkken ve 4 yaşında yaptırmalarını istedi.
İki ayda toplam 343 kızamık hastası
DSÖ Türkiye’nin de içinde yer aldığı Avrupa Bölgesinin Kızamık Eliminasyon (virüsün dolaşımının durdurulması ) hedefi olarak önce 2010’u, o hedef tutmayınca da 2015’i belirledi. Ancak hala bu hedeflere ulaşılamadı. Türkiyenin de bu hedeften oldukça uzak olduğunu belirten Ercan, şöyle devam etti: “Nisan 2022- Mart 2023 tarihleri arasında Avrupa’daki kızamık olgu sayılarına göre Rusya ve Tacikistan’dan sonra 457 olguyla Türkiye geliyor. Bu sayının 343’ü ise 2023’ün ocak ve şubat aylarına ait. Sahada çalışan meslektaşlarımızdan aldığımız bilgilerden mattan itibaren yeni hastaların olduğunu biliyoruz. Ancak Sağlık Bakanlığının verilerin paylaşımında Covid 19 pandemisindeki şeffaf olmayan tutumunu devam ettirmesi sebebiyle rakamlara ulaşamıyoruz.”
Mevzuattaki boşluk aşı retçileri ve kararsızlarına fırsat tanıyor
Salgınlarda kamu otoritesinin güven inşa etmesi, erken duyurması ve şeffaf olması gerektiğini hatırlatan Ercan, Sağlık Bakanlığının bundan uzak olduğunu söyledi. Kızamık virüsünün dolaşımının durdurulabilmesi için toplumun yüzde 92-95’inin kızamık aşısıyla aşılanması gerektiğini ifade eden Ercan, bakanlığın DSÖ ile paylaştığı 2021 verilerinde İstanbul dâhil olmak üzere birçok şehirde bu orana ulaşılamadığını söyledi. Ercan, bazı ülkelerin yaptığı gibi çocuklarını aşılamayan ailelere yaptırımlar uygulanması gerektiğini belirtti: “Örneğin Fransa’da aşılanmayan çocuklar kamu okullarına giremiyor. Romanya ve İtalya’da ailelere para cezası veriliyor. Avustralya’da aşısız çocukları kabul eden okullara ceza veriyor.”
Ercan aşılama oranlarındaki düşüşe birden fazla faktörün zemin hazırladığını ancak aşı reddi ve kararsızlığının giderek büyüyen bir krize dönüştüğünü söyledi: “2011’de 18 aile çocuğuna aşı yaptırmak istemezken 2018’de bu sayı 23 bine çıktı. 2015’de çocuklarına aşı yaptırmak istemeyen bir babanın açmış olduğu davada Anayasa Mahkemesinin ‘yetersiz yasal mevzuat’a dayanarak babayı haklı bulmasının etkisiyle aşıyı reddeden ailelerin sayısındaki tırmanış, korona virüs aşılamaları döneminde bilim dışı, aşı karşıtı çevrelerin yol açtığı bilgi kirliliğiyle daha da arttı.”
Ercan’ın verdiği bilgiye göre, bir diğer faktör, çeşitli ülkelerden insanların kontrolsüz bir göçle ülkemize sığınmak zorunda kalmaları ve bazılarının kayıt dışı bir statüde yaşayan bu nüfusun aşılamalarında yaşanan güçlükler. Yurt içi bölgeler arasında mevsimlik işçiler nedeniyle yaşanan göçler de aşılanma oranlarını aşağıya çekiyor.
Aşı takvimi değişikliği 3 milyon çocuğun aşılanmasını aksattı
2020’de ulusal bağışıklama programında yapılan değişiklikle ilkokul birinci sınıfta yapılan kızamık aşısının ikinci dozu, 4 yaşa çekilince, arada kalan 5 ve 6 yaşındaki 3 milyona yakın çocuğun aşılamasında aksaklık yaşandı. Bağışıklamada yaşanan bölgeler arası eşitsizlikler de etkili. Ercan, “Bilhassa doğu ve güneydoğu illerinde yaşayan nüfusun aşıya ulaşımında güçlükler yaşanıyor” dedi. Herhangi bir aile hekimine kaydı olmayan nüfusun varlığı da aşılanma oranlarını etkiliyor.
İTO Sağlık Bakanlığına şu soruları yöneltti:
- İstanbul’da ve diğer illerde kaç kızamık vakası var?
- Bu hastalık nedeniyle hastanede yatan hasta sayısı kaç, kaç kişi yaşamını kaybetti?
- Kızamık vakalarının görüldüğü illerin hangi ilçelerinde kümelenme oldu? Epidemiyolojik haritalama yapılıyor mu?
- Vakaların yaş grubu, aşılı olup olmadıkları, aşılıysalar kaç doz aşılı oldukları bilgisine sahip misiniz?
- Bu vakaların kaçı yerli kaçı yurtdışı( importe ) kaynaklı?
- İstanbul’daki kayıt dışı nüfusun oranı nedir ve bu insanlarda bağışıklama ve sürveyans çalışmaları ne şekilde yapılıyor. Bu konuda sahada ne gibi aksaklıklar yaşanıyor?
- Kızamık salgının daha fazla büyümemesi için aşılama oranında artış sağlamak için bağışıklama programında değişiklik yapmayı düşünüyor musunuz?
- Aşı reddi ve aşı kararsızlığıyla ilgili toplumun güvenini artırmaya yönelik ne gibi adımlar atmayı düşünüyor musunuz?
- Aşı karşıtlığı yapan bilim dışı çevrelere karşı yürüttüğünüz bir çalışma var mı?
- Aşı reddinin önüne geçmek adına Türk Tabipleri Birliği’nin önerdiği Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ile ilgili yasa teklifini gündeminize almayı düşünüyor musunuz?