İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, gazetecilerin sorularını yanıtladı, belediyeye yönelik iddialara yanıt verdi.
İstanbul’da metroların logosunun değişmesi ve ‘bozulan otobüslerle ilgili bakım yapılmadığ, onarım ihalesini alan şirketin CHP’li bir milletvekilinin mali müşaviri olduğu‘ iddiaları sorulan İmamoğlu iddiaları ‘vatandaşı aldatma çabası’ olarak nitelendirdi.
Otobüs alımıyla ilgili meclisten oybirliğiyle çıkan kredinin bir yıla yakın süredir cumhurbaşkanlığında bekledğini belirten İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Buna birinin aklı eriyor mu? İstanbul, filosunu yenilemek zorunda. Çünkü yıllardır bu ihmal edilmiş. Kardeşim eski otobüs. Geçenlerde, depolarda bekleyen, kendi dönemlerinde alınmış işe yaramayan, ne yazık ki büyük bir yolsuzluk dosyasını da içinde barındıran bir otobüs filosunu, ‘tamir bekleyen otobüsler’ diye yayınlama cehaleti kadar şaşırmış durumdalar. En az, 2019’dan geriye, 10 yıl boyunca İstanbul’u yönetmeyi unutmuş, ‘Hangi köşe başında ben ne yapabilirim’ çabası içerisinde bulunan topluluğa dönüşmüş geçmiş dönem İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni yönetenler. Bu akıl ve o aklın içinde olanlar, dönüyor işte bu işleri böyle yanıltarak, insanlara, ‘Buraya bak, oraya bakma’ dedirterek gerçekleri saptırmaya çalışıyorlar. Vakti bol olan da boş işlerle uğraşıyor, ‘M mi U mu’ diye.”
Yolsuzluk dosyaları
İmamoğlu’nun talimatıyla AKP dönemine ilişkin soruşturma başlatılmış, 40’ın üzerinde yolsuzluk dosyası hazırlanmıştı. İçişleri Bakanlığı, müfettiş atayarak 35 dosyaya el koymuş, sadece 12 dosya inceleyebilen İBB Teftiş Kurulu’nu devreden çıkarmıştı. Dosyalarla ilgili bazı haberlere de erişim engeli getirilmişti.
Gazetecilerin sorusu üzerine yolsuzluk dosyalarındaki son duruma değinen İmamoğlu şunları söyledi: “39 yolsuzluk dosyasıyla ilgili süreç, biliyorsunuz İçişleri Bakanlığı’nın gönderildiği müfettişler tarafından dosyalara el kondu. Burada suç duyurusunda bulunmayla ilgili mekanizmada biz zaten eksik davranmadık. Ki bununla ilgili zaman içerisinde duyurularımızı da yaptık. Suç duyurusunda bulunuyoruz ancak bu da işlem yapılmazsa bir anlamı olmuyor. Suç duyurusunda bulunduğunuz insanların tamamı devlet memuru. Devlet memuru olunca da ya burada bakanlığın ya da valiliğin izin vermesi gereken, yani savcılık oraya başvurduğu zaman izin vermesi gereken süreçlerin devreye girmesi gerekiyor. Yani şöyle: Bir daire, İçişleri Bakanlığı, müfettiş, İçişleri Bakanlığı ve valilik… Böyle bir kısır döngü. Bizim bu müdahale etmek istediğimiz 39 dosyanın tamamı, bu kısır döngünün içerisinde duruyor. Tabiri caizse, top çevriliyor. Ya da çevrilmiyor, olduğu yerde duruyor ve işlem yürümüyor”.
AKP İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe’nin pandemi döneminde toplanan ve bloke edilen bağışların iade edildiği iddiasıyla ilgili soruya da “Ne yazık ki İstanbullunun 5 milyon liraya yakın parası bir yılı aşkın süredir bloke edilmiş bir biçimde hesapta duruyor. Yazıktır, günahtır. O 5 milyon lira, belki de binlerce insanın o gün acil yarasına merhem olacaktı. Bu, siyasi bir akılla engellendi. Bize bir şey iade edilmedi. Para hesapta duruyor. E yardımı yapanlara mı iade edildi? Öyle bir şey de yok” yanıtını verdi.
‘Siyasi ömürleri yetmeyecek’
İBB’nin İstanbul’da yaşayanların önerilerinin sorulduğu ‘katılımcı bütçe projeleri‘ tanıtım toplantısında konuşan İmamoğlu, Kanal İstanbul projesine de değindi: “Bakın biz, projeyi milyonlarca insana soruyoruz, ya siz, İstanbul’a 2 milyon insanı yerleştirmek için acele ediyorsunuz. İstanbul’un böyle bir şeye tahammülü yok ve İstanbul’un hiçbir kurumuna sormuyorsunuz. İstanbul’un en ana kurumu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne sormuyorsunuz. Açılan davaları yok sayıyorsunuz. ‘Ben konut yapacağım orada’ diye bir hamleyle yola çıkıyorsunuz. Davamızı açacağız. O alanı deşifre edeceğiz. Alanı deşifre ettiğimiz gibi, süreci takip edeceğiz. İstanbul’u yok etmelerine fırsat vermeyeceğiz. Çünkü artık biz, İstanbul’un geleceğini İstanbullularla konuşuyoruz. Bir kapalı odada üç beş kişi bir kişinin dediğini uygulayan bir metodu da yok sayıyoruz. Yok hükmündedir. Siyasi ömürleri yetmeyecek.”