Bin Selman’ın Ankara ziyaretinde Erdoğan, bir “swap anlaşması”, hatta Varlık Fonunda fiyatları üç otuz paraya düşmüş firmalardan birkaçını alması bekleniyordu. Ama görüşmenin ardından yayımlanan Türkiye-Suudi Arabistan ortak bildirisinde, tıpkı Suudi Arabistan’daki görüşmede olduğu gibi somut bir adım atıldığına dair hiçbir şey söylenmedi.
Tersine; “Taraflar, bölgenin geleceğine hizmet etmek için tarihi kardeşlik temelinde iş birliğini geliştirerek sürdürme kararlılığını vurgulamışlardır” gibi “suyuna tirit” bir girizgahla başlayan ortak bildiride, “Yeni bir iş birliği döneminin başlaması” vurgulandı. Ama bildirinin en dikkat çekici yanı herhalde; “Tarafların, enerji alanında, enerji verimliliği, elektrik, yenilenebilir enerji, inovasyon, hidrokarbon kaynakları için temiz teknolojiler, hidrojen de dahil, düşük karbonlu yakıtlar alanlarında iş birliği beklentilerini, enerji sektörü ve ilgili tedarik zincirlerinin yerelleştirilmesi… yapay zeka, dijital teknolojiler ve akıllı şehirler alanlarında üretim ve yatırım ortaklıklarının geliştirilmesi konularında görüş birliğine varıldığı da vurgulandı” denmesiydi. Böylece iki tarafın birbirine verebileceği hiçbir şeyin olmadığı konular alt alta yazılarak “Ne çok konuda anlaşılmış” havası verilmeye çalışılmıştır!