HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tecritte tutulduğu, bunun bir işkence olduğu savunuldu.

Fotoğraflar: DHA
Dokunulmazlıklarının kaldırılmasının ardından evinde gözaltına alınıp ardından tutuklanan Demirtaş, 4 Kasım günü Diyarbakır’dan Edirne’ye getirilerek F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’ne konulmuştu.
Demirtaş’tan iki gün sonra tutuklanan Hakkari Milletvekili Zeydan da aynı cezaevine getirilerek, tek kişilik koğuşa alınmıştı. Demirtaş’ın Zeydan ile aynı koğuşta kalma isteği reddedilmişti.
‘Tecrit işkencedir’
Demirtaş ve Zeydan’ı bugün cezaevinde HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, Muş Milletvekili Burcu Çelik Özkan ve Mardin Milletvekili Erol Dora, ziyaret etti.
Cezaevine girmeden önce açıklama yapan Meral Danış Beştaş, şunları söyledi: “Bugün milletvekilleri ve avukat arkadaşlarımız, Edirne il yönetimimize birlikte Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş’ın cezaevindeki koşullarıyla ilgili buradayız. Maalesef eş başkanımız hala Edirne F Tipi Cezaevi’nde, tek başına tecrit altında tutuluyor. Diğer Hakkari milletvekilimiz Abdullah Zeydan aynı cezaevinde olmasına rağmen ikisinin de birlikte kalma konusunda başvuru yaptığı konuda ret kararı verildi. Bu tümüyle mevzuata Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına aykırı bir durumdur. Tecrit bir işkencedir ve şu anda milletvekilimize ve eş genel başkanımıza açıkça, alenen işkence yapılmaktadır.”
‘Her anlamda tecrit uygulanıyor’
Beştaş, Demirtaş’ın yazdığı mektupların cezaevi yönetimince kısıtlandığını da belirterek şöyle konuştu: “Aslında üç konu hakkında başvurumuz vardı, bir tanesi de mektuplarla ilgili. Sayın Demirtaş’ın grup toplantısı konuşması bile verilmedi, sansür edilerek iki hafta sonra verildi. Yine Avrupa’daki parlamenterlere yönelik yazıları verilmedi. Gazetelerin röportaj istemlerine karşı vermiş olduğu yanıtlar verilmedi. Yani her anlamda bir tecrit, kısıtlama ve hukuksuzluk uygulanıyor. Bunlar kabul edilebilir meseleler değil.”
Beştaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin eş genel başkanının işkence altında tutulması, bu kadar kısıtlanması Türkiye’ye hiçbir yarar sağlamaz ve bun an önce bu yanlıştan dönülmesi gerekiyor.”