Başak Demirtaş, eşi HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın 4 Kasım gecesi nasıl gözaltına alındığını anlattı: “Eş başkan, ‘Tebligat iletmeye geldik’ diyerek gece 01.20’de kapıya dayanan polise ‘Kaçacak olsam bu mücadeleyi yürütmem’ dedi.”
Eş başkanlar Yüksekdağ ve Demirtaş’ın da aralarında olduğu HDP’li 12 vekil, 4 Kasım’da sabaha karşı evlerine yapılan polis baskınıyla gözaltına alınmış, Diyarbakır milletvekilleri Ziya Pir ve İmam Taşçıer ve Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış, Demirtaş ve Yüksekdağ’la birlikte grup başkan vekili İdris Baluken, Şırnak milletvekilleri Leyla Birlik ve Selma Irmak, Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan, Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım ve Şırnak Milletvekili Ferhat Encü ise 9 Kasım’da tutuklanmıştı. İki gün sonra da Hakkari Milletvekili Nihat Akdoğan tutuklanmıştı.
Dihaber’e konuşan Başak Demirtaş, 4 Kasım gecesi saat 01.20 sıralarında alt kattaki komşularının telefonuyla uyandıklarını söyledi: “Polislerin yukarıya çıktığını söyledi. Eşim, ben ve çocuklarım uyuyorduk. Eşimi uyandırdım ‘Polisler geldi’ dedim. Çok geçmeden zaten kapı zili çaldı. ‘Kim o’ diye sorduğumuzda polisler kendilerini tanıtmadı ve ‘Tebligat iletmeye geldik’ dedi. Ne tebligatı olduğunu sorduğumuzdaysa savcılık tarafından gönderilmiş bir tebligat olduğunu söylediler ve ‘Kapıyı açarsanız size göstereceğiz’ dediler.”
Komşuların kafasına silah doğrultulmuş
Başak Demirtaş, avukat gelmeden kapıyı açmayacaklarını söylediklerini, bu sırada Selahattin Demirtaş’ın sosyal medyada eş zamanlı bir operasyon olduğunu gördüğünü aktardı ve sözlerine şöyle devam etti: “Birkaç gün öncesinden böyle bir durum için çocukları hazırladığımı düşündüm ama çok da öyle olmadı. Küçük kızım tedirgin oldu ve ağlamaya başladı. Bu süre zarfınca polisler sıkça zile basıyorlardı ve kapıyı açmamızı istiyorlardı. Avukatın gelmesini beklemek istemediler. Başkan, ‘Zaten kaçacak olsam bu mücadeleyi yürütmem. Buradayım, hazırlanmamız lazım’ dedi. Eşimin, tebligatı görmek istemesi üzerine avukatların gelişini beklemeden kapıyı açtık. Savcılık tarafından hazırlanan gözaltı kararıydı. Eşim hazırlarken içeriye sadece bir polis girdi, evde arama yapılmadı.”
Diyarbakırda evimde zorla gözaltına alınma kararı ile emniyet yetkilileri kapımdalar
— Selahattin Demirtaş (@hdpdemirtas) November 3, 2016
Başak Demirtaş’ın aktardığına göre, o gece binanın yangın merdiveni dahil her katına çok sayıda polis yerleştirilmiş. Hatta polis hareketliliğini merak edip dışarı çıkmak isteyen komşularının kafasına da silah doğrultularak çıkmalarına müsaade edilmemiş.
Başak Demirtaş, eşinin hazırlandıktan sonra evden çıkışını ise şöyle anlattı: “Küçük kızım duygularını çok belli eden bir çocuk. Her çocuk gibi babasına düşkündür. Gitmesine izin vermedi. Babası da gitmesi gerektiğini, sonra geri döneceğini söyledi. Benimle vedalaşırken de ‘Korkacak bir şey yok’ dedi. Ben de ‘Zaten korkmuyorum ki, rahat ol’ dedim.”
Dilda, babasının kaldığı ‘odayı’ merak ediyor
Benzer bir durumla daha beş yaşındayken de karşılaştığını belirten Demirtaş, 1982’de babasının bir gece baskını ile gözaltına alındığını söyledi.
Demirtaş, o gün ile bugün yaşadıklarını da karşılaştırdı: “Diyarbakır’daydık, yine bir gece yarısı polisler gelmişti. Tabii biz o zaman çok da anlamıyoruz. Sadece annem zaman kazanmaya çalışıyordu, babamın kıyafetlerini giyebilmesi için. Onu hatırlıyorum, annemin soğukkanlılığını hatırlıyorum. Ben de öyle oldum. Demek ki insan öyle bir durumda soğukkanlı olabiliyormuş. Geçen yıllarda hiçbir şey değişmedi. Yanlış bir şey yapmadık onu biliyorum. Eşim de hiçbir zaman yanlış bir şey yapmadı. Her zaman doğru, meşru mücadeleyi yürütüyordu. O yüzden korkmak için ve güçlü olmamak için bir neden yoktu.”
Başak Demirtaş, küçük kızları Dilda’nın, babasının nasıl bir yerde kaldığını merak ettiğini ve kafasında somutlaştırmaya çalıştığını aktardı. “Gittiğimizde odasını görebilecek miyiz” diye soran Dilda, babasına mektupla birlikte bir de boş kağıt göndermiş ve “Bana odanın resmini çizip gönderir misin” diye yazmış.
‘İlk anda çokça bağlama gitmiş cezaevine’
7 Kasım’da Demirtaş’ı Edirne Cezaevi’nde ziyaret eden avukatı ve arkadaşı Metin Kılavuz Diken’e konuşmuş ve HDP Eş Genel Başkanı’nın bağlamasını istediğini söylemişti. Başak Demirtaş, haberden sonra cezaevine adeta bağlama yağdığını, özellikle Alevi derneklerinin bu talebi çok önemsediklerini söyledi: “İlk anda çokça bağlama gitmiş cezaevine. Özellikle Alevi dernekleri çok önemsemişler. Biliyorsunuz onlar için bağlamanın büyük bir anlamı var. Sordum ben de içeriye bir tane bağlama almışlar, çalıyor ara ara. İyi besteler beklediğimi söyledim. Güldü o da.”
Eşinin anlattıklarına göre Demirtaş’a günde beş gazete veriliyor.
Televizyon izleme şansı bulunan Demirtaş, roman okumaya ve gelen mektupları yanıtlamaya çalışıyor: “Roman ve şiir kitapları okuyor. En son Aslı Erdoğan’ın romanlarını götürdüm. Mehmet Uzun’un Kürtçe kitaplarını götürdüm. Kürtçe sözlük, dergi kitap istedi. Dil üzerine çalışıyor. İçerden ve dışarıdan, farklı şehirlerden, dünyanın farklı yerlerinden çok sayıda mektup geliyor.”