HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, oyuncu Tamer Karadağlı tarafından hedef gösterilen oyuncu Nihal Yalçın’a destek verdi.
HDP lideri, katı atık toplayıcılarına yönelik engellemelere değinirken, Pandora Belgeleri’ni hatırlatarak ekonomi yönetimini eleştirdi.
Meclis’teki grup toplantısında konuşan Buldan, ilk olarak 10 Ekim Ankara Gar Katliamı’nın anmasında yaşanan polis müdahalesini eleştirdi. Hayatını kaybeden 103 kişi anan Buldan, katliamda sorumluluğu olanların yargılanacağını söyledi.
6-8 Ekim Kobani eylemlerine ve açılan davalara değinen Buldan, “6-8 Ekim protestolarında büyük çoğunluğunu partililerimizin oluşturduğu onlarca insan paramiliter güçlerce katledildi. Paramiliter güçlerin kimin olduğunu dönemin hükümeti biliyor. Kumpas bir dava açtılar. Bu kumpasçılar aynı zamanda Suruç ve Gar’ın da mimarları” dedi.
Cezaevlerinde hak ihlallerinin, tutuklu ve hükümlülere yönelik baskıların arttığını dile getiren HDP lideri, farklı cezaevlerinden kendilerine ulaşan şikâyetleri anlattı. Hasta tutukluların serbest bırakılmamasını eleştiren HDP eş genel başkanı, sorumlu olarak ise Adli Tıp Kurumu’nu işaret etti. Buldan, ceza süreleri dolan hükümlülerin infazlarının yakıldığını ve tahliyelerinin engellendiğini söyledi.
Son günlerde engellemeler ve tutuklamalarla karşı karşıya kalan katı atık toplayıcılarına yönelik tutumu eleştiren Buldan, “İktidar katı atık toplama işini yandaş şirketlere devrederek bu alanı yeni bir rant alanına çevirmenin hazırlığını yapmaktadır. İktidar, çöpten geçinen kâğıt işçilerinin ekmeğine açıkça göz dikmiş durumdadır” ifadesini kullandı.
Ekonomik gidişata değinen HDP eş başkanı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı hedefine koydu: “Markete gidiyor, halkın aklıyla alay edercesine fiyatlar gayet uygun diyor. Cebinde saray bütçesiyle değil de asgari ücretle her gün markete git bakalım fiyatlar uygun mu değil mi görürsün.”
‘Kâğıt toplayıcıları bu ülkenin yüz akıdır‘
Pandora Belgelerini hatırlatan Buldan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kurduğunuz üçkâğıt ekonomisiyle ülkeyi soyup soğana çeviren sizin iktidarınızdır. Yurt dışına para kaçıran yandaşlarınıza bakarsanız eğer haksız kazanç sağlayanların kimler olduğunu görürsünüz. Siz de bunlara ortaksınız. Hırsızlığın, talanın, rantın yönetim biçimi haline geldiği bu ülkede kâğıt toplayıcıları bu ülkenin yüz akıdır.
Yandaş şirketiniz Rönesans’ın yurt dışına kaçırdığı vergi 210 milyon dolar, sadece bu parayla bile 80 bin öğrenciyi barındıracak yurt yapılabilirdi. Öğrencilerin de emekçi halkın da sizin çürük düzeninizle sorunu var.,
Güç kaybettikçe savaşa sarılan bir iktidar var. ‘Suriye’de gerekeni yapacağız’ diyerek yine savaş çığırtkanlığına başladılar. Bu iktidar hem uluslararası arenada itilip kakıldığında savaşa sarılmakta. Ekonomi çökmüş iktidar ‘Savaş’ diyor, halk ‘Seçim’ diyor, iktidar ‘Savaş’ diyor. Halk ‘Artık yeter’ diyor.
Altın Portakal’da yaşananlar
Başak Demirtaş konuştu diye sarayın talimatıyla önce RTÜK harekete geçirildi, ardından organize linç grupları devreye girdi. Başak’ı hedef alan saldırılar açık bir nefret suçudur.
Ezgi Mola, Farah Zeynep Abdullah, Başak Demirtaş… Asla yalnız değilsiniz. Altın Portakal Film Festivali’nde ödül alan sevgili Nihal Yalçın’ı da kadınlar adına tebrik ediyorum. Bildiğiniz üzere ödül töreninde haddini aşan erkek zat, bulanık bir zihin Yalçın’a saygısızlık etti. Bu ırkçı zihniyeti kınıyorum. Benim de Yalçın’a sahip çıktığımı ifade etti. Biz Yalçın’a ve Yalçın gibi sesi kesilmek istenen bütün kadınlar yanındayız, bu da sana kapak olsun.”