Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Bu olağandışı günlerin motor gücü olan gençlik, 1 Mayıs’ın son yıllarda alışılagelmiş sönük havasını ve dar tartışmalarının yarattığı moral bozukluğunu değiştiren dinamiklerden birisi olmuştur. İstanbul, İzmir, Ankara gibi metropollerin yanı sıra diğer şehirlerin mitinglerinde de gençliğin imzasının atıldığını gördük.
Politik olarak üzerine çok şey söylenebilecek olan ancak düzey olarak yer yer düzeysizleşen Taksim-Kadıköy tartışmalarının ötesinde, 19 Mart’ın kitlelerin sarsan ve kendine getiren gücü olumlu bir şekilde 1 Mayıs’a yansımıştır. Moral, umut, kararlılık kitlelerde bir şekilde varlığını sürdürüyor. Hemen hemen her bölgede, başta İstanbul ve Ankara’da 1 Mayıs kitlesel ve coşkulu ve en önemlisi sembolik bir güne indirgenme girişimlerine karşı sınıfın gündeminin, taleplerinin ve özlemlerini ifade etmeleri açısından olumlu bir gelişmedir. Yalnızca sınıfın değil üniversite gençliğinin 19 Mart’ta aldığı inisiyatifi 1 Mayıs meydanlarına taşıdığı bir sıra dışı 1 Mayıs yaşadık. Diri, kitlesel, gençlik aşılı bir 1 Mayıs’ı geride bıraktık.
Demokratik içerik kazanma konusunda alacak daha çok fazla yol olsa da eylemlerin 1 Mayıs ayağı gelinen noktadan geriye düşülmediğini ve ileriye doğru gidişin koşullarının artarak devam ettiğini gösteriyor. Moral ve motivasyonun yüksek olduğu 1 Mayıs mitingleri gösterdiği bir diğer şey, eylemler kitlelerde 19 Mart öncesi baskın olan atıllığı dağıtma eğilimindedir. Kitlelerin bir kabarış halinde olduğu özel bir dönemin içerisindeyiz.