ECE PİROĞLU
Antalya Büyükşehir Belediyesi Altın Portakal Film Festivali kapsamında bu yıl ilk kez ‘Türk edebiyatı uyarlaması uzun metraj senaryo yarışması’ düzenleniyor. Sinema ve edebiyat dünyası için heyecan verici haberden yola çıktık, Ahmet Büke, Selen Uçer, Ümit Ünal, Tülin Özen ve Uğur Vardan’a ‘hangi Türk edebiyat eseri senaryolaştırılıp filme çekilsin isterdiniz’ diye sorduk.
Edebiyat, geçmişten günümüze sinemanın en çok beslendiği kaynakların başında geliyor. Dünya ve Türk sinemasında, edebiyattan uyarlama filmlere sayısız örnek var.
Türkiye’den, Susuz (Yaz Necati Cumalı), Zübük (Aziz Nesin) Hababam Sınıfı ( Rıfat Ilgaz), Anayurt Oteli (Yusuf Atılgan) Ağır Roman (Metin Kaçan)…
Dünyadan, Oz Büyücüsü (L. Frank Baum), Baba (Mario Puzo), Alice Harikalar Diyarı’nda (Lewis Carroll) Yüzüklerin Efendisi (J. R. R. Tolkien), Büyük Umutlar (Charles Dickens), Jane Austen’ın neredeyse bütün eserleri…
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin, bu yıl 59’uncu kez düzenlenecek Altın Portakal Film Festivali kapsamında ilk kez ‘edebiyat uyarlaması uzun metraj senaryo yarışması’ düzenleneceğini duyurunca akla gelen ilk soru elbette, “hangi edebiyat eseri sinemaya uyarlansın istersiniz” oluyor.
Siz kendi cevabınızı düşünürken, biz aynı soruyu edebiyat ve sinema dünyasından beş değerli isme sorduk. Cevaplara geçmeden, biz sözümüz de edebiyata inanan ve kalemine güvenen senaristlere. Kitaplar zaten yazıldı, başvuru şartları burada duruyor.
Ümit Ünal: Benim Adım Kırmızı çok güzel film olur
Yönetmen ve senarist Ümit Ünal’a göre sinemada edebiyat uyarlaması yapmak çok zorlu bir iş: “Sinemanın ve edebiyatın dili bambaşka, çok etkileyici bir kitap sinemada hiçbir şey ifade etmeyebilir. Bence iyi uyarlama, kaynak aldığı kitabı unutturabilen uyarlamadır. Örneğin Alfred Hitchcock’un neredeyse tüm filmleri uyarlamadır ama her biri kaynak eserden bağımsız kendi dünyasını ve dilini kurmuş sinema yapıtlarıdır.”
Ünal yıllardır, Shakespeare’in Bir Yaz Gecesi Rüyası ve Gombrowicz’in Pornografi romanından uyarlamalar yapma hayali olduğunu söylüyor: “Ama Türk edebiyatından söz edeceksek örneğin Orhan Pamuk’un Benim Adım Kırmızı romanı çok güzel bir film olur bence. Hayalimde birçok güzel görsel fikir var uyarlaması konusunda. Bir de Sait Faik’in Alemdağ’da Var Bir Yılan‘daki hikayelerini Sivriada Geceleri hikayesiyle birleştirerek kolaj bir film yapma hayalim var. Bu projelerin hepsi büyük bütçeli işler. Büyüyünce yaparım umarım.”
Tülin Özen: Birçok kitabı okurken oynuyorum
Oyuncu Tülin Özen için edebiyat uyarlaması ‘korkutucu’ bir fikir: “Kitabı seviyorsam ‘bozmasalar’ hissi geliyor. Hele para kazanma ya da popüler olma kaygısı ile yazılmamış bir eserse ve filmini çekecek insanlar bunu tüm dünyaya satmak, bundan çok para kazanmak ya da bir platforma sunmak istiyorlarsa, nasıl özüne sadık kalınabilinir, nasıl her aşamasında kitabın o naifliğine ya da cesaretine cevap verecek tercihler yapılabilir… Bunlar benim için büyük soru işaretleri…
‘Oynamak istediği bir roman kahramanı olup olmadığı’ sorusuna “Hem çok var, hem de hiç yok” diye cevap veriyor: “Sevdiğim birçok kitabı okurken cinsiyet ya da insan olup olmaması farketmeden oynuyorum da zaten, mesela Suat Derviş’in ‘Çılgın Gibi’sindeki iki erkek karakteri de, kadını da, kadının sokağa baktığı pencereyi de oynadım bence. Yapım aşamasına gelse bu kadar eğlenemem gibi geliyor.”
Selen Uçer: Tatlı Betüş’le ilgili hayallerim var
Oyuncu Selen Uçer’e göre de sinemada edebi eserler çok önemli bir esin kaynağı: “Ama iyi ellerde, iyi yönetmen ve senaristlerle yapılmalarının gerektiğini düşünüyorum. Kötü uyarlama çok acıklı oluyor zira. Siz sorunca aklıma ilk lise yıllarında izlediğim Tehlikeli İlişkiler filmi geldi. Stephen Frears yönetmenliğinde iyi bir uyarlamaydı. Merak edip kitabını okumuş, sonra Choderlos de Laclos’dan yola çıkarak Fransız edebiyatına dalmıştım.“
Kafka ya da Dostoyevski’nin uyarlamalar sayesinde dünyada çok insana ulaştığını, bir kuşağın Rıfat Ilgaz’ın eseri Hababam Sınıfı filmleriyle büyüdüğünü, bol Shakespeare uyarlamasına rağmen Çehov’un eserlerinin çok iyi uyarlamalarının olmadığı söylüyor Selen Uçer: “Yaşar Kemal uyarlamaları daha çok olmalı. Çağdaş Türkiyeli kadın yazarların uyarlamaları hızla yapılmalı ki daha çok insana ulaşılsın. Tüm dünya edebiyatında kadın karakterler az ne yazık ki. Tomris Uyar’ın kadınlarından uyarlamalar değişik olabilir. Bir de benim Aziz Nesin Tatlı Betüş karakteri üzerine hayallerim var, çalışıyoruz. Kim bilir belki yakında size müjdeler veririz.”
Ahmet Büke: Deniz Ağacı yeniden çekilsin isterim
Denizi ve denizcileri anlattığı Deli İbram Divanı romanıyla Vedat Türkali en iyi roman ödülünü alan Ahmet Büke’nin filme çekilmesini istediği eserler de denizden geliyor: “Halikarnas Balıkçısı’nın Deniz Gurbetçileri film olsun isterdim. Roman değil ama öykülerden oluşuyor. Belki her öykü bir bölüm olurdu. Bir de daha önce çekilmiş ama Yaman Koray’ın Deniz Ağacı bugün yeniden film olsun isterdim.“
Uğur Vardan: Kürk Mantolu Madonna sinemanın belleğinde yer almalı
“Bizim sinemamızdaki edebiyat-sinema işbirliğinde sanırım Yusuf Atılgan’ın ‘Anayurt Oteli’nden Ömer Kavur’un yaptığı uyarlama en çarpıcı buluşmalardan biridir. Keza ‘Hakkari’de Bir Mevsim’, ‘Uçurtmayı Vurmasınlar’, ‘Zübük’, ‘Hababam Sınıfı’, ‘Bizim Büyük Çaresizliğimiz’, ‘Salkım Hanım’ın Taneleri’, ‘Fikrimin İnce Gülü’, ‘Sis ve Gece’, ‘Yılanların Öcü’, ‘Sarı Mercedes / Fikrimin İnce Gülü’, ‘Ağır Roman’, ‘Kuyucaklı Yusuf’, ‘Susuz Yaz’ gibi yapımlar da sinemamızdaki kayda değer uyarlamalar.
Bir sinema eleştirmeni olarak istekte bulunmaktan ziyade çekilmiş yapıtları değerlendirmek öncelikli görevim diye düşünüyorum ama yine de bir ‘istek parçası’nda bulunmam gerekirse Sabahattin Ali’nin ‘Kürk Mantolu Madonna’sının başarılı bir uyarlamasının Türk sinemasının belleğinde yer alması gerektiği kanısındayım.”