Başbakan Tayyip Erdoğan ile Ciner Yayın Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Fatih Saraç arasındaki ‘Gezi sansürü’ diyaloğu basına sızdı; Taksim’deki Habertürk binasını ‘Fatih Saraç paniği’ sardı. Çalışanların birçoğunun, ‘Acaba telefonda benimle ne konuşmuştu?’ diye kendini sorguladığı belirtiliyor. İddiaya göre, binada çalışan gazeteciler dün geceden bu yana sürekli kulis halinde…
Kıyafetlere de müdahil
Erdoğan’ın eski danışmanı Cüneyt Zapsu’yla birlikte BİM marketler zincirinin kurucu ortağı Mehmet Fatih Saraç, ABD’nin El Kaide bağlantısı nedeniyle terör listesine aldığı Arap işadamı Yasin el Kadı’nın da eski ortağı. Aynı zamanda Kasımpaşa Spor’un yönetim kurulu üyesi. Ve, Habertürk’ün sahibi Turgay Ciner’le UCZ marketler zincirini kurduktan sonra, 2012 sonunda şu anki görevine getirildi. Kısa sürede, özellikle de Habertürk TV’de, yayın politikasından spikerlerin kılık kıyafetine kadar birçok meseleye müdahil olmasıyla dikkat çekti.
Gözyaşlarıyla ‘son dakika’ verdi
Saraç, binanın üçüncü katına sık sık inmesi, muhabirlerden prodüktörlere, birçok çalışanla birebir ilişki kurmasıyla farklı bir profil çiziyordu. Öyle ki, Ciner Yayın Holding yönetim kurulu başkan vekili olarak yoğun programına rağmen, birçok muhabirle cep telefonundan haber üzerine istişarede bulunuyordu. Hatta, Mısır’da ilk seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi askeri darbeyle görevden alındığında, editör masasına oturup ‘son dakika’ları gözyaşları içinde yayına kendisi vermişti… Medya çevrelerinde, Gezi Parkı eylemleri sırasında muhabirlere ‘Gidin çadırlarda sevişenleri çekin’ diye talimat verdiği bile iddia edildi.
Şimdi Saraç’ın yolsuzluk soruşturması kapsamında dinlendiği ortaya çıkmışken, yöneticileriyle cep telefonundan konuşmuş olan çalışanların ‘Ya bizim de konuşmalarımız internete sızarsa?’ diye panik yaşadığı belirtiliyor.
‘Canlı yayın kaç para?’
Habertürk, Gezi eylemleri sırasında eylemleri ve polis şiddetini veriş biçimiyle tepki çekmişti.
* Kanal Gezi Parkı’na beş dakika mesafede bulunmasına rağmen, 31 Mayıs 2013 gecesi yaşananları canlı yayınlamadı.
* Erdoğan eylemlerin yayılmaya başladığı 2 Haziran’da Habertürk Gazetesi Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı’ya röportaj verdi; Altaylı ‘Twitter denen bela’ veya ‘Ben istesem 500 bin kişiyi Kazlıçeşme’ye çıkarırım’ gibi açıklamalar karşısında sessiz kaldı.
* Ertesi gün yüzlerce eylemci Gezi Parkı’ndan kanalın önüne gidip, “Fatih Altaylı bize de sorsana“, “Canlı yayın kaç para” sloganları attı. Eylemciler, Park’tan canlı yayın için kendi aralarında sembolik olarak para topladı.
Ethem Sarısülük görüntüleri arşivden silindi
* Kanal yönetiminin, Ankara’da polis kurşunuyla öldürülen Ethem Sarısülük’ün vurulma anı görüntülerini ‘yanlışlıkla yayınlanmaması’ için arşivlerden sildirdiği de ‘bilinen bir sır’. Kanal çalışanlarının meslektaşlarından saklamadığı bu talimat, gazeteci Mustafa Hoş’un ‘Abluka’ isimli kitabında da yer buldu.
‘Marjinal’ tepkisi
* Habertürk TV’nin o dönemki istihbarat müdürü Rıdvan Bıyık, eylemcilerin Gezi Parkı’ndan çıkarıldığı 15 Haziran günü, Divan Oteli’nin önünde canlı yayında “Polisin dağılın uyarısına rağmen marjinal bir grup tahrik ediyor” dedi. Bu sırada biber gazından etkilenen yüzlerce kişi otelin içindeydi. Bir eylemci tepkisini, “Kim kimi tahrik ediyor” deyip Bıyık’a vurarak gösterdi.
Çalışanlarını fişledi
* Kanal yönetimi, Gezi eylemlerine katılan ve Twitter üzerinden destek veren çalışanlarını da adeta fişledi. Üçüncü katta, yönetime yakın çalışanların ‘sosyal medya muhbiri’ olarak kullanıldığı, bu yolla gelen ‘istihbarat’ üzerine birçok kişinin işine son verildiği belirtiliyor.
* Habertürk bugünlerde de Fethullah Gülen-AKP hükümeti arasındaki kavga nedeniyle işten çıkarmalara sahne oldu. Asıl işi madencilik olan Turgay Ciner’in, en son Takvim gazetesinde yayımlanan ‘Gülen tapeleri’ nedeniyle de iki taraf arasındaki dengeyi korumakta zorlandığı belirtiliyor.