AYŞEGÜL KASAP
aysegulkasap@diken.com.tr
@aysegul_kasap
Yeniköy-Kemerköy Termik Santralı’nın (YK Enerji), Muğla’nın Milas ilçesinde yapılan zeytin hasadı şenliğine sponsor olmasını protesto ederken gözaltına alınan ekoloji aktivisti Deniz Gümüşel serbest bırakıldı.
Bir gece boyunca gözaltında kalan Gümüşel yaşadıklarını Diken’e anlattı. Terörle mücadele (TEM) polislerinin, halkı bilinçlendirmeye çalıştığı sırada hiçbir hukuki gerekçe göstermeden kendisini engellemeye çalıştığını belirten Gümüşel, “Bir polis bana, ‘Savcı şimdi ifadesini alın salın dosyayı sonra tamamlarsanız da diyebilirdi’ dedi. İfademi ağırdan aldılar. Gözdağı vermek için beni bir gece gözaltında tuttular.”
İkizköy avukatlarından Arif Ali Cangı ise Gümüşel’in terörle mücadele şubesinde gözaltına alınmasını, ‘tam bir kumpas hali‘ olarak değerlendirdi: “Deniz Gümüşel bir yurttaş olarak, demokratik tepkisini gösterdi, Anayasanın 56. maddesindeki ödevini yerine getirdi, bir yaşam savunucusu olarak yapılması gerekeni yaptı, YK Enerji ve onun yandaşları, bu kirli düzenin devam ettirmek isteyenler, Akbelen direnişinden, direnişçilerinden acayip rahatsız oldular, direnişi kırmak için kriminalize etmeyi önlerine koymuşlardı. Dünden bu yana yaşananın anlamı bu. Deniz hiç bir suç işlemedi, halkı kin ve düşmanlığa tahrikmiş , hadi canım sende, bu iddiaya hukuk fakültesi 2.sınıf öğrencileri bile güler.
‘Tam bir kumpas’
Hele hele terörle mücadele şubesinde gözaltına alınması tam bir kumpas hali. Bütün bunların tek amacı var, direnişi kırmak, korku yaratmak, moral bozmak. Avukat arkadaşlar ve Akbelen direnişlerçileri Deniz’i bu sabah bir günlük esaretten çıkardılar, Deniz’i de, yaşam savunucularını da bu ucuz oyunlardan yılmazlar. Zeytinlikleri mahveden termikçi şirketin sporsorluğu ile zeytin festivali kandırmacası düzenleyenler utansınlar. Birey olarak, siyasi olarak, kimin nerede durduğunun turnusolu oldu bu olay. Bir yaşam savunucusunun bir günlük hürriyeti elinden alındı, bunun elbet hesabını soracağız. Akbelen Ormanı’nı vermeyeceğiz.”

YK Enerji sadece İkizköy Işıkdere’de 20 bin zeytin ağacını katletti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘5’li çete’ olarak tanımladığı iktidara yakın şirketlerin arasındaki Limak’ın da ortak olduğu proje kapsamında 35 bin ağacı daha kesecek olan YK Enerji Milas Zeytin Şenliği sponsorluğunu üstlendi.
Bu tutumu ‘ikiyüzlülük’ olarak değerlendiren Gümüşel anayasal hakkı olan ifade özgürlüğünü kullanmış ve zeytinlikleri katleden YK Enerji’yi protesto etmişti: “Burada 2 bin 50 megabayt büyüklüğünde iki tane termik santrali olan, 50 bin dönümün üzerinde tarım alanını ve maden alanını yok etmiş bir şirketin sponsorluğunda yapılıyor bu. Bu bir ikiyüzlülük. Bir yandan zeytini kutla öbür taraftan zeytini yok eden, iklim değişikliğine yol açan bir firmanın sponsorluğuyla halkı topla.
45 bin kişinin ölümüne yol açtı
1983’ten beri, 45 bin kişinin ölümüne yol açmış, bir termik santral faciasına yol açmış bir termik santralden bahsediyoruz. Bu 45 bin insanın bize hesabını kim verecek? Bu sponsorluklarla yediğimiz hiçbir şey bize de helal değil. Bunu bilin. Bugüne kadar 12 köy yerinden yurdundan edildi. Bu insanlar göçe zorlandı.“

‘Sponsor olma pişkinliğinden utanmadılar’
Gözaltından sonra İkizköylüler şu açıklamayı yapmıştı: “Zeytinlerimize, ormanlarımıza havamıza suyumuza göz diken onlarcası gibi YK Enerji de rant için, sermayesini güçlendirmek için utanmaz adımlarından birini daha atarak, Milas Belediyesi ve kaymakamlığı tarafından düzenlenen Zeytin Hasat Şenliği’ne sponsor olma pişkinliğini göstermekten hiç utanmamıştır. İkizköylülerin Akbelen Ormanları için sürdürdüğü direnişten korkan siyasi iktidar, işbirlikçisi sermaye güçleri, bugün festival alanında bu absürt durumla ilgili katılımcılarla görüşlerini paylaşarak protesto eden yaşam savunucusu Deniz Gümüşel arkadaşımızı gözaltına almıştır. Bir kez daha sesleniyoruz; ormanımızdan, zeytinlerimizden, havamızdan suyumuzdan asla vazgeçmiyoruz. Deniz hepimizin sesi olmuştur. Arkadaşımızı derhal serbest bırakın.”
TEM polisleri ‘Dövizi kaldıramazsınız’ dedi
Gümüşel serbest kaldıktan sonra gözaltı sürecini şöyle anlattı: “İklim değişikliği ve zeytincilik diye bir panel var. Konunun uzmanları, üniversiteden hocalar da bu konu hakkında sunumlar yapmaya geliyorlar. Hem onu dinleyelim hem de zeytinciliğe bu kadar zarar verecek olan, iklim değişikliğinin en önemli nedenlerinden biri olan kömür madenleri ve termik santraller üzerine yaşadıklarımızı anlatalım istedik. Gittik. Ama orada gördük ki sponsor da YK Enerji’ymiş. Burada Akbelen Ormanları’nı kesmeye çalışan İkizköy’ün 35 bin zeytin ağacını kesmeye, toprakları almaya çalışan YK Enerji’ymiş. Bu kabul edilebilir değil bizim için. Orada bir döviz yazdık, ‘Ya ölmez ağaç zeytin ya katil kömür’ diye. Bunu gören TEM polisleri bize bu dövizi kaldıramayacağımızı söylediler. İtiraz etim, ‘Bunun terörle ilgisi yok, yazdığımızı okuyun lütfen . Bu bizim fikir hürriyetimiz, kendimizi ifade etme özgürlüğünü, hakkımızı kullanmak istiyoruz’ dedim. Bunun üzerine polis beni alıp sürükleyerek uzaklaştırmaya çalıştı.“
Polisin, dövizin kaldırılmasını engelleme konusunda da hukuki bir gerekçe sunmadığı belirtildi.
‘Kaymakam ortadan kayboldu’
Milas kaymakamı Mustafa Önver Böke polisin müdahalesinden sonra Gümüşel’i dinlemek istediğini söyledi. Ancak Gümüşel buna şu ifadelerle karşı çıktı: “Ben de, ‘Gelin birlikte halkla konuşalım sadece size anlatmak değil, halkın da bunları duymasını istiyoruz’ dedim. Kaymakam beni ilk etapta bıraktırdı. Alana geçtik köyden zeytin üreticileri vardı. Onlar söz alacaktı ama bize sıra gelmeden her şeyi topladılar. Söz sırası gelmedi. Kaymakam da ortadan kayboldu. Öyle olunca halk bize sordu ‘Siz neyi protesto ediyorsunuz’ diye. Biz de açıkladık.”
‘Gözdağı vermek için ifademi ağırdan aldılar’
Geceyi nezarethanede geçiren Gümüşel gözaltında yaşadıklarını da anlattı: “Önce savcı kendisinin ifade alacağını ve ifadenin ertesi güne kalması gerektiğini söyledi. Ardından Muğla Baro başkanı (Levent Akgün) savcıyla konuşmuş. Savcı ‘İfadeyi ben değil, karakol alacak’ demiş. Ama, ‘Gözaltı dosyası yetişmez’ diyerek polis ağırdan aldı benim ifademi almayı. Bir polis bana, ‘Savcı şimdi ifadesini alın salın dosyayı sonra tamamlarsanız da diyebilirdi’ dedi. İfademi ağırdan aldılar. Gözdağı vermek ve İkizköy halkını da korkutmak için beni bir gece gözaltında tuttular diye düşünüyorum.”
‘Sindirme hamleleri bizi daha güçlü kılar’
Hukuka aykırı bir işlemle gözdağı verilmeye çalışılmasının İkizköylü halkında bir karşılığı yok: “Dostlarım işlerini güçlerini bırakıp ineklerini bile sağmadan köyden geldiler. Sabahtan beri emniyetin önündeydiler. İkizköy Çevre Komitesi de buradaydı. Şimdi Muğla’nın dört bir tarafından gelen Akbelen dostu arkadaşlarımız var. Onlar ne kadar bastırmaya çalışırlarsa çalışsınlar doğa savunucuları daha güçlü bir şekilde devam edecek. Yaptıkları sindirme hamleleri de bizi daha güçlü kılar. Kamuoyu da kimin doğadan ve yaşamdan yana olduğunu biliyor. Onlar korksunlar burada kimsenin korkmuş hali yok.”

‘Eli kirli bir şirketin sponsorluğu kabul edilemez’
Bugüne kadar yüz binlerce zeytin ağacının kömür madenciliği ve termik santraller nedeniyle katledildiğini belirten Gümüşel şöyle devam etti: “Burada böylesi zeytincilik anlamında eli kirli bir şirketin sponsorluğu kabul edilemez. Hem kaymakam hem de Milas belediyesi bunu bile bile kabul etti. İkiz köylülerin dört aydır zeytinliklerini savunmak için eylemde olduklarını, çadır nöbeti olduğunu hepsi biliyorlar.“
‘Zeytincilik kanuna göre kamulaştırılması mümkün değil’
Hem belediye hem de kaymakamlık bile bile YK Enerji’nin sponsorluğunu kabul etti: “Bu zeytin alanlarının kamulaştırılması 2017 yılında kaymakamlık eliyle yapıldı. Kaymakamlık makamı yurttaşa ben senin topraklarını kamu yararı adına elinden alacağım diye mahkeme açıyor. Dolayısıyla aslında kamulaştırma süreçlerinde kaymakamlık bir taraf. 2017’de zeytincilik kanuna göre kamulaştırılması mümkün olmayan zeytinlikler de kamulaştırılmış, yine kaymakamlık marifetiyle ve oradaki zeytinlikler de yok edilmiş. İlgili makamların bunu bilmemesi söz konusu değil. Burada doğa katliamı yapan bir şirketin adının temize çıkarılması için sponsorluk fırsatı verilmiş ki bu şirket gidip her yerde çevre dostu olduğunu anlatacak. Bu şirketin amacı yalanlarla yaptığı doğa katliamını ve köylüye yönelik yürüttüğü topraksızlaştırma, mülksüzleştirme müdahalelerini gözlerden saklamak.”