AYŞEGÜL KASAP
@aysegul_kasap
Yangınlarla boğuşan Muğla şimdi de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘5’li çete’ olarak tanımladığı iktidara yakın şirketlerin arasındaki Limak’ın ağaç kıyımına karşı direniyor. İkizköylüler direniş başlatınca jandarma gönderildi. Askerlen nöbet tutan köylülere orantısız müdahalede bulundu. Yaşlı kadınlar da 15 yaşındaki çocuk da yerlerde sürüklenerek alandan atıldı. Yaşananları Diken’e anlatan İkizköylü Esra Işık, “Bizi yola doğru püskürtmeye çalıştılar. Anayola düştüğümüzde de can güvenliğimiz yok oradan geçen araçlar bize çarpabilirdi. Bir kazaya neden olabilirdi” dedi.
İkizköylüler 22 Nisan’dan beri nöbet tutuyor
Akbelen Ormanı’ndaki 740 dönümlük alında bulunan ağaçlar Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerini işleten Limak Holding ve İÇTAŞ ortaklığındaki YK Enerji tarafından kesilmek isteniyor. Nedeni ise termik santrallere linyit sağlayacak açık maden ocağ yapmak. Şirket bunun için gerekli izin belgelerini de almıştı ancak İkizköylüler karara itiraz etmiş ve 22 Nisan’dan itibaren nöbet tutmaya başlamıştı.
17 Temmuz’da Orman Genel Müdürlüğü’nün ekipleri Akbelen Ormanı’na gelerek ağaç kesmeye girişmişti. Ancak köylüler ekipleri engellemişti.

28 Temmuz’da başta Manavgat olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinde yangınlar çıkmış ve uzun süre havadan destek sağlanmadığı için kontrol altına alınamamıştı. Bu yerlerden biri de Muğla’ydı. Yöre halkı yangınlara müdahaleyle ile uğraşırken bu kez de YK Enerji tarafından tutulan işçiler adeta fırsat bu fırsat diyerek ağaçları kesti. Pazar günü yangınları bahane eden şirket işçileri 105 ağaç kesti.
Zaten yangınlarda ormanlarını ve ağaçlarını kaybeden köylüler tek bir ağacı bile kaybetmemek için nöbeti daha sıkı tutmaya başladı. Ancak bu sefer de köylüleri engellemek için yine ‘yangın’ bahane edilerek jandarma gönderildi.

‘Cumhurbaşkanı kararı diyerek çıkarmak istediler’
İkizköylü Esra Işık gece boyunca nöbet alanında yaşananları anlattı: “105 ağaç kesildiğinin ertesi günü öğlene doğru jandarma geldi ve ‘cumhurbaşkanı kararı’ diyerek bölgeyi boşaltmamızı istedi. Orman güvenliğini ve bizim güvenliğimizi bahane etti. Biz de ‘Bizim kaldığımız yer ormanın girişinde kalıyor ağaçların içinde ama orman alanında değil. Kişiye ait bir özel mülk aslında. Buradan çıkmak zorunda değiliz’ dedik. Biz orada kalmak için izin belgesi çıkartmıştık ve o belgeyi de özel mülkün sahibine imzalatmıştık. İzin belgemiz vardı”
Muğla şu anda afet bölgesi ilan edildi ve cumhurbaşkanı kararıyla ormanlara görevlendirilen kişiler hariç kimse alınmıyor: “Jandarma da buna dayalı olarak bizi çıkarmak istedi. Yangınları bahane etiler.”
‘Jandarma darp etti, yerlerde sürükledi’
Aynı günün akşamında köylüler ve dışarıdan gelen aktivistler nöbet tutmak için alana gitti: “Dönüşümlü olarak köyümüzdeki birkaç kişi alanda kalarak nöbet tutuyor. Akşam herkes evlerine dağılıp nöbet alanında daha az kişi kaldıktan sonra bunu fırsat bilip gece 12’den sonra yaka paça insanları dışarı çıkarmaya çalışmışlar. Ben rahatsızlandığım için evdeydim ama kardeşim nöbet alanındaydı. Bana mesaj attı ‘Göz altına alınıyoruz galiba’ diye . Mesajı görünce koştura koştura alana gittim. Sonra bir baktım kardeşim jandarmanın elinde yerde sürüklenerek aşağıya indiriliyor. Kardeşim 15 yaşında. Daha bir çocuk yetişkin bile değil. Alandaki birçok arkadaşımız yerde sürüklenerek orman yolunda aşağıya doru indirildi. Darp edildi. Ağır şeyler yaşandı.”
’60 yaşındaki Ebide teyzemizin kolu mosmor’
İkizköylü Işık şöyle devam etti: “Sadece jandarma değil çevik kuvvet de vardı. TOMA’lar vardı. Bunu planlayarak ve çok iyi bir şekilde organize olarak geldiler ve bir anda saldırılar. Bizi aşağıya doğru ittiler. Anayola doğru. Muğla’da şu an yangınlar olduğu için bu anayol çok işlek. En işlek yollardan biri. Çevik kuvvet üzerimize geldi ve bizi yola doğru püskürtmeye çalıştı. Anayola düştüğümüzde de can güvenliğimiz yok oradan geçen araçlar bize çarpabilirdi. Bir kazaya neden olabilirdi. Çok düşüncesizce müdahale edildi. Kardeşim darp raporu alacak. 60 yaşındaki Ebide teyzemizin kolu mosmordu.”
‘Mücadelemize devam edeceğiz’
Işık, Akbelen’i bırakmayacaklarını belirtti: “Biz nöbete devam ediyoruz terketmeyeceğiz alanı. Bizi sadece nöbet alanımızdan dışarı çıkardılar. Sabah kadar ayrılamadık. İstanbul’dan Kazdağları’nda desteğe geldiler. Yanımızdalar çok daha güçlü hissediyoruz kendimizi. Biz şu an sadece özel araziden dışarı atmış oldular. Ormanın girişinde mücadelemize devam edeceğiz. Haklı mücadelemize haksız müdahaleler yapılıyor. Sessiz kalıp bir kenara çekilip susmayacağız”