… Çıkarılan sonuçlar neredeyse tek tip: Ak Parti cumhurbaşkanlığına Tayyip Erdoğan’ı aday gösteriyor… Seçimi kazanan Tayyip Erdoğan, Çankaya’daki ilk gününde, kendisiyle uyumlu çalışacağını düşündüğü bir partiliyi başbakan atıyor; Ak Parti’nin başına da bir başka mesai arkadaşını getiriyor… İlk genel seçimde anayasal çoğunluğa ulaşmak üzere sistemde değişikliğe gidiliyor… Sonrasında, gelsin ‘başkanlık sistemi’…
Konunun (planın değil) beni rahatsız eden yönü, en esaslı unsurun hesap dışı bırakılması: Halkın… Cumhurbaşkanını halk seçecek… O seçimden bir yıl kadar sonra yapılacak genel seçimde yine halka gidilecek… Arada yapılacak düzenlemeleri halkın içine sindirmesi gerekecek… Tayyip Erdoğan’ı başbakan olarak benimseyen halk, onu cumhurbaşkanlığında gördüğünde hiç yadırgamayacak, bu belli; peki Ak Parti’nin başına gelecek ve başbakanlığa atanacak kişileri de aynı derecede benimseyecek mi halk?
Hesap içerisine en esaslı unsur olan halkı katınca, hemen her yorumcunun şimdiden gerçekleşmişçesine üzerine atladığı ‘plan’ biraz sarsılmıyor mu?
Siyaset ustası Tayyip Erdoğan buna izin verir mi?
Dönüp, planı ve ona dair tezlerimizi yeniden gözden geçirmeliyiz.