ANIL CAN TUNCER
@tunceranil
Türkiye ekonomisindeki gelişmeleri Diken’e değerlendiren Bluebay Asset Management’ten iktisatçı Timothy Ash, hükümete güven sorununa işaret etti. Ash’e göre hükümet, kötü gidişata sermaye kontrolleriyle cevap verebilir. Ancak bu krizi daha da fazla derinleştirebilir.
Ash, yabancı yatırımcının Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a güveninin kalmadığını belirterek dönüş için yeni bir hükümetin gerekebileceğini söyledi.
Yüksek enflasyon ve TL’nin değer kaybıyla mücadelede etkin bir araç olarak görülen politika faizlerinin artırılmasına karşı çıkan Erdoğan, 20 Aralık akşamı yeni ekonomik tedbirleri açıklamıştı. Buna göre yeni ‘ürün’le TL mevduat sahipleri, mevduatın sonunda eğer artış varsa döviz farkını devletten alacak. Bu farkı Merkez Bankası (MB) ve Hazine ve Maliye Bakanlığı karşılayacak.
‘Kur korumalı mevduat’ sistemi uzmanlar tarafından ‘örtülü faiz’ olarak değerlendiriliyor.
Erdoğan’ın duyurduğu adımlar kurdaki hareketliliği biraz olsun durdursa da TL’de geçen seneye göre kayıp hala yüksek oranda.
Tedbirlerin açıklandığı gün ve ertesinde MB verilerine bakıldığında rezervlerde 8,5 milyar dolarlık azalma görülüyor. Bu durum MB’nin ‘arka kapıdan’ dolar sattığı yönünde yorumlandı. Bankanın 17 Aralık’a kadar yaptığı beş müdahalenin büyüklüğü 7,28 milyar dolar olarak gerçekleşmişti.
Bu durum kurun oynaklığına karşı TL’yi daha da savunmasız hale getiriyor. Şu an 13,80 seviyesinde olan dolar/TL kuru için Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati “Dengeye kavuştu, artık gündemimizde değil” düşüncesinde. Kendisine verileri soran sunucuya ”Gözlerime bakar mısınız” şeklindeki yanıtıyla uzun süre gündemde kalan Nebati, yeni ekonomi modelini “Biz ortodoks politikaları bir tarafa koyduk. Artık heterodoks politikalar var” sözleriyle anlatıyor.
Diğer yandan Erdoğan’ın “Faiz sebep, enflasyon sonuçtur” tezi, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı son 19 yılın en yüksek enflasyon oranıyla da yanlışlandı.
Erdoğan’ın asgari ücretin temmuz ayında yeniden değerlendirebileceği açıklaması da enflasyonun daha da artmasının beklendiğinin itirafı oldu.
Peki ABD’nin faiz artışları arifesinde Türkiye’de enflasyonun sarmalı sürecek mi? İktidarın olası adımları neler olabilir?Yabancı yatırımcılar Türkiye’ye nasıl bakıyor?
Bu soruları Londra’da faaliyet gösteren uluslararası yatırım kuruluşu BlueBay Asset Management’ten Timothy Ash’e sorduk.
‘Temel sorun, vatandaşların kendi hükümetlerine güvenmemesi’
Timothy Ash, Bakan Nebati’nin söylediğinin aksine 20 Aralık gecesi Erdoğan tarafından yeni ürüne geçiş konusunda halkın isteksiz göründüğünü belirtirken, ‘güven’ sorununa işaret etti: ”Türkiye’de vatandaşlar, döviz mevduatlarını iktidar tarafından 20 Aralık’ta açıklanan yeni ürüne geçirmek konusunda isteksiz görünüyor. Sadece mevcut lira mevduatlarında hareketlilik var. Bence temel sorun, vatandaşların kendi hükümetlerine güvenmemesi. Buna ek olarak vatandaşlar, bu kadar yüksek enflasyon oranlarının olduğu bir ortamda kendilerini üç aydan daha fazla vadeli mevduatlara hapsetmek istemiyor. Enflasyon, üretici fiyat endeksi gibi yüzde 80 olmasa da en az yüzde 36. Böylesine yüksek bir enflasyon oranıyla neden varlıklar yüzde 14-20 arasında değişen faizlerle Türk Lirası’nda tutulsun? Asıl sorun enflasyon…”
‘Sonsuz bir devalüasyon ve enflasyon sarmalına girme sorunu var’
Erdoğan’ın ‘faiz sebep enflasyon sonuçtur’ tezinin baştan sonra yanlış olduğunu söyleyen Ash, ekonomideki kötü gidişata bu görüşteki ısrarın neden olduğunu düşünüyor: ”Bence her şey Erdoğan’ın yüksek faizin enflasyona neden olduğu görüşünden kaynaklanıyor. Bu görüş çok tuhaf ve baştan sona yanlış. Ekonomik planda adımların iyice düşünüldüğünü ima etme çabasındalar. Ancak hiç de öyle değil. Yeni ekonomi planı bildiğin kötü. Faiz oranlarının düşük tutularak değersiz TL ile yapılacak ticaretle cari açığın yeniden dengelenmesi hedeflendi. Bunun da enflasyonu düşürüp liranın istikrar kazanmasına yol açacağı hesaplandı. Ancak enflasyonun düşme eğilimi göstermeyip Türkiye’nin sonsuz bir devalüasyon ve enflasyon sarmalına girmesi sorunu var.”

‘Sermaye kontrolleri gelebilir’
Merkez Bankası’ndaki rezerv durumu, enflasyon verileri ve ABD’den gelen faiz artışı sinyalleriyle birlikte ‘gözlerime bakar mısınız’ sisteminin sürdürülebilir olmadığını düşünen Ash’e göre iktidar kötü gidişata sermaye kontrolleriyle cevap verebilir ancak bu da durumu daha kötü hale getirir: ”Bunun sürdürülebilir olmadığı açık. Enflasyon riski olduğu yerde duruyor ve daha da yükseliyor. Ulusal para birimi zayıflarken bankalara ve liraya olan güven kayboluyor. Böylelikle de bankadan kaçışlar başlıyor ve sistemik bir kriz ortaya çıkıyor. Bu, ödemeler dengesi, bankacılık ve kredi krizi. Yetkililer, büyük olasılıkla bu krize durumu daha da kötüleştirecek olan sermaye kontrolleriyle cevap verecekler.”
‘Yatırımcılar Erdoğan’a güvenlerini kaybetti’
Ash, yabancı yatırımcıların Türkiye ekonomisine nasıl baktığıyla ilgili sorumuza şöyle yanıt verdi: ”İnsanlar Türkiye’ye uzun vadeli olarak rağbet ediyor ve yatırım yapmak istiyor ancak tabii ki bu mevcut politika koşullarında değil. Yabancı yatırımcılar riskleri azaltmaya çalışıyor ve ancak ‘ortodoks’ politika ayarları yeniden getirildiğinde geri dönecekler. Belki de bunun için seçimler ve yeni bir hükümet gerekir. Yatırımcılar Erdoğan’a güvenlerini kaybetti.”
‘Türkiye büyük bir başarı hikayesi olabilirdi…’
Ash, Erdoğan’ı eleştirdiği paylaşımın iktidar yanlısı medya tarafından ‘yanlış’ anlaşılıp haberleştirilmişti. Ash ise bu durumla alay eden bir paylaşımda daha bulunmuştu. ”Britanya mizahı çok özeldir” diyen Ash, son olarak şunları söyledi: ”Gerçek şu ki; Türkiye’deki mevcut politika düzenlemeleri gerçekten kötü ve Türkiye’de bir kriz yaşanması çok muhtemel. Türkiye’nin gerçekten güçlü yanları var – demografi, coğrafi konum, güçlü üretim tabanı, bankalar, kamu maliyesi ve girişimi teşvik eden iş kültürü. Türkiye büyük bir başarı hikayesi olabilirdi ama bu gerçekten de aptalca para politikası düzenlemeleri yüzünden zarar görüyor. Başkanlık sisteminde kontrol ve dengenin olmaması büyük zararlar veriyor.”