BİŞAR ARSLAN
bisararslan@diken.com.tr
@bisararslan
Finansal Piyasalar Uzmanı İris Cibre ile Prof. Dr. Selva Demiralp, Diken’in sorularını yanıtladı: “2025’te hayat pahalılığını daha derinden hissedeceğiz.”
2024’te Türkiye ekonomisi ‘yüksek enflasyon’ ve ‘düşük alım gücü’yle geçti.
Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre kasım itibariyle yıllık enflasyon yüzde 47,09.
Asgari ücret 24 Aralık akşamı apar topar enflasyonun altında 22 bin 104 lira açıklanmıştı.
3 Ocak’ta aralık enflasyonunun açıklanmasıyla 2024 sonu enflasyonu belirlenecek.
Merkez Bankası (MB) 2024 sonu enflasyon beklentisini yüzde 38’den yüzde 44’e yükseltmişti.
Memur ve emeklilerin alacağı altı aylık zam farkı da bu veriyle belli olacak.
Ekonomistler asgari ücretin kısa sürede açlık sınırının altında (Türk-İş’e göre açlık sınırı 21 bin 83 lira) kalacağını ifade ediyor.
2024 tepe noktasını gören enflasyonun 2025’te hafiflemesi ancak çift haneli rakamlarda kalmayı sürdürmesi bekleniyor.
2025 sonunda MB yüzde 21 enflasyon beklerken, beklenti Orta Vadeli Program’da yüzde 17,5, Merkez Bankası’nın piyasa katılımcıları anketindeyse yüzde 27,07.
Peki ekonomi 2025’te nasıl geçecek?
Cibre’ye göre işsizlikte artış mümkün, alım gücüyse ücretli için iyice eriyecek. Demiralp’se “Hayat pahalılığını daha derinden hissedeceğimiz bir yıl olacak” diyor:
‘Erdoğan’ın açıklaması zaten olacakları siyasi bir avantaja çevirme niyeti’
* Merkez Bankası 22 ay sonra piyasa beklentileri doğrultusunda faizi indirdi. Ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “Faizi kesinlikle indirmeye başlayacağız. 2025 bunun işaret yılı olacaktır. Faiz inecek ki enflasyon da insin. Bu, bizim olmazsa olmazımız” dedi. Yeniden irrasyonel politikalara dönüş riski var mı?
Prof. Dr. Selva Demiralp: Ben cumhurbaşkanının yorumunu irrasyonel politikalara dönüş riski olarak yorumlamadım. Ancak MB’nin yıl sonu hedeflerine ulaşabilmek için gerekli olduğunu düşündüğü optimal sıkılığı koruyamayacağına dair bir sinyal olarak yorumladım.
İris Cibre: Öncelikle seçim ya da referandum gibi bir durum söz konusu olursa her zaman bu risk var. Sonuç itibariyle cumhurbaşkanının faize bakış açısını biliyoruz. Fakat bu riskin şu an için geçerli olduğunu düşünmüyorum. Faizin ineceğini hepimiz biliyoruz zaten.
Enflasyon da mayısa kadar baz etkisiyle her halükarda düşmeye devam edecek gibi görünüyor, tabii kur atağı söz konusu olmazsa. Dolayısıyla cumhurbaşkanının zaten bu olacakları siyasi bir avantaja çevirme niyeti olarak okuyorum bu açıklamaları.
‘2025 ücretliler için çok zor olacak’
* Asgari ücrete enflasyonun altında bir zam yapıldı. Asgari ücrete bir ara zam mümkün mü? Dar gelirlileri nasıl bir yeni yıl bekliyor?
Prof. Dr. Selva Demiralp: Maalesef 2025 sonunda MB’nin tahmini olan yüzde 21’lik enflasyon tahmini gerçekleşse bile asgari ücret açlık sınırının altında kalacak görünüyor. Kaldı ki Koç Üniversitesi’nden arkadaşlarım Cem Çakmaklı ve Sevcan Yeşiltaş’la yaptığımız tahminler 2025 sonu enflasyonunu yüzde 32 civarında gösteriyor. Bu durum alım gücünde ciddi bir erime anlamına geliyor. Ara zam yapılıp yapılmayacağı siyasi bir karar. Cevabını bilmiyorum.
İris Cibre: Emekliler altı aylık enflasyon kadar zam görecek. Bu da yüzde 17 seviyesine tekabül ediyor. Hem asgari ücretliler hem de emeklilerin alım gücü ciddi oranda eritiliyor. Sürekli bahsettikleri talebi bu şekilde düşürmeyi amaçlıyorlar.
Fakat talebin ana kaynağı dar gelirli değil, yüksek gelirli aşırı zenginleşmiş kesim. Dolayısıyla, bu hedefleme değişmezse 2025 ücretliler için çok zor bir yıl olacak. Alım gücünü de iyileştirme ya da destekleme yönünde bir politika ufukta görünmüyor.
Ara zamsa ancak seçim dönemine girilirse yapılacaktır diye düşünüyorum ne yazık ki. Amaç alım gücünü düzeltmek değil seçim çalışması olacaktır gibi görünüyor. Bunun dışında bir ara zam şimdiki konjonktürde beklemiyorum.
‘2026’da tek haneli enflasyon ihtimali düşük’
* Mehmet Şimşek 2024’te enflasyonun düştüğünü, 2025’te daha da düşeceğini, 2026’da da tek haneli olacağını söylüyor. Vatandaş pek inanmıyor. Bu sürede gerçekten tek haneli enflasyon mümkün mü?
Selva Demiralp: Mehmet Şimşek ve ekibi ağır bir miras devraldılar. Doğru yönde adımlar atılsa da yetersiz kaldı. Kredibilitesi tamamen sıfırlanmış bir MB’nin büyümeden feragat etmeden enflasyonu düşürebilmesi çok zor. Maliye politikasıysa bütçeyi disiplin altına alacak yapısal reformları siyasi bedeli sebebiyle gerçekleştirilemedi. Gelir vergisi daha adil bir düzleme çekilemedi.
Gördüğüm kadarıyla ılımlı ve büyümede ani bir yavaşlama getirmeyecek yavaş bir dezenflasyon ve normalleşme dönemi hedefleniyor. Bu durumda büyüme daha yüksek kalır ancak bedeli daha uzun suren ve düşürmesi daha zor hale gelen bir enflasyon olur. Uzun lafın kısası bu ılımlı normalleşme anlayışı altında 2026’da tek haneli enflasyon ihtimali bence düşük.
İris Cibre: Evet enflasyon yıllık bazda düşmeye devam edecek. Mayısa kadar aylık yüzde üç üzerinde geçmiş dönem bazlı enflasyon var. Ocak ve şubatta daha da yüksek baz etkisi bulunuyor. Dolayısıyla evet baz etkisiyle düşmeye devam edecek.
Ama önemli olan kalıcı ve stabil olarak önce yüzde 2 altı sonrasında da yüzde 1 altına inilmesi. Bunun söz konusu olması için yapısal sorunların çözülmesi gerekiyor.
Konut ve kira sorunu, tarım ve hayvancılık ve dolayısıyla gıda sorunu, sermayenin vergilendirilmesi, mali tarafta sıkılaşma gibi sorunlar çözümlenmediği sürece kalıcı iyileşme zor. Vatandaş da bunu görüyor ve hissediyor. Tabii, geçmiş dönem akıl dışı politikaların da vatandaşın inanmamasında büyük etken.
‘Acı reçetenin maliyetleri daha adil dağıtılmalı’
* Nasıl bir 2025?
Prof. Dr. Selva Demiralp: Enflasyonda 2024’e göre daha rahat, büyüme bacağındaysa 2024 ile hemen hemen benzer bir tablo bekliyorum. TL’deki reel değerlenme yeni yılda da devam edecektir. Hayat pahalılığını daha derinden hissedeceğimiz bir yıl olacak.
Maliye politikasının acı reçetenin maliyetlerini toplum genelinde daha adil bir şekilde dağıtacak önlemler alması çok önemli. Bu adımları 2024’te göremedik. 2025’te de eksik kalması durumunda MB üzerindeki baskılar artacak ve enflasyonla mücadele daha hızlı terk edilme riski taşıyacaktır.
‘Alım gücü ücretli için iyice eriyecek’
İris Cibre: Yeni yılda ekonomimiz daha zorlu bir süreçten geçecek gibi görünüyor. Şirketlerin ortalama finansman maliyetlerinin düşmesi zaman alıyor, bu da şirketleri zorlamaya devam edecek. İşsizlikte artış görmek mümkün, alım gücü ücretli için iyice eriyecek gibi görünüyor. Global riskler de mevzu bahis.
Trump vergileri, Avrupa’da yavaşlama, Çin’de deflasyon gibi riskler büyük ve bizi de olumsuz etkileyecek yönde ne yazık ki. Özellikle ABD uzun vadeli faizlerini yakinen takip etmeliyiz. Dış ticaretimizin en önemli partneri Avrupa’daki yavaşlama ihracatçının farklı pazarlara yönelmesini tetikliyor.
Fakat, reel değerli TL’nin devamı artık ihracatımızda rekabetçiliği vuracak seviyeye gelmeye başladı. İhracatçımız da ne yazık ki geçmişteki genişleyici ve avantajlı dönemi olumlu yönde değerlendirmedi. Bu yüzden hala kur ve ücret politikaları fazla önem taşıyor sektör için.
İşin özü 2024’te olması gerekenleri 2025’te yaşamaya başlayabiliriz diye düşünüyorum. Sıkılaşmayan maliye politikaları 2025’te de devam ederse, yine 2024 gibi sadece sanayinin yavaşladığı ve alım gücünün iyice daraldığı bir yıl olarak karşımızda durur.