CANAN COŞKUN
canancoskun2@gmail.com
@canancoskun
Agos gazetesi genel yayın yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davanın 124. duruşması bugün yapıldı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada sanıkların esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmaları sürdü.
Duruşmada ilk olarak cinayetin tasarı aşamasında Trabzon Emniyet İstihbarat Şube müdürlüğünde görev yapan polislerden Mehmet Uçar savunma yaptı. Mütalaada, Uçar’ın ‘FETÖ’ üyeliği, kasten öldürme, resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek, görevi kötüye kullanma suçlamalarından hapsi talep ediliyor.
‘FETÖ’ suçlamasıyla yargılandığı başka bir davada hükmen tutuklu bulunan Uçar, savunmasında savcıya verdiği ifadenin iddianameye yanlış geçirildiğini söyledi. Erhan Tuncel’i yardımcı istihbarat elemanı olarak çalıştırmadığını savunan Uçar, Hrant Dink’in öldürülmeden önceki tehditlerden haberdar olmasının imkansız olduğunu belirtti.
‘Meslek hayatım terörle mücadeleyle geçti’
Uçar’dan sonra cinayet sırasında Trabzon Emniyet Müdürü olan Reşat Altay savunma yaptı. Mütalaada Altay’ın kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek ve görevi kötüye kullanma suçlarından cezalandırılması talep ediliyor. Altay savunmasında şunları söyledi:
“Yaklaşık 42 yıl emniyette çalıştıktan sonra 2015’te yaş haddinden emekli oydum. 42 yıllık çalışmam boyunca soruşturma geçirmedim, ceza almadım. Hizmet hayatım boyunca çalışmalarım nedeniyle ödüllendirildim. Meslek hayatımın tümü terörle mücadeleyle geçti. 80’li, 90’lı ve 2000’li yılarda yılmadan usanmadan mücadeleye devam ettik. Çok şükür terör örgütleri ve karanlık odaklar amaçlarına ulaşamadı. Bugün de kahraman arkadaşlarımız ülkemizin güvenliği için mücadeleye devam ediyor.”
‘Hizmet hayatım boyunca saygılıydım’
“Hizmet hayatım boyunca kanunlara uygun, objektif, devletimin ve milletimin ilkelerine saygılı bir çalışma içinde oldum. Bu davada yargılanmaktan müteessirim. Olay tarihinde Trabzon emniyet müdürüydüm. Bir gün sonra olayın failinin babasının ihbarda bulunması sonrasında lazım gelen çalışmaları yaptırdım. Bunlar sonucunda aynı gün fail, azmettirici, işbirlikçilerin yakalanmasını sağladım. 21 Ocak’ta Erhan Tuncel’in yakalanarak İstanbul’a gönderilmesini sağladım. 23 Ocak’ta il emniyet müdürleri toplantısına katılmak için Ankara’ya gittim. Orada görevden alındım. Sonrasında Trabzon’dan hemen ayrıldım.”
‘Dink’e yönelik çalışmalardan haberdar değilim’
“Bugüne kadar verdiğim tüm ifadelerde Dink’e yönelik çalışmalardan haberdar olmadığımı söyledim. Olay günü ve öncesi istihbarat daire başkanlığı ve istihbarat şube müdürlüğü tarafından bana bilgi verilmedi. Faruk Sarı, Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Muhittin Zenit, Engin Dinç ve Erhan Tuncel arasında yapılan görüşme ve toplantılardan bilgi verilmedi. Bu hususun Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer tarafından emredildiği duruşmalarda söylendi. Cerrah (eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah) ile yaptığı görüşme sonucunda Tuncel’in yardımcı istihbarat elemanı olarak çalıştırıldığını öğrendim, o zamana kadar kimse söylemedi.”
‘Öldürüleceğini bilseydim engellerdim’
“Samast’ın katil olduğunun anlaşılması üzerine Cerrah’ı bilgilendirirken o sırada yanında bulunan Ramazan Akyürek’e de bilgi verdim, ona Yasin Hayal’den bahsettim. Ama o konuyu bilmesine rağmen bu konuda konuşmadı. Dink’in öldürülmesi olayının aydınlatılması için yürütülen soruşturmalarda her zaman doğruyu söyledim. Bu konuda benim tarafımdan sahte bir evrak ve ya gizlenmiş bir evrak yoktur. Dink’in öldürüleceği bilgisine önceden sahip olsaydım olayın engellenmesini sağlardım. Yaptığım çalışmalar bu sözlerimin en büyük teminatıdır. Yargılama sonucunda adaletin tecelli edeceğine inanıyorum.”
Reşat Altay’dan sonra dönemin İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlisi Yusuf Bozca savunma yaptı. Mütalaada Bozca’nın Anayasa’yı ihlal, kasten öldürme ve ‘FETÖ’ üyeliği suçlamasıyla hapsi talep ediliyor.
Dosyada sanık olarak yargılanan İstanbul jandarma görevlilerinin cinayetin işlendiği sırada olay yerinde olduğu iddiası Bozca’ya yaptırılan teşhisle yöneltildi. Ancak Bozca daha önce verdiği ifadelerde polislerin yönlendirmesiyle görüntülerdeki jandarmaların dosyanın sanıklarına benzediğini söylediğini anlatmıştı. Bozca, savunmasının büyük bir kısmında kendine yöneltilen ‘FETÖ’ suçlamasıyla ilgili konuştu.
Savunmaya Gürlek ayarı
Bozca’dan sonra eski Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Değerlendirme ve Analiz Merkez Amiri Hamza Celepoğlu savunma yaptı. Mütalaada Celepoğlu’nun Anayasa’yı ihlal, kasten öldürme ve ‘FETÖ’ üyeliği suçlamasıyla cezalandırılması isteniyor.
Savunmasında ‘FETÖ’ suçlamasıyla ilgili beyanlarda bulunan Celepoğlu konuşurken mahkeme başkanı Akın Gürlek savunmayı böldü ve Celepoğlu’nu ‘iddia ve mütalaa dışında konuştuğu’ gerekçesiyle uyardı.
Celepoğlu’nun savunmasının bitmesinden sonra avukatı Vural Ergül başkana hitaben, “Siz bizzat bu davada bozma nedeni olacak şeyler yapıyorsunuz” dedi. Gürlek bunun üzerine avukatı da uyardı.
22 Ocak’a ertelendi
Mahkeme başkanı Akın Gürlek de ara kararını açıklayarak duruşmayı 22 Ocak’a erteledi. Bu duruşmada İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğü eski görevlisi Tamer Bülent Demirel, Trabzon Jandarma İstihbarat görevlileri Veysal Şahin, Volkan Şahin, Samsun Emniyet görevlileri Yakup Kurtaran ve Yüksel Avan, İstanbul Jandarma İstihbarat görevlisi Yavuz Karakaya, İstihbarat Daire Başkanlığı görevlileri Osman Gülbel ve Hamdi Egbatan ile Trabzon istihbarat polisi Özkan Mumcu esas hakkındaki savunmasını yapacak.