CANAN COŞKUN
[email protected] / @canancoskun
Agos gazetesi genel yayın yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinde sorumluluğu bulunduğu gerekçesiyle yargılanan kamu görevlilerin davasında sanıklar esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapmaya devam etti.
İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugünkü 122’nci duruşmada ilk olarak dönemin Trabzon jandarma İstihbarat görevlisi Metin Yıldız savunma yaptı.
Mütalaada Yıldız’ın ‘Anayasa’yı ihlal’, ‘FETÖ üyeliği’, ‘resmi belgede sahtecilik’ ve ‘görevi kötüye kullanma’ suçlarından cezalandırılması isteniyor.
Yıldız, meslektaşları sanıklar Veysel Şahin ve Okan Şimşek aracılığıyla Temmuz 2006’da cinayet tasarısından haberdar oldu ve bu bilgiyi Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz’e iletti. Yıldız şunları söyledi: “Bu cinayetin FETÖ’nün amaçları doğrultusunda işlendiğine katılmamak mümkün değil ancak bizim açımızdan bu iddia kabul edilebilir değil. Dört yıl süren yargılama neticesinde ifadeler, deliller FETÖ’cü olmadığımı ortaya koymuştur.
Veysel Şahin ve Okan Şimşek aldıkları bilgiyi Temmuz 2006’da bana bildirdi. Ben de ertesi sabah mesaiden önce notu toparladım ve il jandarma komutanına bildirdim. Ertesi gün tekrar hatırlattım. ‘Bana bilgi notu hazırla getir’ dedi. Ben de hazırladım. O da inceleyip emir vereceğini söyledi. Bu aşamadan sonra onun ne yaptığını sorgulamam mümkün değildir. Jandarma, emniyet gibi çalışmaz. Eğer benim yetkim olsaydı üst komutanlıklara gönderirdim.
Ali Öz’ün ‘Görev sonuç raporu gelseydi işlem yapardım’ ifadesi vardır. Öz şimdiye kadar hiç görev sonuç raporu incelemedi. Bugüne kadar böyle bir talep olmadı. Tek bir raporda da imzası veya parafı yoktur. Böyle bir ifade vererek başkalarını suçlamaktadır. Hrant Dink cinayet tasarısı ilgili yerlere iletilmediği için değil korunmadığı için FETÖ’cüler tarafından öldürüldü. Bölgemizde PKK’nın faaliyetleri vardı. Tüm gücümüzü terörle mücadeleye ayırdık.”
‘Bayraklı video’yla suçlanıyor
Yıldız’dan sonra tetikçi Ogün Samast’ın yakalandığı Samsun’da polis olan Metin Balta söz aldı. Mütalaada Balta’nın ‘Anayasa’yı ihlal’ ve ‘FETÖ üyeliği’ suçlarından cezalandırma talep ediliyor.
Balta, duruşmada Samast’ın bayrakla çekilen videosunun sızdırılmasıyla ilgili savunma yaptı. Balta, herhangi bir kamera görüntüsü almadığını, Samast’ın yalnızca fotoğrafının çekildiğini söyledi. Balta, kamuoyuna yansıyan görüntülerin çekilmesi için talimat da vermediğini söyledi.
Balta’dan sonra Mülkiye Başmüfettişi Şükrü Yıldız esas hakkındaki savunmasını yaptı. Yıldız, konuyla ilgili toplam 16 tane rapor hazırladığını hatırlattı ve şunları söyledi:
“Cinayetten hemen sonra olaylar zincirini araştırmakla görevlendirildim. Ön incelemenin bir aşamasına geldiğimizde jandarma görevlileri ‘Sinyal bilgilerine bakalım’ dedi. Ama kanun izin vermiyordu. Biz sinyal bilgilerini kanuna aykırı şekilde kullanabilirdik. Ben izin vermedim. İşleri örgütün amaçları için engelleyen insan pozisyonundayım. Ama ben yasayı uyguladım sadece.”
Yıldız’dan sonra sıra diğer başmüfettiş Mehmet Ali Özkılınç’a geldi. Özkılınç bilgisi ve görevi olmayan bir konuda suçlanmasının zorlama olduğunu belirterek beraatını istedi.
Ali Öz’ü suçladı
Özkılınç’tan sonra söz hakkı Trabzon jandarma istihbarat görevlisi Okan Şimşek’e söz hakkı verdi. Şimşek, ‘Anayasa’yı ihlal’, ‘kasten öldürme’, ‘FETÖ üyeliği’, ‘resmi belgede sahtecilik’ ve ‘görevi kötüye kullanma’ suçlarından cezalandırılmak isteniyor.
Şimşek, savunmasında sık sık dönemin Trabzon Jandarma Alay Komutanı Ali Öz’ü suçladı. Şimşek şunları söyledi:
“Temmuz 2006’da Hayal’in akrabası Coşkun İğci’den edindiğimiz tasarı bilgisini Ali Öz ile paylaştık. Ben bu bilgileri cinayetten sonra ortaya çıkarmadım. Öğrenir öğrenmez sözlü olarak bildirdim ve gerekli kişilere yazdırıldı. Ali Öz ile bir husumetim yok, kendisine iftira da atmıyorum. Benimle birlikte altı kişinin söylediği bu konuyu ‘Hatırlamıyorum’ demesi akıl almaz bir olaydır. Yaptıklarımın tamamı dosya kapsamında alınan ifadelerle de ortadadır. Ali Öz, bizim görev sonuç raporu hazırlamamız gerektiğini söylüyor. Sanki görev sonuç raporu yazılmadı diye öldürüldü Dink. Görev sonuç raporunu hazırlamadığım için neden disiplin cezası vermedi o zaman? Bu raporu yazmamakta bilinçli bir kastım yoktur. Ali Öz’ün baskısı nedeniyle ilk başta doğru ifade vermedim.”
‘Tuncel ile ilişkiyi kademeli olarak sonlandırdım’
Özkılınç’tan sonra dönemin Trabzon emniyet istihbarat görevlisi Onur Karakaya savunma yaptı. Karakaya ‘FETÖ üyeliği’, ‘tasarlayarak kasten öldürme’, ‘resmî belgeyi bozmak’, ‘yok etmek veya gizlemek’, ‘görevi kötüye kullanma’ suçlarından cezalandırılmak isteniyor. Karakaya, azmettirici Erhan Tuncel ile buluşmalarında kendisine cinayet işleneceği imasında bile bulunmadığını, Hayal’in artık işinde gücünde olduğunu söylediğini belirtti.
Karakaya, kendisiyle ilgili suçlamaların tamamının Tuncel’in çelişkili beyanlarından oluştuğunu savunarak şunları söyledi:
“Adeta suç makinesi olan Tuncel’den eleman olarak faydalanılamayacağı açıktır. Kademeli olarak ilişkiyi sonlandırdım. Yardımcı istihbarat elemanının da bir süre izlenmesi mevzuatta vardır. Dink’in korunması için birimlerle irtibata geçmediğim, tedbir almadığım iddia edilse de emniyet teşkilat yapısı nedeniyle amirin emri olmadan bunları yapamayacağım açıktır. Hain FETÖ’nün dün olduğu gibi bugün de karşısında mücadele eden istihbarat biriminde görevimi sürdürüyorum. Mahkemenizde de bunlarla bağım olmadığı tespit edildi. Karşımdaki iddiaların somut dayanağı yok.”
20 Ocak’ta devam edilecek
Beyanların tamamlanmasından sonra mahkeme başkanı Akın Gürlek, duruşmaya 20 Ocak’ta devam edileceğini söyledi. 20 Ocak’taki duruşmada İstihbarat Daire Başkanlığı görevlisi Hamdi Egbatan ve Tamer Bülent Demirel, Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı eski görevlisi Hamza Celepoğlu, Trabzon jandarma istihbarat görevlileri Veysal Şahin ve Volkan Şahin, Samsun emniyet görevlileri Yakup Kurtaran ve Yüksel Avan, İstanbul jandarma istihbarat görevlileri Yavuz Karakaya ve Yusuf Bozca’nın esas hakkındaki savunması alınacak.