CANAN COŞKUN
canancoskun2@gmail.com
@canancoskun
Agos gazetesi genel yayın yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili kamu görevlerinin yargılandığı davada mütalaaya karşı esas hakkındaki savunmalara devam edildi.
Duruşmada dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı, İstanbul jandarma istihbarat görevlisi Hacı Şefik Şimşek, Trabzon jandarma görevlisi Gazi Günay, Trabzon istihbarat polisleri Muhittin Zenit ve Mehmet Ayhan savunma yaptı.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün yapılan duruşmada ilk olarak Faruk Sarı’nın ek savunması alındı. Sarı, cinayetten dört ay önce Trabzon’da istihbarat şube müdürü olarak göreve başladığını belirterek “Engin Dinç ile yaklaşık bir ay çalıştım. Dinç, Ramazan Akyürek’ten tayin isteyince Afyon’a gitti” dedi.
Sarı, Trabzon’a yeni atanan emniyet müdürü Reşat Altay’a Mayıs 2006’da brifing verildiğini ancak Yasin Hayal ve Erhan Tuncel ile ilgili bir bilgi olmadığını söyledi. Erhan Tuncel’in Haziran 2006’da yardımcı istihbarat elemanı olarak çalışmak istemediğini söyleyen Sarı, sonrasında Tuncel’in çalışması için telkinlerde bulunulduğunu aktardı.
‘Bozuk saat’
Sarı, bu gelişmenin ardından Tuncel’in aynı şubede çalışan sanık Özkan Mumcu’ya devredildiğini ancak Tuncel’in davranışlarında yine bir değişiklik olmadığını belirtti ve şöyle devam etti:
“Bu yüzden kendisine duyulan güven azalmıştır. Teknik izlemeye alınmış, bu faaliyet kapsamında jandarma görevlileriyle arkadaşlığını ilerletmiştir. Erhan Tuncel ile eylül-ekim aylarında buluşulmuş, üniversite harcı ödenmiştir. Tuncel doğru bilgi vermiyorsa bile bozuk bir saat bile doğruyu gösterdiği için görüşmelerimiz sürmüştür.”
Sarı, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde istihbarat raporlarının imha edilmesiyle ilgili ise şunları söyledi: “2006 ve 2007’de bilgisayarlarda resmi evrak bulunmazdı. Üretilen evraklar paraflanır, imza aşamasına gelir, defter kaydı alınır ve sonra İstihbarat Daire Başkanlığı’na bağlı ana bilgisayarın tarayıcısından geçirilir ve arşive eklenirdi. Herhangi bir evrakın yok edilmesi mümkün değildir. Her temas iz bırakır.”
Sarı, savunmasını tamamlandıktan sonra duruşma salonundan ayrıldı.
Suçlama konjonktüre göre değişiyor
Dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü çalışanlarından sanık Mehmet Ayhan da esas hakkındaki savunmasını yaptı. Ayhan, Muhittin Zenit’in tayininin çıkmasından sonra Erhan Tuncel’in devredildiği Özkan Mumcu’dan sonra Tuncel ile ilgilinen kişiydi. Ayhan, Tuncel’in emniyetle ilişiğinin kesildiği sırada kendisiyle çalışmadığını söyledi.
Ayhan, kendisine yöneltilen ‘FETÖ’ suçlamasıyla ilgili de “Cezaevinden çıktıktan sonra konjonktüre göre olayın Ergenekon ile alakalı olduğunu söyleyip bize ‘Ergenekoncu’ diyor. Daha sonra bu mahkeme salonunda FETÖ’cü denildi. Değişen konjonktüre göre beyanda bulunuyor.“
‘Örgüt üyesi istihbaratta çalışabilir mi’
Ayhan’dan sonra aynı şube çalışanı sanık Muhittin Zenit savunma yaptı. Dink’in öldürülmemesi için aldığı cinayet tasarısını amirlerine aktardığını söyleyen Zenit şöyle devam etti: “Yasin Hayal’i Mc Donald’s eyleminden sonra tanıdık. Yasin Hayal’in faaliyetlerinin ortaya çıkarılması için Erhan Tuncel’in kullanılabileceği düşüncemi Aralık 2004’te yazdım. Erhan Tuncel’in yardımcı istihbarat elemanı yapılması suç değil başarıdır. Erhan Tuncel’in istihdam edilmesi sonuçlarına göre başarılıdır.“
Zenit, kendisine yöneltilen terör örgütü suçlamasıyla ilgili de şunları söyledi: “Bir terör örgütü üyesi nasıl istihbarat daire başkanlığında çalışabilir? Tahliye olduktan sonra görevime başladım. İstihbarat başkanı ve diğer yetkililer tarafından Dink davasındaki çalışmamdan dolayı eğitimci olarak görevlendirildim. Bugün FETÖ ile mücadele eden meslektaşlarıma ders veriyorum.”
Cinayetten sonra hazırlanan sahte rapor
Dönemin Trabzon jandarma görevlisi Gazi Günay da duruşmada esas hakkındaki savunmasını yaptı. Günay, cinayetten sonra hazırlanan, cinayetin işlendiği silahın cinsinin yazdığı sahte istihbarat raporunda imzası bulunan istihbaratçı jandarmaydı.
Günay, bu suçlamayı Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin geçmişte kendisiyle ilgili verdiği beraat kararıyla reddetti ve şu ifadeleri kullandı: “Bu rapora imza atmak ihmali davranış değildir. Bu gerekçeyle beraat ettim. Görev sonuç raporunda imzam yoktur. Haber kayıt raporundaki imza benimdir. Haber kayıt formu 20 Ocak 2007’de düzenlenmiştir. Buradaki bilgiler benim bilgilerim değildir.”
‘Kürtlerin vakfını araştırıyorduk’
Dink’in Ogün Samast tarafından öldürüldüğü sırada Agos gazetesinin yakınlarında olduğu gerekçesiyle hakkında cezalandırma talep edilen jandarma görevlisi Hacı Şefik Şimşek ise şunları söyledi:
“12 Ağustos 2006’da göreve başladım. Trabzon il jandarma komutanlığında çalışan kimseyle irtibatım, tanışıklığım yoktur. Olay günü Tarlabaşı’nda Kürt Kültür ve Araştırma Vakfı’nın fotoğraflarını çekiyorduk. Bu vakfın PKK ile irtibatlı olduğunu düşünüyorduk. Sonrasında Karaköy’e indim. Olay yerinde HTS kaydım da yok.
FETÖ ile ilişkim olduğum suçlaması ile ilgili tek bir cümle bile yoktur. Örgütle en küçük bir iltisakım yoktur. 2017’de tutuklandığımda görevimin başındaydım. Sekiz ay tutuklu kaldım, tahliyeden sonra hemen üniformamı giyerek işe başladım. Olay günü kimseyi takip etmedim. Agos gazetesi ve çevresine hiç gitmedim.”
Savunmalardan sonra mahkeme başkanı Akın Gürlek, 15 Ocak’ta yapılacak bir sonraki oturumda İstihbarat Daire Başkanlığı görevlisi Hamdi Egbatan, Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı eski görevlisi Hamza Celepoğlu, Trabzon istihbarat polisleri Mehmet Uçar, Metin Yıldız ve Özkan Mumcu, Mülkiye eski başmüfettişi Mehmet Ali Özkılınç ile Samsun polisi Metin Balta’nın savunmasının alınacağını duyurdu.