CANAN COŞKUN
canancoskun2@gmail.com
@canancoskun
Boğaziçi Üniversitesi’ne Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kararıyla atanan ve ‘kayyım rektör’ olarak anılan Prof. Dr. Melih Bulu, Erdoğan’ın kararnamesiyle görevden alındı.
Bulu’nun görevden alınmasının ardından, akademisyenlere bundan sonra ne olacağını, yol haritalarını sorduk.
Bulu’nun atadığı ve onun görevden alınmasından sonra vekâleten rektörlük görevini üstlenen Prof. Dr. Naci İnci’nin üniversitede ders vermesini engellediği avukat Feyzi Erçin, Emeritus Prof. Dr. Cevza Sevgen ve öğretim üyesi Can Candan, Diken’in sorularını yanıtladı.
‘Tüm üniversitelerin özgür ve şeffaf olması için’
Akademisyenler bundan sonra ne yapacak? Rektörlüğe sırt çevirme eylemi sürecek mi?
Can Candan: Melih Bulu’nun atanması bizim irademiz dışına bir rektörün üniversitemize atanması anlamına geliyordu. Dolayısıyla biz kendi rektörümüzü kendi içimizden seçene kadar ilkelerimizden vazgeçmemiz mümkün değil. Boğaziçi Üniversitesi kendi rektörünü seçene kadar ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz.
Bizim bu talebimiz sadece Boğaziçi ile ilgili değil, Türkiye’deki bütün üniversitelerin kurumsal olarak özel, bilimsel olarak özgür ve aynı zamanda şeffaf, hesap verebilir bir kamu üniversitesi olabilmesi için bu mücadeleyi sürdürmek zorundayız.
Cevza Sevgen: Bizim ne istediğimiz belli. Eskiden olduğu gibi atama ile değil seçimle, hepimizin rızasıyla gelmiş olan bir rektör istiyoruz. Bunda ısrar edeceğiz.
Feyzi Erçin: Kendi adıma diyebilirim ki eyleme devam edilecek. Çünkü bu ilk kazanım. Bundan sonra elde edilmesi gereken kazanımlar var. Hem eylemlere, hem mücadeleye devam edilecek. Ama nasıl olacağı ile ilgili ortak bir karar verilmesi gerek.
‘Bir araya gelip yol haritası çıkaracağız’
Seçim ne zaman yapılacak? Süreç nasıl işleyecek?
Can Candan: Seçim süreçleri Boğaziçi’nde şöyle işliyor; Önce bir seçim komisyonu kuruluyor. Adaylar komisyona şeffaf bir şekilde kendileri başvuruyor. Daha sonra bir süre kampanya yürütmeleri gerekiyor. Çünkü bizim aday olmak isteyen kişilerin bu görev için uygun olup olmadıklarını değerlendirmemiz gerekiyor. Bu süreç sonunda şeffaf ve demokratik bir seçim düzenleniyor. Bu sürecin sonunda en çok oyu alan arkadaşımız rektör oluyor. Ondan sonra bu kişinin ataması resmi kaynaklar tarafından yapılır.
Ancak şu an böyle bir takvimimiz yok. Çünkü Melih Bulu’nun o pozisyonda olduğu bir zamanda böyle bir seçimi yapmak çok uygun ve doğru değildi. Şimdi bu durum ortadan kalktığı için seçim tekrar gündeme geliyor. Bir araya gelip yol haritası çıkaracağız. Bizi takip edin.
Cevza Sevgen: Seçim için çok erken ancak bir yandan Yükseköğretim Kurulu’nda (YÖK) her zamanki işleyiş yürüyor. 2016’dan itibaren olan prosedür işliyor. 2 Ağustos’a kadar üniversite içinden veya dışından isteyen herkes rektör adayı olmak için YÖK’e başvuracak. Bu adaylar gizli oluyor, kim olduklarını bilemiyoruz. Melih Bulu atanırken de adayların kim olduğunu bilmiyorduk. Şeffaf olmayan bir süreç yani. Biz bu tür bir şey istemiyoruz.
Feyzi Erçin: Kişisel fikrim bir an önce seçimle ilgili adımların atılmasına yönelik iradenin hocalar tarafından ortaya konmasıdır. Çünkü doğrusu bu. YÖK kendi kurallarıyla ve alışkanlıklarıyla yapmaya çalıştığı teamüle aykırı dayatmayı yapmaya çalışıyor. Buna karşı çıkmak, seçimin yapılmasını istemek ya da adayımızı seçmek gibi bir ortak çıkış güzel olurdu.
‘Tepeden bir atama olursa eyleme devam’
İnci rektörlüğü vekâleten yürütmeye devam edebilir mi? Öyle olursa mücadeleniz devam eder mi?
Can Candan: Her şey olabilir. Çünkü bizim kontrol edebileceğimiz mekanizmalar değil. Biz kontrolümüz dışında olan şeyleri kendi ilkelerimizin filtresinden geçirerek değerlendireceğiz. Eğer ilkelere uygun ise kabul edebiliriz. Uygun değil ise kabul etmeyiz. Bu da bizim en doğal hakkımız. Naci İnci ile devam etmek mümkün değil. Çünkü Naci İnci bizim kabul etmediğimiz bir kayyum rektörün yardımcısı olmayı kabul etti. Onun bir elemanı olarak da bir dolu işlem yaptı. En başında bölümün ve fakültenin iradesinin üstüne çıkarak Feyzi Erçin hocanın ders vermesini engelledi. Bu bizim ilkelerimizin ihlali anlamına geliyor. İlkelerimizi ihlal etmiş birinin vekâleten de olsa rektör olması mümkün değil.
Cevza Sevgen: Naci İnci’nin vekâleten o göreve atanması iyi bir şey değil. Rektör yardımcılığı yaptığı sırada sertlik yanlısı olduğunu ve kendi başına karar almaya meyyal olduğunu gösterdi. Halbuki bizim alıştığımız yönetim, kişilerin kendi başlarına karar aldığı değil, konuşup tartışıp sonunda ortak bir karara vardığı bir yönetimdir. Naci İnci göreve devam eder veya tepeden bir atamayla yeni bir rektör gelirse eylemimize devam edeceğiz.
Feyzi Erçin: Naci İnci’nin kendi kendini ataması okuldaki o bütün yanlışlık silsilesinin bir halkası. Kendi kendini ataması geçici bir atamaydı, süreç bir yere geldikten sonra onun o idari görevleri de bitecek. Büyük ihtimalle de fizik öğretmenliğine geri dönecek, nasıl yapacaksa artık. Çok ironik bir atama tabii ki.