ALTAN SANCAR
altansancar@diken.com.tr
@altansancarr
AKP ve MHP’nin anayasa değişikliği teklifi Meclis gündemine geliyor. Muhalefetin izleyeceği yol haritası için görüşmeler devam ederken, bir yandan da oylama sırasında AKP ve MHP’nin olası tavırlarına dair endişeler ortaya çıktı. Muhalefet AKP’lilerin 2010 anayasa değişikliği teklifindeki gibi ‘bilinçli fire vermesinden’ çekiniyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü yasa teklifinin ardından, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan anayasa değişikliği resti çekmişti. AKP ve MHP’lilerin hazırladığı teklif uzun süre bir bekleyişin ardından Meclis’e gelmişti. AKP ise teklifini muhalefetle de görüşmüş, ama ikinci tur görüşmelere muhalefet kapıyı kapatmıştı.
Muhalefet kanadında, İYİ Parti’nin hukukçu kurmaylarının hazırladığı ve altılı masayla da paylaşılan teklifin anayasa komisyonu görüşmelerinde önerge olarak verilmesi seçeneği öne çıkmıştı.
İYİ Parti, başörtüsü konusunda teklifte yer alan “Hiçbir kadın dini inancı sebebiyle başını örtmesi…” ibaresinin değiştirilmesi isteniyor. Teklifle ‘dini inancı sebebiyle’ ibaresinin hem yoruma açık olacağı hem de laiklik ilkesiyle çelişebileceğine işaret ediliyor. Bunun yerine daha kapsayıcı bir değişiklik öneriliyor.
Teklifteki ‘ailenin korunması’ maddesi içinse son aylarda yeniden gündeme gelen, ‘çocuğun korunmasının öneminin’ anayasal güvenceye alınması öneriliyor. Bu teklif kurmaylar tarafından Kılıçdaroğlu’na da anlatıldı.
Üç sandık hedefi
Öte yandan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ülkeyi önümüzdeki seçimlere referandum havasında götürmek istediğine dair görüşler, hem siyaset uzmanları hem de parti temsilcileri tarafından dile getiriliyor.
TBMM Genel Kurulu’nda anayasa değişiklik teklifinin doğrudan kabulü için en az 400, referanduma götürülebilmesi içinse 360 oy alması gerekiyor.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop oy kullanamadığı için 334 sandalyesi bulunan ‘cumhur ittifakı’nın anayasa değişikliği teklifini referanduma götürebilmesi için dışarıdan 26 milletvekilinin desteğine ihtiyacı bulunuyor.
‘Referandum tuzağı’
Özellikle tutumları belirleyici olacak CHP ve İYİ Parti’nin sunacağı önerilere iktidar kanadından destek gelmemesi halinde AKP’nin teklifine mesafeli duruş korunacak.
İktidarla muhalefet İYİ Parti’nin önerisi etrafında birleşirse, komisyon ve genel kurul görüşmelerinde bu öneriler üzerinden hareket edilecek.
Muhalefette ‘referandum tuzağı’ endişesi yaratansa bu ikinci, yani muhalefetin değişikliğe destek verebileceği senaryo. CHP ve İYİ Parti yetkilileri, AKP’lilerin 2010’daki anayasa değişikliği oylamasında yaptığı gibi, bugün de bilinçli olarak fire verebileceği ve ülkeyi referanduma götürebileceğini düşünüyor.
2010’da ne olmuştu?
3 Mayıs 2010’da Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen anayasa değişikliği teklifinin parti kapatmaların zorlaştırılmasını içeren 8’inci maddesinin görüşmelerinde yaşananlar muhalefetin hafızasında yerini koruyor. Oylamayı boykot eden Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) milletvekilleri, parti kapatmalar için Meclis onayının gerekli hale getirilmesini içeren 8’inci maddede oylamaya katılmış ve ‘Evet’ oyu kullanmıştı.
O dönemde anayasa değişikliğinin referanduma götürülmesi için 330 oy gerekliydi ve AKP’nin Meclis başkanı dışında 335 milletvekili bulunuyordu. Oylamada BDP’li beş milletvekili de ‘Evet’ oyu vermişti. Buna rağmen madde 327 kabul, 76 ret oyuyla kabul edilmemişti ve tekliften düşürülmüştü. AKP’nin sekiz fire verdiği ortaya çıkmıştı.
Dönemin başbakanı Erdoğan, oylama sonrası ‘milletvekillerinin hakları olan iradelerini kullandığını, yollarına kararlılıkla devam edeceklerini, paketi oylamayı sürdüreceklerini’ söylemişti.
Aynı taktik uygulanabilir
Muhalefet anayasa değişikliğinde oylamanın gizli olduğunu hatırlatarak, muhalefetin oylamada tam kadro ‘Evet’ vermesinin bile yeterli olamayacağını düşünüyor. CHP ve İYİ Parti yetkilileri, katılacakları oylamada AKP’den verilecek fireler üzerinden kendilerine yüklenilebileceğini ve bunun referandumla sonuçlanabileceği ihtimalini tartışıyor.
Bu nedenle de uzlaşı çıkması halinde oylama sırasında AKP’nin başkanlık sistemi anayasa değişikliği oylamasında uyguladığı taktiğin uygulanabileceğinin üzerinde duruluyor. Buna göre de oy kullanmak üzere zarfla kabine giden muhalefet temsilcilerinin kameraların göreceği şekilde, oylarını girmeden zarfa koyup kapatması üzerinde duruluyor. Uzlaşı olmaması halinde muhalefetin oylamaya katılmaması da güçlü bir seçenek olarak güncelliğini koruyor.