Türkiye Barolar Birliği (TBB), Yargıtay’ın ‘yetki aşımı’ gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) bazı üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunma kararı almasını ‘anayasal düzene karşı açık bir başkaldırı’ olarak niteledi.
AYM Gezi Parkı davasında 18 yıl hapse mahkum edildikten sonra Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) milletvekili seçilen avukat Can Atalay’ın tahliye edilmesi yönünde karar almıştı. Yerel mahkeme, topu Yargıtay’a atmıştı. Yargıtay’sa karara uyulmamasına, Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine ve Atalay’ın tahliyesi yönünde oy veren AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına hükmetmişti.
TBB Başkanı Erinç Sağkan, karar üzerine olağanüstü toplantı yapacaklarını duyurdu:
“Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’nin kararı Anayasa’yı yok sayarak Anayasa Mahkemesi’ni fiilen ortadan kaldırma çabasından ibarettir. Kararın hukuken değerlendirilebilecek hiçbir yanı bulunmamaktadır. Birliğimiz tarafından Anayasayı yok sayan ilgili daire üyeleri bakımından ‘görevden el çektirmeye davet’ yaptırımının uygulanması için Yargıtay Yüksek Disiplin Kurulu’na yarın itibariyle gerekli başvuru yapılacaktır. Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Anayasal düzeni yok sayan bu keyfi uygulamaya karşı hukukun üstünlüğünü ve yurttaşlarımızın haklarını korumak için yapılacakları belirlemek üzere yarın sabah olağanüstü gündemle toplantı kararı almıştır.”
TBB’den de ayrı bir yazılı açıklama yapıldı ve “Bu karar anayasal düzene karşı açık bir başkaldırıdır” denildi.
Açıklama şöyle:
* Dairenin Anayasa Mahkemesi’ni âdeta terör örgütleriyle birlikte hareket etmekle suçlayan, milletin iradesi yüce Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni tedip etmeye (yola getirmeye) çalışan, bir yargı makamının ‘Türk Milleti’ adına verdiği karara yakışmayacak ifadeler kullanan kararı, hukukun üstünlüğü ilkesinin geçerli olduğu bir hukuk devleti için dönüm noktası niteliğindedir.
* Bu karara imza atan Yargıtay üyeleri derhal görevden el çekmeye davet edilmeli ve haklarında Yargıtay 1. Başkanlık Kurulu tarafından ceza soruşturması başlatılmalıdır.
* Birliğimiz tarafından anayasal düzeni yok sayan ilgili Yargıtay daire üyeleri bakımından ‘görevden el çektirmeye davet’ yaptırımının uygulanması için Yargıtay Yüksek Disiplin Kurulu’na yarın itibariyle gerekli başvuru yapılacaktır.
* Bu anayasa tanımaz keyfi uygulamaya karşı hukukun üstünlüğünü ve yurttaşlarımızın haklarını korumak için barolarımızla istişare edilerek yapılacakları belirlemek üzere yarın sabah olağanüstü gündemle toplantı kararı alınmıştır.
Ne olmuştu?
25 Ekim’de AYM Gezi Parkı davasından 18 yıl hapse mahkûm edilen avukat Can Atalay Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Hatay milletvekili seçildi. Yargı ve yasama adım atmayınca Atalay, AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. AYM de Atalay’ın ‘seçilme ve siyasi faaliyette bulunma’ ve ‘kişi hürriyeti ve güvenliği’ hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Yüksek mahkeme ayrıca ihlalin ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına, yargılamada durma kararı verilmesine ve hükmün infazının durdurularak Atalay’ın tahliye edilmesine karar verdi.
AYM kararı, 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne 27 Ekim’de ulaştı, kararı uygulaması beklenen mahkeme topu Yargıtay’a attı. İhlalin Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’nin kararından kaynaklandığı savunuldu, gereğini aynı dairenin yapması gerektiği belirtildi.
Yargıtay başsavcılığı Atalay’ın ‘yasama dokunulmazlığı’ndan yararlanamayacağını savunmuş, gerekçe olarak Atalay hakkındaki soruşturma ve yargılamanın milletvekili seçilmesinden önce başlamasını gösterdi.
Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi tahliye talebinin reddine, Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi için kararın TBMM’ye gönderilmesine, dahası ‘anayasa hükümlerini ihlal ettiği’ gerekçesiyle tahliye yönünde oy kullanan AYM üyeleri hakkında Yargıtay başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına hükmetti.