Ekonomim gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, bankaların almaya mecbur bırakıldığı düşük faizli ve uzun vadeli ‘zehirli’ tahvil sorununa Merkez Bankası nezdinden bir çözüm arayışı olduğunu belirtti. Bu soruna çözüm bulunmazsa faiz artışının bankalara maliyeti çok yüksek olacak.
Ekonomi yönetimi, TL’deki değer kaybını arka kapıdan döviz satışları ve çeşitli piyasa dışı düzenlemelerle tutmaya çalışıyordu.
Bu adımlardan birisi de bankaların mevduatlarının belli bir kısmının TL’de durmasını sağlamaktı. Bu oranı tutturamayan bankalarsa ‘ceza olarak’ düşük faizli ve uzun vadeli kağıt almaya zorlandı. Bu kağıtların getirisi düşük ve uzun vadeli.
Merkez Bankası’nın (MB) 22 Haziran’daki toplantısındaysa yüzde 8,5 olan politika faizinin artırılması bekleniyor. Yabancı banka ve kuruluşlar yüzde 20-40 arasında bir oran bekliyor.
Faizin artırılması durumunda bankalar, almaya mecbur bırakıldığı kağıtlardan büyük zarar edecek. ABD’de meydana gelen bankacılık krizinde bazı bankalar, aynı nedenden dolayı zarar etmiş ve sonrasında iflas etmişti.
Bankalar da bu nedenle, faiz artışından önce bu kağıtların tasfiye edilmesini talep ediyor.
MB de bankalarla bugün toplantı yapacaktı ama bu iptal edilerek 23 Haziran’a ertelendi.
Ekonomim gazetesinden Alaattin Aktaş’ın edindiği bilgiye göre, bu toplantıda söz konusu kağıtların tasfiyesi konuşulacaktı. Aktaş, bankaların bu kağıtlarının tamamının tasfiyesini beklemediğini ama MB’nin bu kağıtların bir kısmı için geri alım ihalesi düzenleyeceğini söyledi.
550-600 milyar lira
Aktaş, dünkü yazısında şunları dedi:
*Bankaların elindeki zehirli kağıtların toplamının 550-600 milyar lira dolayında olduğu tahmin ediliyor. Bu kağıtlar düşük faizli ve beş ya da on yıl gibi uzun vadeli.
*Yapılan bazı hesaplamalar, faizin artırılması ve örneğin yüzde 25’e çıkarılması halinde bankaların bu kağıtlar yüzünden bir anda 200 milyar lira dolayında bir zarara uğrayacağını ortaya koyuyor. Bu çok büyük bir tutar ve sistemin bunu kaldırmayacağını herkes görüyor.
*Her ne kadar bankaların elindeki kağıtlarla ilgili karar PPK sonrasına bırakılmış olsa da kafalarda bir çözüm yöntemi belli ki var. Dolayısıyla MB’nin perşembe günkü toplantısından çıkacak faiz kararında belirleyici en temel etken, bankaların elindeki bu kağıtlar için bulunacak çözüm. Bankalar bu kağıtlar konusunda rahatlamadan MB değil öyle yüzde 25’ler düzeyinde bir faiz belirlemek, çok daha sınırlı bir artışa bile gidemez.
‘Bankalar kurtarılacak’
*Edindiğimiz bilgi bankaların elindeki bu kağıtların tümünün tasfiyesi yoluna gidilmesinin pek beklenmediği yönünde. Bu kağıtların bir kısmı için geri alım ihalesi düzenlenmesi bekleniyor. Normalde bu alımı Hazine’nin yapması gerekiyor ancak bu kez MB’nin devrede olacağı görüşü ağır basıyor. Bankalar bu kağıtların bir kısmını MB’ye satarak nakde kavuşacak ve faiz artırıldığında zarar yazmaktan geri alım oranı ölçüsünde kurtulacak.